Dark Life 10. Bölüm - Hadi ama Siyah.

3.6K 270 107
                                    

10. Bölüm

Gözlerimi karanlıkta ışıl ışıl büyüleyici bir kızıllıkla parlayan gözlerine diktim. Nefesimi tuttum ve dinleyebilmek için kendimi zorladım.

“Öldük. Hepimiz öldük. Aptallar!”

Ve bir şeyler daha. Dinleyemiyordum. Kırmızı gözlerde git gide kayboluyordum. Hatta boğuluyordum. Beynim işlemiyordu sadece etki içinde yüzüyordum. Elimi yavaşça kaldırıp gözlerimim hemen altının hizasına getirdim. Parmağımı yavaşça gözlerinin altında gezdirdim. Nefesim hızlanmıştı ve o bunu farketmişti.

“B-Buda ne?” diye kekelerken kendimden geçmiştim. Sesim fısıltıdan çok inleme gibi çıkmıştı. Daha önce hiç böylesine büyüleyici bir şey görmediğime yemin edebilirdim.

İyice ağaca yaslandım ve parmağımı hafifçe gözünün tam altında gezdirdim. Kıpkırmızı kan rengi gözleri beni benden almıştı. Karnımdan göğsüme sıcak bir karıncalanma çıkıyordu ve daha önce hiç böyle hissetmediğime yemin edebilirdim.

Aynı anda onunda irkildiğini hissetmiştim. Kaslı ve benimkine göre fazlasıyla geniş olan gövdesi hafif titredi, gözlerinden anlık bir karartı geçmişti.

Yutkundum ve bilincim kapanırken kendimi ona değil başka tarafa attım. Son algıladığım sesler bizi bulduklarının haykırışlarıydı.

“Bu muymuş? Ne yani  bu kız mı?” ve ardından sesli bir haykırış. Uyanmıştım ama haraket edemeyecek kadar veya göz kapaklarımı açamayacak kadar yorgun hissediyordum. Ve yine anladılar.

“Uyandı sanırım küçük insan. Ver şu yemeğide zıkkımlansın.”

Dişlerimi sıkarak gözlerimi açtım.

“O lafları harf harf o gereksiz dışkı yerine sokmak için can atıyorum.”

Önce gözlerini kırpıştırdı ardından bir kahkaha koyuverirken ben uyuşuk vücudumdan beklenmeyecek bir hızla kalkıp parmaklığı tuttum ve çekiştirdim.

“Bu da ne?! Hepinizi geberteceğim! Hepinizi öldürceğim! Beni tanımıyorsunuz! Burayı başınıza yıkacağım!”

Adam gülmeye devam ederken anahtarları salladı.

“Bende kendinin kim olduğunu bilmeyen sensin küçük insan. Yada insan olduğunu sanan şey demeliyim.”

Sinirden titrerken tırnaklarımı kendi derime batırmamaya çalışıyordum ve bu imkansızdı. Sinir krizine girdiğimi hissederek kendimi duvara doğru attım ve göğsüm duvara çarptı. Nefesim kesilirken yavaş yavaş yere çöktüm. Ölüm kokusu burnumdan içeri dolarken sessizlikle bekledim. Hiçbir şey duymuyordum. Daha doğrusu duymadığımı sanıyordum. Ta ki sesini duyana kadar.

“Kristen abla!”

Gözlerimi hızla araladım ve başımı kaldırıp bulanıklaşmış görüşümle etrafı taramaya başladım.  ama hiç kimseyi göremiyordum. Sadece tuğla duvarlar ve demir bir parmaklık.

“Yan taraftayım Kristen abla! Duyuyor musun?” ve ardından bir hıçkırık. Boğazımı yokladım. Ama ses kırıntısı dahi bulamadım. Bacaklarımın sağa sola hareket ettirerek sesin geldiği duvarın önüne gitmeyi başardım. Fısıltıyı dahi zor çıkartıyordum.

“Clara? Sen-“ Bian boğazımda inanılmaz bir kuruluk hissederek durdum.

“Sen misin?” Cümleyi o kadar zor tamamlayabilmiştimki tüm yaşam enerjimi harcamış gibi hissediyordum.

“Benim!” Sesinin yüksek çıktığını farkederek sessiz konuşmaya başladı.

“Benim Kristen abla.”

Elimi duvara dayadım ve uyuşmuş olan bacaklarımı kendime doğru çektim. Doğrulmaya çalışıyordum ama kanım donmuştu ve dehşet içerisindeydim.

“Korkma Clara. Seni buradan çıkaracağım.”

Cümlenin sonuna doğru yeniden sesim alçaldı ve duyulmaz hale geldi. Tıpkı inancımın saniyeler içerisinde karanlığa gömülmesi gibi. Ellerimi sıktım ve fısıldadım.

“Hadi ama Siyah.”

Gerçek adımı kendi kendime hatırlatmak bana inanılmaz bir güç vermişti ki sesiyle tüm o gün paramparça olup ayaklarımın dibine düştü.

“Kristen.”

Ve içimin öfkeyle çalkalandığını hissettim. Aniden inanılmaz bir şey yaparak ayağa kalktım ve sesinin geldiğ duvara gittim.

“Seni lanet olası piç!”

Duvara sinirle tekme attım. Ama taştı. Gerçek taştan örülmüş bir madendi burası.

“Kristen sakin ol.”

Ellerimle duvara vurmaya devam ettim. “Lanet olası! Senden nefet ediyorum seni öldüreceğim geberteceğim hepsi senin suçun hepsi!”

“Kristen sakin ol!”

Öfkeyle titrerken ellerimi duvara dayadım ve nefeslerimin düzene girmesini bekledim.

“Beni bayılttın!!!”

“Seni ben bayıltmadım! Sakinleş! Ne oldu bilmiyorum!”

Tam duvara tekrar yumruk atacaktım ki sesiyle durdum.

“Kristen abla bağırma lütfen.” Yutkunup duvarın kenarına çöktüm. “Burdan çıkmamız gerek!”

Bay piçin fısıltısını duyabiliyordum.

“Bir planım var. Neredeyse tüm gün boyunca burada baygındın. Bende bir plan kurdum. Gücümden bir şey kaybetmedim. Sadece parmaklıklara ekinezya suyu sürmüşler.”

“Ekinezya da ne bokum demek?!”

Duvara o kadar hızlı ve sert vurduki toz parçaları yere döküldü. İrkilerek geri çekildim ve şaşkınlıkla duvara baktım.

“Seni aptal. Bağırma duyacaklar.” Diye fısıldadı. “Ekinezya bizi yakar. Vücudumuzu. Dokunamıyorum.”

Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Yavaş yavaş parmaklıklara gidip demire dokundum. Hiç. Hiçbir şey olmamıştı.

“Sana bir şey olmaz. Henüz ne zaman tamamlanacaksın yada güçlerin ortaya çıkacak bilmiyoruz.”

Ağzımı şaşkınlıkla açıp gözlerimi kırpıştırdım.

“Ama sen bunu yani sen-“ sözümü kesip attı.

“Kalbini dahi duyabiliyorum. Sakin ol ve kenara oturup dinlen. Bu lanet yerden kaçarken ihtiyacın olacak. Ama söylemeliyimki bu savaş o kadar kolay geçmeyecek.”

Gözlerimi kırpıştırmaya devam ederek dedğini yaptım ve kenara oturdum.

“Kristen abla susadım.” Ayağa kalktım ve parmaklıklara vurdum.

“Sizi bok çuvalları! Buraya bakın!” kimse gelmeyince daha çok bağırdım.

“Lanet olası ibneler buraya bakın!” Üst taraftan bir kapı sesi geldi ve iri yarı bir adam bölme koridorunda göründü. Parmaklıkların önüne kadar geldi. Ama anlayamadığım bir şekilde fazla öz güvenliydi.

“Bağırıp durma seni küçük sürtük.” Sinirle yüzüne bakarken dişlerimi sıkıyordum.

“Kız senden su istedi.”

Pis pis sırıtıp elini pantolonunun ön tarafına uzattı ve aynı orospu çocuğu gülüşüyle fermuarı indirdi. Gözlerimi kırpıştırdım.

“İçebileceği tek şey-“ dediği enda elimi parmaklıkların arasından uzatıp ensesindan kavradım ve bianda yüzünü parmaklıklara yapıştırdım. Ve ardından şok. Yüzünün derisi hızla yanarken gözlerimi şokla kırpıştırıyordum ama adam hayvan gibi böğürürken ensesini bırakmadım. Göz bebekleri yanmaya başladığında kendi benliğime dönmeye başlamıştım.

“İşte yeniden ben oluyorum. Siyah ortaya çıkıyor.”

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 09, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dark LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin