Merhaba bu satırları okuyan şanslı insan. Aslında şanslı olup olmadığına bu kitabı bitirdiğinde karar vereceksin.
Öncelikle kendimi tanıtayım:Ben Asya, namı diğer Yitikçi.
Eğer bir gün beni hatırlayan birine denk gelirsen sakın ondan beni tarif etmesini isteme.
Sana vereceği cevap:"Gece gibi kara gözleri vardı.Saçları beline kadar iniyordu,"
ya da,
"masmavi gözleri boncuk boncuktu," da olabilir.
İşin aslı insanların beni olduğum gibi değil de istedikleri gibi düşünmeleri.
Peki ben nasıl biri miyim?
Bunu merak edip etmeyeceğinden emin değilim ama yine de kendimi sana tarif edeyim:Ela gözlüyüm, saçlarım kısacık, o kadar kısaki toka ile toplayamıyorum.
Bunun sebebi kısa saçı sevmem değil, savaşın üçüncü ayında saçlarımı kendilerine ev yapan bitler. Çok uzun boylu sayılmamak ile orta boyda değilim. Ten rengime gelince bazı rivayetlere göre kumral olduğum söylenir.Şimdi gelelim bu kitabı yazmamın nedenlerine.
Üçüncü Dünya Savaşı'nın sona erdiği üçüncü yılında bu kitabı yazmaya karar verdim.
Başlangıçta böyle bir şeye niyetim yoktu ta ki İngiltere başkanının yaptığı konuşmayı CNN' de izleyene kadar.Adam ne dedi biliyor musun?
"İçinde bulunmak istemediğimiz bu savaşı hafif sıyrıklarla atlatmak bizim için büyük bir başarı."
Evet, tam olarak böyle dedi.İnanabiliyor musun?
Şimdi sen:
"Bu konuşmada ne var ki!"
diyeceksin.
Beni çileden çıkaran, elimdeki kül tablasını plazmaya fırlattıran ve hayatım boyunca etmediğim kadar küfür ettiren:"İçinde bulunmak istemediğimiz,"
sözcükleriydi. Yoksa onların başarı diye adlandırdıkları şey beni ilgilendirmiyor.Dünya üzerinde savaşın gerçek nedenini bilen insan sayısı savaşı başlatanlar hariç bir elin parmakları kadardır.
İşte ben tüm gerçekleri buraya yazacağım ve senin sayende tüm dünya öğrenecek.
Ben neden mi söylemiyorum?Bunu okudukça anlayacaksın.
Hadi şimdi git ve tüm ihtiyaçlarını karşılayıp gel.Macera başlıyor...
![](https://img.wattpad.com/cover/150122059-288-k648163.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİTİKÇİ
Science FictionHiç kimse gerçeği bilmeyecekti. Kendisi bu dağ başındaki köhne evde ölüp gidecek, kimse gerçeği bilmeyecekti. Kendisi burada her gün savaşı tekrar tekrar yaşarken savaşı kimse hatırlamayacaktı. Kendisi burada çürüyüp giderken onu kimse hatırlamayaca...