hüzünlü gün -4-

108 21 0
                                    

Dediğime aldırmadı yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip sarılmak için bana doğru yaklaştı 'Kızım sen ne kadar da büyümüşsün' ondan uzak durmak için geriye doğru gittiğimde sehpanın üzerinde duran vazo büyük bir gürültüyle kırıldı 'sakın bana yaklaşma baba !' Diye bağırdım gözlerim yanmaya başladı yaşların birikmesiyle görüntü bulanıklaştı elimin tersiyle yanağımdan süzülen göz yaşını sildim sırtımı dikleştirip tekrar bağırdım 'defol git burdan baba ' ona baba demek bile midemi bulandırıyordu 'ama kızım ben özür dile..' Sözünü kestim hıç bir şey olmamış gibi karşıma gelip özür dileyince geçicek mı sanıyordu bu adam 'sakın sakın benden özür dileme baba büyüdüm baba tam 10 sene önce terkettin bizi 10 sene sonra gelip benden özür dileyince hiç bir şey geçmiyor baba annem senin yüzünden oldu sen benim için ben daha 8 yaşındayken annemi gözümün önünde öldüresiye dövdüğün gün bittin sana baba demeye iğreniyorum şimdi 10 sene sonra özür dileyince geçicek mi baba daha annemin acısını unutmamışken babasız kaldığım günleri unutturabilicek misin bana söylesene uğruna beni kaybettiğin kadın benim kadar sevebildi mi seni baba ? Şimdi sakın karşıma geçip benden özür dileme sana o zevki tattırmayacağım özür dileyip içini rahatlatıp yine o fahişenın yanına dönmene izin vermeyeceğim defol git burdan baba ' artık goz yaslarımı daha fazla tutamadım olduğum yere yığılıp ağlamaya başladım eylül un hızla merdivenden indiğini gördüm babamı görünce sinirle bağırdı 'Begum u yeterince uzdun onu daha fazla uzmene izin vermeyeceğim defol burdan ' babam son kez bana bakıp 'ne olursa olsun seni seviyorum kızım ' dedi ve gitti.bu kadarı da fazlaydı artık seven insan 8 yaşında kızını terketmezdı ondan nefret ediyorum.gozlerımden süzülen yaşları elimin tersiyle silip zorlukla ayağa kalktım sonra Eylul un sevkatlı kollarında buldum kendimi beni kanepeye taşıdı uyumak istiyordum sadece uyumak ve unutmak .. Göz kapaklarımın üstüne beton dökülmüş gibi ağırdı ve bu ağırlığı daha fazla taşıyamadım agladıktan sonraki o huzurlu uykuya daldım..

EYLUL... Asağıdan gelen gürültüyle yerimden sıcradım o çocuk begüm e bir şey yapmaya kalktıysa eğer begüm u o çocukla yalnız bırakmamalıydım kendime lanet okuyarak asağı ındım Begum kapının önünde durmuştu kime baktığını anlamak için yanına gittim babasını karşımda görünce şok oldum Begum daha fazla dayanamayıp yere düştü o adam burdan bir an önce gıtmelıydı 'Begum u yeterince uzdun onu daha fazla uzmene izin vermeyeceğim defol burdan ' diye bağırdım Mehmet amca Begum e donup 'ne olursa olsun seni seviyorum kızım ' dedi ve gitti.Bır insan bu kadar yüzsüz olamazdı.Hızla begüm un yanına gittim ona sıkıca sarıldım kulağına 'sakın ol herşey gecıcek ben yanındayım gibi bırseyler fısıldadım ama beni duyduğunu sanmıyorum.Onu sürükleyerek kanepeye götürdüm duygusal olarak o kadar yorgun düşmüştü kı hemen uykuya daldı.diger kanepeye kendimi attım.Begum çok zor bı çocukluk geçirmişti annesi babası yüzünden olmuştu ve o günden sonra babası onları terk etmişti.Anneannesi ve dedesi sayesinde aldığı psikolojik desteklerden sonra 2 yılda anca kendine gelebilmiştı bende bu 2 yılda olabildiğince onun yanında olmaya çalışmıştım.Ama onu hıç bugün kı kadar üzgün görmemiştim babasını görünce resmen yıkıldı.Ah canım benim ne kadar üzülüyorum onun için ya.Gözüme hala bizim evde olan o çocuk takıldı 'hala ne ısın var senin burda gıtsene artık ' diye azarladım onu sınırımı ondan cıkarıyordum sanırım begüm un yattığı kanepeye oturup 'o uyanmadan ben bir yere gitmiyorum ' dedi çok sınır oldum hızla onu azarlamak için ayağa kalktım ama o sırada begüm kendine gelmeye başladı.önüne diz çöküp oturdum yeşil gözleri aglamaktan kıpkırmızı olmuştu güçlükle yutkunarak 'Bana bir bardak su getirir mısın ?' Sesi o kadar kısık çıkmıştı kı neredeyse fısıldıyordu hızla kalkıp mutfaktan bir bardak su alıp geri döndüm bı kaç yudum alıp bardağı masaya bıraktı.Tekrar ağlamaya başladığında yanına gidip ona sarıldım.Onu üzgün görünce içimden birşeyler kopuyordu sanki o benim en yakın arkadaşımdı bu zamana kadar birlikte aglamıs birlikte gülmüştük goz yaşlarima daha fazla karsı koyamayıp ona sımsıkı sarıldım.O sırada çocuğun telefonu çaldı 'evet... Doruk nerdeydin seni aradım.. Tamam sus gel beni al adresi mesaj atarım' deyip kapadı aslında çocuk yakışıklı ama başımıza bela açacaktı artık gitmesini istiyordum ama şu doruk dediği kimdi acaba düşüncelerimden özgürün sesi ile ayrıldım 'hey lavabo nerede' dedi 'yukarda koridorun solunda 2.kapı'dedim sesim çok soğuk çıkmıştı o gidince kapı çaldı gidip açtım aman tanrım kapıya yaslanmış etrafa seksi bakışlar atan bir çocuk vardı sarışın siyah deri ceketi vardı ve siyah belinden düşecek gibi olan bir pantolon onu süzdükten sonra bakuşlarımı gözlerine sabıtledım 'selam ben doruk' ha bu özgürün arkadaşıydı 'merhaba bende eylül' dedim içeri bakındı 'bizim özgür nerde' izin vermeden içeri geçti 'lavaboya gitti gelir şimdi' dedim tatlı görünmeye çalışarak o sırada da yukardan özgür indi 'hadi gidelim dostum' dedi doruk özgür onu onayladı gitmeden önce Begum un önünde diz çoktu ve 'herşey için teşekkür ederim ufaklık artık gitmem gerek ' dedi ve Begum e sarıldı bende kısık sesle 'sonunda ' dedim begüm bana bakıp gözlerinı devirdi buna karşılık omuz silktım.Begüm yavaşça ayağa kalktı ve çocuğu kapıya kadar geçirdi.Doruk tam giderken bembeyaz dişlerini göstererek güldü 'seninle tanıştığıma memnun oldum leyla' dedi tek kaşımı kaldırdım 'hayır eylül' dedim 'herneyse' dedi bu çocuklardaki ego çok fazlaydı yürüyen ego yığınları çok seksi biçimde göz kırptı bir anda sıcak basmıştı arkasından öyle bakakalmıştım.arkamı döndüğümde begüm sırıtarak bana bakıyordu ona dıl çıkartıp 'ne ' dedim omuz sılkıp 'Kendimi koca bir fil taşımış gibi hissediyorum ve uykuya çok ihtiyacım var odama çıkıyorum ' dedi anladım anlamında kafamı salladım ve onun arkasından bende kendi odama gittim uyumaya tek ihtiyacı olan begüm değildı.

KABUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin