1. Bölüm

7K 425 26
                                    

• Aforizmadam - Bu kalp

Diğer bölüm ithaf isteyenler kendilerini yorumda belli edebilir:)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Diğer bölüm ithaf isteyenler kendilerini yorumda belli edebilir:)

Ölüm Kokan Papatyalar

1. Bölüm
Kaburgalarımdan Sızan Sarmaşıklar

Ayakları iskeleden sarkmış yeşili andıran suya uzanmıştı. Beyaz ayakkabısını çıkartmış, oturduğu tahta yere koymuştu. Hasır şapkasının içinden çıkıp önüne gelen sarı saçlarının sıcaktan boncuk boncuk ıslanan alnına sıkı sıkı sarılmasından rahatsızlık duymadan, ayaklarının ucundaki suyla oynamaya devam etti.

Beyaz üzeri çiçekli elbisesi esen meltemle havalanmaya kalkınca elini pürüzsüz beyaz bacaklarının açılmaması için elbiseye koydu. Açık mavi gözleri, gözleriyle aynı renkteki gökyüzüne kaydı. Her gökyüzüne baktığında aklına annesi geliyordu. Gözlerini gökyüzünün renginden alan, sırma saçlı annesi. Hani şu daha liseye geçtiği yazda ailesini bırakıp giden annesi, terkederken trafik kazası yapıp ruhu gökyüzüne yükselen annesi.

Annesi gidince sevdiği kadının yokluğuna dayanamayan babası akli dengesini yitirmişti. Şimdi biri mezarda diğeri akıl hastanesindeydi.

Hatırlamak dahi istemiyordu, onu mutsuz eden her şeyi zihninin en derinlerine bir daha günyüzüne çıkmayacak kadar derine gömmek istiyordu.

Gömmüşte sayılırdı aslında. Ne annesinin mezarına ne de onun aşkından kendini yitiren babasının yanına uğradığı vardı.

Yukarıda parlayan sarı alev topu gözlerini almış olacak ki, kafasını aşağı doğru eğdi. Ayakları yeşil suda hareket ederken çıkardığı ses kuşların çıkardığı cıvıltıya, ağaçların yapraklarının rüzgarla eserken çıkardığı haşırtıya karışıyordu.

Her şeye rağmen dudaklarının kenarına bağladığı ipleri çekti, vişne rengi dudakları yukarı doğru kıvrılarak inci gibi dişlerini gizlemeyi bıraktı. Gökyüzü rengi gözleri kısıldı, göletin etrafını saran uzun ağaçlarda gezindi. Gökyüzünün güzelliğini gizlemeye çalışan göklere uzanan kavak ağaçlarına baktı.

Telefonun mesaj sesi kulağına gelirken gözleri tahtanın üzerinde ormandan topladığı papatyalarının yanında duran, son model telefonunun yanıp sönen ekranına kaydı.

Elini çiçekli elbisesinin üzerinden çekerek telefonuna uzattı. İnce uzun parmakları toz pembe kılıfla sarılı telefonu kavradı. Ekranda kalın puntoyla Sultanım yazısını görünce, hızla mesaja tıklayarak açılmasını sağladı.

Sultanım
Bizim moruk seni soruyor, huysuzlanmaya başladı. Eve gel.

Okuduğu şeyle yüzüne bir gülümseme konarken anneannesinin, dedesi hakkında söylediklerine aldırmadı. Onlar hep böyleydi.

Ölüm Kokan Papatyalar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin