9. Bölüm
Kraliçe? Kızı? Kim? Ne?!
Gözlerimi kırpıştırarak yüzüne bakarken ne saçmalağını çözme çabası içerisindeydim. Anlayamıyordum. Birincisi bu salak kimdi. İkincisi benden ne istiyordu. Üçüncüsü bana ne olmuştu?! Delirmek üzere hissederek sertçe geriye doğru ittim ve kıza doğru yürüdüm. Sopayı kenardan aldım.
“Gidiyoruz Clara.”
Piç kurusuna bakıyodu. Gözleri bian irileşti ve ardından hafifçe titredi. Yanına diz çöktüm.
“Clara ne oldu?!”
Adama bakmaya devam etti ve hıçkırdım.
“Beni o getirdi.”
Kaşlarımı çattım. Hiçbir şey anlayamıyordum. Hemde hiçbir şey.
“Nereye kim?”
Hiçbir şey söylemeden öylece durmuş arkama bakıyordu ve ben neye baktığını gayet iyi biliyordum. Delirmiş gibi tekrar sordum.
“Nereye?!”
Ve ağlamaya başladı. O an kollarını çok sıkı bir şekilde tuttuğumu ve delirmiş gibi bağırdığımı fark ettim. Belkide deliriyordum. Kızmızı gözler ha? Hah! Başımı tutarak adım adım geri çekildim. Hiçbir şey anlayamamak sinirlerimi bozuyordu. Saçlarımı sıkıca tuttum ve çektim. Tıslamıştım adeta. Deliriyordum. Kabustaydım. Yada rüyada. Her neyse. Koluma dokunulduğunu hisseder hisssetmez sağ tarafımdaki sopayı tuttum ve sertçe koluna vurdum. Kırılma sesi eşliğinde sendeledi ve düştü. Sopayı kaldırıp tekrar bacağına sertçe vurdum ve düşürdüm. Acıyla bağırdı.
“Kafanı çalıştır yardım etmeye çalışıyorum! Lanet olsun kolum!”
Sinirden deliye dönmüştüm. Sopayı iyice kavradım ve başının hizasına kaldırdım. Beyzbol oynar gibi vurmaya hazırlanıyordum ki kız hıçkırdı.
“Kristen abla yapma.”
Gözlerimi kırpıştırdım. Çocuğu öylesine öldürmek istiyordum ki elelrim titriyordu arzudan. Yutkundum ve sopayı indirp kıza döndüm. Kolundan tutup kaldırdım.
“Gidiyoruz.”
Piç kurusu durmadan yerde bağırıyordı.
“Hayır dur! Sizi öldürürler hayır gitme seni korumaya çalışıyorum gitme Kristen hayır!”
Kızı kapıya doğru atar gibi ittim ve sopanın arkasıyla alnına sertçe vurdum. İnledi ve tamamen yere düştü. Dişlerimi birbirine vurarak ses çıkarttım.
“Bir daha yoluma çıkma zavallı.”
Yeniden kendim gibi hissetmeye başlamıştım. Hatta tamamen kendim gibi hissediyordum. Yeniden kontrolün bende olmadı güçlü hissetmem daha sağlıklı düşünmemi salamıştı. Yalandı. Kırmızı göz mü? Kıçımla gülüyordum resmen. Yalandı işte çok barizdi. Kızı kolundan tutup zorla yürütmeye başladım. işte yeniden bendim.
Evden çıkar çıkmaz soğuk akşam üstü havasıyla karşılaştık. Kıza baktım. Korkmuştu. Üşümüştü. Kolunu tutmuş sıkarak canını yakıyordum ve etrafta tanıdığı kimse yoktu. Kolunu bırakmasamda demir gibi elimi gevşettim ve ona soluklanma fırsatı verirken etrafa bakınmaya başladım. gördüğüm tek şey ağaçlar ve lanet olası az önce içinden çıktığım evdi. Bir yerlere saldırma isteğimi bastırmaya çalışarak kızı çekmeye devam ederken bir yönden başlamaya karar verdim. Görebildiğim en yüksek ağaç ileride sağda olandı. Kızı oraya çekiştirdim ve ağacın altında durdum.