Sıçrayarak yerimde dogruldugumda başıma saplanan keskin acıyla yüzümü burusturdum.vücudumun her hücresi bana sitem edercesine zonkluyordu.gözlerimi zorlukla aralayıp yüzümü burusturdum basım bu hareketıme karsılık siddetli bir şekilde tekrar zonkladı bır ilaca ihtiyacım vardı ayağa aniden kalkmamla gelen goz kararmasınla dengemı kaybettim komıdınden yardım alarak dengemı sağladım karaltı yavaş yavaş yok olduğunda ayaklarımı sürüye sürüye asagı ındım.hızla mutfağa yöneldim bir agrı kesici alıp içtim.dun neler olduğunu hatırladıgımda anı bir refleksle dudaklarıma dokundum ben özgürü opmustum. Bu sefer utancla yüzümü burusturdum kendimi buyük kanepeye atıp kafamı yastığa vurmaya başladım 'aptal! aptal! tam bir aptalsın begüm' aniden gelen sesle ırkıldım 'hey sakın ol benim arkadaşım aptal değil' kafamı kaldırıp baktım Eylul elinde fıncanlarla dikilmiş gülerek beni izliyordu tekrar yüzümü koltuğa gomdum 'ne demezsın' diye homurdandım.Eylulun güldüğünü duyabılıyordum 'hey hadı kalk kahveni iç' sessizce homurdanarak yerimde dogruldum masanın üzerinden kahve fıncanını alıp buyuk bir yudum içtim bogazımdan asağı süzülen sıcaklık kendimi ıyı hıssetmemı sağladı midem yemek yemem için can cekısırcesıne guruldadı Eylul yüzüme endişeyle bakıp 'en son ne zaman yemek yedin sen ? ' Diye sordu biraz düşündükten sonra 'hmm sanırım dun okul çıkışı ' diye fısıldadım Eylul cırlayarak yerinden kalktı 'Ne! kızım sen kafayımı yedin açlıktan olebılırsın ' sinirle homurdanarak mutfağa gitti gelen seslere bakılırsa bana bırseyler hazırlıyordu mıdemden gelen sıddetlı ağrıyı yok sayarak koltuğa tekrar gomuldum.aklıma dun yaptıklarım gelip duruyordu basit kızlar gibi davranıp hemen üstüne atlamıstım lanet olsun çok aptalım kafamı koltuğa gömüp çığlık atmamla Eylul un basımda bitmesi bir olmuştu ah canım benim benden çok çekiyordu goz ucuyla ona baktım sorgulayan gözlerle tek kaşını kaldırmış beni izliyordu bir şey soylemesede bunun beni uğraştırmada anlat bakışı olduğunu anlamıştım sıkıntıyla oflayıp bagdaş kurup oturdum yutkundum ve 'b ben dun özgür u optum ' Eylul boş ifadeyle bana bakıyordu şok geçiriyor olabilirdi gözlerinden saniyede binlerce duygunun geçtiğini gördüm en sonunda şaskınlık yerleşmişti.tekrar derin bir nefes alıp ona dun olan butün herşeyi anlattım.sonucunda karşımda ağzı bir karış açık bir Eylul vardı ondan bir cevap alamayınca yastığı yüzüme bastırıp çığlık attım kucuklugumden beri benim rahatlama yontemım olmuştu gerçekten ıyı geliyordu.Eylul kahkalarla gülmeye başlayınca yastığı şaşkınlıkla yuzumden çekip ona fırlattım gülmeye devam ediyordu hadi ama bunda gulunecek ne vardı sinirle somurtarak kollarımı göğsümde birleştirdım.Eylul gülmekten ağrıyan karnını tutarak 'deli gibi gozukuyorsun begüm şunu yapmayı kes ' dedi benim taklıdımı yaparken gülerek diğer yastığıda ona fırlattım.Biraz sonra ıkımızde kahkalarla guluyoduk.Eylül un gözü bır an bana takıldı gerıldıgını belli etmemek için yerinde huzursuzca kıpırdandı 'B Begum kolyen nerede ? ' Elim anı refleksle boynuma gitti kolyenın olması gereken yerdeki boşluğu hıssedınce korku ve şaskınlık damarlarıma şırıngayla salınmış gibı aniden vucuduma yayıldı.Gözlerim yanmaya başlarken annemin son hediyesi olan kolyeyı verdiği anı hatırladıgımda yaşlar anında gözlerime hücum etti.Yanagımdan süzülen bir damla yaşı sılerken 'ben onu kaybettıgıme inanamıyorum ' artık gozlerımden süzülen yaşlara hakım olamıyordum Eylul yanıma gelip 'sısst tamam sakın ol eminim evde dusurmussundur onu bulucagız tamam mı ?' Diye beni sakinleştirmeye çalışıyordu.Aniden zılın calmasıyla ıkımızde yerimizden sıcradık.eylül huzursuzca kıpırdanarak 'bu kapıda son günlerde hıç susmadı ya ' diye homurdandı.Yavaşça yerımden kalkıp kapıyı açtım kimse yoktu şaşırarak biraz daha kapının önüne çıkıp etrafa bakındım kimse olmadığını görünce içeriye girmek için arkamı döndüğümde yerde duran kuçuk kutu dikkatimi çekti.Eğilip kutuyu elime aldım üstünde hıç bir not yoktu içini açtığımda şaskınlıkla karışık mutluluk hızla vucuduma yayıldı.içinde annemin bana aldığı kolye duruyordu.gözümden süzülen yaşlardan biri kuçuk damla şeklinin arkasında el yazısıyla yazılmış 'Begum' yazısının üstüne düşerken elimi yazının üstünde gezdırdım vucuduma sevinç pompalanmaya başlamıştı bile.içime dolan heyecanla zıplayarak Eylul un yanına mutfağa gittim bana anlamayan gözlerle bakan eylule sırıtarak kolyeyı ona doğru salladım o da bir anda kahkaha atıp boynuma sarıldı ve benimle zıplamaya başladı.Bu halımızle kuçuk çocuklar gibi gozuktugumuze emınım.Zıplamamız ve sevinç cıglıklarımız bitince Eylulle birlikte yemek hazırladık.Açlıktan kendini sindirmeye başlayan midem acıyla guruldarken daha fazla dayanamayıp bırseyler yemeye başladım. Eylul un kahkaha attığını duyunca kafamı yemeklerden kaldırıp ona tek kasımı kaldırarak baktım 'kızım biraz yavas ya tabağı yemek uzeresın ' dedi somurtarak ona dil çıkardım.Eylul aklına birşey gelmiş gibi bir anda duraksadı 'Peki bu kolyeyı sana kim gönderdi Begüm?' Diye sordu o ana kadar sevinçten duşünmek istemediğim aklımın bır köşesine attığım soruyu bı an bende kendime sordum biraz düşündükten sonra 'Bilmiyorum' dıyebıldım eylül yerinden kalkarken ona anlamayan gözlerle baktım kolyeyı bulduğum kutuyla geri döndüğünde elinde bir zarf sallıyordu 'ah akıllı arkadaşım kutunun içine bakmak aklına gelmedi mı peki? ' Diye sordu ona omuz sılkıp zarfı elinden aldım Eylul un meraklı bakışları altında zarfın içindeki kağıdı çıkardım üstündeki düzgun el yazısını yuksek sesle okudum "Bana borçlandın UFAKLIK"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUS
RomanceAşkı kitaplarda okur filmlerde izleriz. Peki ya sıradan bir pazar günü aşk kapınızı calar ve sizden yardım isterse ne yaparsınız ?Aşka inanmayan ıkı insan aşkın ılklerını birlikte yaşayacak aşkın güzelliklerini birlikte tadıcaklar.Bakalım guzel kızı...