1.Bölüm

22 1 1
                                    

İlk yılım şerefine normal bir hikaye yazmak istedim ve bu oldu. Pek normal değil ama neyse. Şimdi bu hikayede gerçeklik payı olduğunu söylemem gerek. Bni tanıyn blr .s Esprilerin çoğu gerçek hayattaki konuşmalarımdan alıntıdır. Egoist olduğumu söylememe gerek var mı? Hihi. Umarım beğenirsiniz. Severek yazdığım sayılı hikayelerden biri olduğu için paylaşmak istedim. İyi Okumalar!

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬­­­▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬­­­­­

Evimin olduğu sokaktan çıktığımda güneş gözlüğümü taktım. Markete ilerlerken bir çocuğa gözüm takıldı. Sen de büyük bir şans var, tatlım. Dünkünü değerlendiremedin. Şimdi sana bir fırsat daha doğdu. Yine başlıyoruz. Sen böyle konuşunca midem yanıyor. O benden değil, şekerim. Sen açsın. Kahvaltı yapmadın malzeme olmadığı için. Aradaki farkı da ben mi söyleyeyim? Sen iç sesimsin. Biraz anlayışla karşıla. Açken pek zeki değilim. Tamam. Sakin ol. Şimdi beynine ihtiyacımız var. Çünkü çocuk buraya geliyor. Ve yine zor zamanımda kimsem yok. Beynim de dahil.

"Hey! Sana dün için özür dileyememiştim. Çok hızlı yürüyorsun." Tabi maratona falanda katılıyım istersen? "Bu arada ben Aras." Gözlüğü başımın üstüne sabitledim. Yanındaki köpeği bacağıma dokununca yere eğildim. Tasmasını okumak zor olmadı. Ares. "İsim bulmak için bütün bir haftanı harcamış olmalısın." Köpeğin kafasını okşadıktan sonra doğruldum. "Benimle dalga mı geçiyorsun?" Kaşlarını kaldırdı. Erkek kitlesinin bir özelliğini unuttuğumu biliyordum. Hepsi salak. "Sadece merak ediyordum, asi kız." Sırt çantamdaki telefon titrediğinde çantayı önüme aldım. Ön cepten, telefonumu çıkardım. Deniz. Yeşil kutucuğu sürüklediğimde telefonu kulağıma yaklaştırdım.

"İkizimden ses çıkmıyordu. Bende bir sorayım dedim." Yüzüme yayılan gülümseme içtendi. Çocuğu umursamadan markete ilerlemeye devam ettim. "İşlerim vardı, Deniz. Özellikle meraklı ve salak olan kitleden biri yüzünden, işlerim iki katına çıkmış durumda." Bileğimde hissettiğim tanıdık acı yüzümü buruşturmamı sağladı. Ona döndüm. "Pekala. İşlerinle ilgili şeyleri bende bildiğim için o konuyu es geçiyorum. Ama sanırım bir çocuk var. Ve şu an nasıl bir şeye benzediğini merak ettim." Deniz'in bir kız olarak merak ettiği şeyler bana fazla tersti. Tabiki ters sen aynaya baktın mı hiç? İşte kayıp güzelde geldi. Farkında değilsen diye söylüyorum. Biz aynı kişiyiz. Bak haklısın şimdi. Ama sen kendinle biraz oyalansan aynı ben olursun. Dur bir saniye.. Aklım karıştı. O benimde aklım. Ve lütfen onu yorma. İhtiyacım var ona. Tamam tamam. Ben yerime geri dönüyorum.

Bileğimi kendime çektim. "Pekala. Merak etmeme gerek kalmadı. Şu an tam karşımdasınız." Kurtulmak için bir sebep bulduğuma sevinmiştim. "Gitmem gerek. Arkadaşım beni bekliyor." Gözlüğü indirip Deniz'in yanına ilerlemeye başladım. Anlık cesaretle ona döndüm. Hala bana bakıyordu. "Rosa." Köpek havladığında gülümsememi genişlettim. Deniz'e doğru dönüp ona ilerledim. Yanına geldiğimde koluma girip markete sürükledi.

"Şimdi.Bana.Her.Şeyi.Dökül." Kıkırdamama engel olamadım. Ciddi gözleriyle bana döndüğünde, dudağımı ısırarak gülümsememi engelledim. "Dün bir bara gitmiştik ya. Çıkışta ona çarptım. Beni görünce de özür dilemek istemiş." Başımdaki acıyla yüzümü buruşturdum. Başıma vurmuştu. "Böyle bir çocuğu o kitleden nasıl sayabilirsin?" Başımı ovalarken market sepetlerinden birini aldı. "Hey, sakin ol. Nöronlarıma ihtiyacım var benim." Kahverengi gözlerini üstümde tur attırdıktan sonra reyondan süt aldı. "Sende nöron denen şey kalmamışki. Vursam ne olacak? Vurmasam ne olacak?" Kıvırcıklarının arasına elimi sokup karıştırdım. "İşte bende onu söylüyorum. Sadece kendini yoruyorsun." Başını iki yana sallayıp raftan un ve şeker aldı. "Seni budala."

O da benim gibi düşünüyor. Seni salak. Geldiğin yere geri dön. Yok, oraya çivi koydular. Gidemiyorum. Zamanlamaları mükemmel. Dur bir saniye. Nasıl çivi olabiliyor? Burası beyninin içi, tatlım. Her şey olabilir. Pekala. Ben aç olduğum zaman sende açsın. O yüzden sus da bir şeyler yiyelim. Tamam tamam. Sustum ben.

Raftan yumurta alırken bana döndü. "Kahvaltı yaptın mı?" Saatine bakarken olumsuz anlamda başımı salladım. " Bu bir rekor olmalı. Nasıl aç durabildin merak ediyorum." Telefonumun tekrar titediğini fark ettiğimde cebimden çıkardım. Mesaj gelmişti.

"Deniz senin yanındaysa, söyle ona çabuk gelsin. Açlıktan ölmek üzereyiz."

Neslihan'ın mesajına sadece gülmekle yetinmiştim. "Kızlar seni bekliyor. Sanırım bir de sinir küpün var." Telefonu ona doğru uzatıp okumasını sağladım. "Sende bize gelsene. Hem mazeretim olur. Onun ne kadar kızdığını biliyorsun." Açtım ve şu an bir şey hazırlayacak durumda değildim. "Bana uyar." Kasaya ilerleyip, geçirdikten sonra parasını ödedi. Marketten çıkıp Deniz'lerin evine ilerlerken koşarak üstüme gelen köpekler dikkatimi çekti. "Seninkiler geliyor." Alev ve Ateş ayakalarımda dolanırken yere eğildim. İkiside bana sarılırken, tüylerini okşadım.

"Senin köpeklerinin adını merak ettim şimdi." Doğrulduğumda arkamı döndüm. Aras yeşil gözlerini üzerime dikmişti. "Alev ve Ateş. Bulmak birkaç dakikamı aldı." Deniz'in kıkırtasını kulaklarımı doldurdu. Eve dönüp ilerledim. Köpeklerde kuyruğum gibi geliyordu. Deniz koşarak yanıma yetiştiğinde bahçe kapısından içeri girmiştim. Neslihan ayağıyla ritim tutuyordu kapıda. "Dua et, yanında Rosa varmış." İçeri geçtiğimde koltuktaki kızların arasına oturdum. "Melis ve Aslı kalkın bakalım. Benimle mutfağa geliyorsunuz. " Kızların hareket etmediğini görünce bağırdı. "Hadi! Birde açım diyordunuz."


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlık GölgelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin