A.5

153 14 4
                                    

Medya:Araf ATEŞ

"Rüyaa dur olduğun YERDE! " sert ve itiraz etmeyen bir tonla konuşmuştu. Ne diyor bu çocuk ya bana birde emir mi veriyordu? " Araf ayağa kalkmış bana doğru geldiğini görünce tedirgin olmuştum vücudumun istemeden olan titremesine içimde lanetler ederek karşımda duran Araf'a " Ne var, daha ne istiyorsun? " diye dişlerimin arasında tısladım , Araf yüzünü arkadaki kalabalığa dönüp Başak olan sürtüğe ve kalabalığa doğru "Kesin lan sesinizi benim hakkımda konuşmaya ne zamandan beri cesaret ediyorsunuz Rüya hakkında tek bir şey duyarsam kötü olur ikinci bir uyarı da asla yapmam! . " İnsanlar şok olmuş bir şekilde bana ve Araf 'a bakarken Başak sürtüğüne de iğrenç bakışlar atıyorlardı. Araf ise kolumu tutup dışarı kadar eşlik etti ne kadar demek istesem de Araf efendileri sürüklemeyi tercih etmişti. Eliyle vale işaret etmesinin ardın 30 saniye gibi kısa sürede önümüzde siyah bir BMW durmuştu, Araf geç arabaya diye ikinci emir verince zaten sınırda olan sabrım taşmıştı. "Yavaş gel Araf senin emirlerini dinleyen aptal kızlara mı benziyorum? Bana emir verip durma gelmiyorum senle. "Diyip kollarımı birleştirdim Araf kafasını kaldırıp derin nefes alırken burun kemiğini de ovalıyordu ilk karşılaştığımız zamandan da bu hareketi yapmıştı, sanırım sinirlendirmiştim beyefendiyi. " Aman beter olsun" diyen iç sesime hak verdim. Araf "Bu saate nasıl gitmeyi düşünüyorsun yeni kız?" Sert sesiyle konuşmuştu yine, babamı arayamazdım geç kalmıştım tek ümidim taksi bulmaktı. "Taksi diye ulaşım araçları var ukala çocuk" diye Araf'a söyleyince Araf çatık olan kaşlarını daha da çatmıştı, bana bir yandan ölümcül bakışlar atarken bir yandan bana sinirli sinirli yürüyordu bedenim benden izinsiz geri geri gidiyordu sırtım arabayla buluşunca yerimde durdum sanırım ona hitap ettiğim şekli beğenmemiş, diye düşünürken Araf yüzünü yüzüme yaklaştırıp çok az bir mesafe kaldığında dudaklarından zehir gibi akan şu kelimeler döküldü "Bana sakın bir daha farklı şekilde hitap etme yeni kız sakın!" diye sözünü bitirdikten sonra beni kolumdan tutup arabanın sağ ön koltuğa götürüp zorla bindirdikten sonra kendisi de sürücü koltuğuna geçmişti bile sinirden hem tırnaklarımı ısırırıp hemde Arafa saydırıyordum, daha çok bir şey demeyip sinirle önüme döndükten sonra dışarı izlemeye başladım

10 dakika ardından hem sakinleşmiş hem de sıkılmıştım. Araf'a doğru döndüğüm de kaşlarını her zaman ki gibi çatmış karşısındaki yola dikkatle bakıyordu ne kadar yakışıklı gözüktüğünü farkında mıydı? İnkar edecek değildim yakışıklıydı fakat ukala olduğu da bir gerçekti . Araf'a bakarken düşüncelere dalmıştım bile bugün beni korumuştu , yüzümde istemeden oluşan gülümsemeyi hemen yok ettim sonuçta bunu yapmalıydı. Beni o öpmüştü benim bir suçum yoktu yinede acaba teşekkürü hak etmiş miydi? Diye düşünmeden edemedim Araf'ın sözleriyle düşüncelerimden ayrılıp onu dinledim "Ne zaman bana bakmayı keseceksin güzelim tahrik ediyorsun söylemiştim bunu sana anladım yakışıklıyım" diyerek bir sahte gülüş attı artık Araf'ın laflarını eskisi kadar takmıyorum. "Hayt yakışıklıymış hayırdır genetik mi sizde ?"Tamam yakışıklıydı, ama bilmesine gerek yoktu. Tek kaşını kaldırmış anlamamış şekilde bana bakarken " Ego diyorum ego genetik mi?" Birsey demeyip dikkatini yola verdi.

20 dakika ardından sonunda eve varmıştık." Evin yolunu senden daha iyi biliyor" iç sesime bu aralar hep hak verip kapıyı açıp dışarı çıktım. Araf'a baktığımda oda inmiş kapıya yaslanmış sigarasını yakmıştı bile şaşırmıyordum. Eski lisemde içenler çok vardı, ama Araf farklıydı sanki içtikçe içindeki dertlerinde sigara gibi yanıp kül olacağını hissediyor gibiydi ya da ben öyle hissetmiştim, ona doğru yürüyüp önünde durdum yüzüne bakıp "Yine de her şey için teşekkür ederim. " Dedim "Dert değil" diye kısa cevap verip kapıyı eliyle gösterdi "görüşürüz" diyip el sallayarak içeri doğru koştum ayakkabıları mı sessizce çıkartıp parmak uçlarımla odama doğru hızlı hızlı yürümeye başladım varınca kendimi yatağa atıp derin bir nefes aldım telefonumdan saate baktığımda 12.32 geçiyordu aynamın karşısına oturup saçlarımı açmaya koyuldum makyajımı da sildikten sonra banyo girip kısa bir duşun ardından pembe unicornlu pjima giyip hemen yatağa oturdum telefonumu alıp mesaj bölümünden Neşe'M e tıkladım "Sana her seyi anlatacağım hiç bir şey sandığın gibi değil :(" diye kısa bir mesaj attıktan sonra telefonumu şarja takıp biricik yatağıma sarılarak kendimi güzel uykumun kollarına bıraktım.

**********************************
Bugün cuma olduğu için çok mutlu uyanmıştım, yarın okul yoktu banyo girip rutin işlerimi hallettikten sonra okul formamı giydim, saçlarımı da 10 dakika gibi bir süre de dalgalandırdım, dudağıma da her zamanki çilekli dudak koruyucumu sürdükten sonra aşağı indim kahvaltı hazırdı.
Ama annemle babam yoktu masa üstünde küçük not kağıdıyla karşılaşınca hemen okumaya başladım:
Günaydın kızım;
Babanla erkenden bir işimiz çıktı sen kahvaltını yapmadan çıkma afiyet olsun kızım
-Annen ve Baban
Nota gülümseyip kahvaltımı hızlıca yapıp çıktım durakta beklerken 5 dakikanın ardından dolmuş gelmişti.
Okula vardığımda hemen sınıfa koştum, biraz geç kalmıştım sanırım kapıyı iki kez tıklatıp içeri girdim geç kaldığım için hocadan özür dileyip sırama oturdum dersimiz rehberlikti sınıf hocamız ise matematik dersimize giren Deniz hocaydı. Yanımdaki boşluğu hissedince Neşe' nin olmadığını anlamıştım geç kalmıştı sanırım sınıf kapısı açıldığında herkes o tarafa doğru baktı Neşe diye umarken içeri hiç görmediğimiz bir çocuk girmişti, çocuğu incelerken buldum kendimi uzun boyluydu saçlarını dağınık bırakmıştı. Araf gibi yüz hatları keskindi hoş bir görüntü ortaya çıkmıştı ve kaslarını atlamamak lazımdı, Araf'a benziyordu biraz yada ben benzetmiştim hocanın bağırmasıyla hepimiz hocayi dinlemeye koyulduk" Evet çocuklar bu yeni sınıf arkadaşınız Asaf SERTKAN evet Asafcım Rüya'nın yani boş oraya geçebilirsin. "hızlıca hocaya dönüp " Hocam ama yanımda Neşe vardı sadece bugün gelmedi. " Diye itraz ederken Asaf adlı çocuk bizim sıramızın hizasında olan boş masaya oturmuştu bile, bu hareketine göz devirip hocaya baktım." Asaf yer bulmuş gibi gözüküyor o zaman sorun kalmadı. " Diyerek masasına oturdu, rehberlik olduğu için dersimiz boştu telefonu gizlice çıkartıp ekranı açtım. Neşe' den gelen bir mesaj vardı
NEŞE'M:
Ayy!! Rüya nedense içimden bir ses haklı bir sebebin olduğunu söylüyor, sabah kalkamadım :). Bugün yokum bebeğim ama okul çıkışı beraberiz her şeyi anlatacaksın iyi dersler hayatım.
Neşe'nin yazdığı mesaja gülümseyip hemen telefonu kapattım
**************************
Öğle arasına tam tamına 20, 19, 18, 17... saniye kalmıştı vakti hesaplayacak kadar sıkılmış ve yorulmuştum, özellikle son derste  beynim durmuş gibiydi üstüne de yeni gelen çocuğun bazen bana bakışlarını da yakalıyordum. Umursamamaya karar verip kendime zil sesini duymamla kantine koşup sıcak kahvem kavuşma hayalleri kuruyordum, birden zilin sesini duyunca ilk okul çocuğu gibi birden sıramdan fırladım daha ikinci adımımı bile atmadan kendimi yerde bulmam çok uzun sürmemiş. "Yuh bari iki adım ataydın beceriksiz" diyen iç sesime gözlerimi devirip karşımdaki kisiye baktım başımda dikilen yeni çocuğu görmemle kime çarpmış olduğumu da farketmiş olmuştum. Ayağımın yanmasıyla hemen ayağıma baktım Ah! hayır, başka yer mi kalmamıştı? Topuğumun üstünü, düşerken bir yere sürtüp soyulmuş olacak ki hafif bir kan vardı abartılacak birsey yoktu ama bu iğrenç acı ile gözlerimi kırpıştıramadan edemedim yarama birinin de bakmasıyla kafamı hemen kaldırdım karşımda Asaf'ı görmemle şaşırdım, gitmesini beklerdim yarama çok dikkatli bakıyordu bu durum içimde gülme isteği de uyandırsa da kendimi tutmayı başarmıştım, yalnız bu konuda ağzım pek başarılı olamamıştı. Asaf 'a dönüp "Yaşayacak mıyım? Doktor" elimi de yalandan alnıma tutup eksi Türk filmlerdeki gibi yapmıştım lafımın ve komik hareketimin üstüne Asaf başını kaldırıp gülümsemişti, bu bana gözlerini yakından fark etme fırsatı tanımıştı, çok açık bir kahve tonuydu ona yakıştığı da çok açık barizdi, gözlerini kısıp tekrar yarama döndüğünde "Kötü yere denk gelmiş bir dahakine dikkatli ol kız çocuğu yara bandı yapıştırsak iyi olacak" cevap vermeme fırsat vermeyip birden ayağa kalkıp elini uzattı tam elimi uzatacakken tekrar bir sarsılma geçirmemle içimden kendime sövmeye başlamıştım bile yine mi düştüm yahu! diye düşünürken burnuma dolan sigara  ve vanilya kokusu ile düşmediğimi ve Araf olduğunu anlamam zor olmamıştı beni kendine çeken Araf'a anlamaz bakışlar atarken Araf hemen beni arkasına alıp sert ve sinirli bir şekilde Asaf'a "Başka bir oyun bul kendine SERTKAN" soy ismini bastıra bastıra söylemişti. N'oluyordu burda? Asaf da Araf kadar sert bir tonla "Hoşbuldum ATEŞ bende seni özlemişim."Dedi.

Eveettt bölümü nasıl buldunuz?

Sizce Asaf kim ve Araf'la ne derdi olabilir?

En sevdiğiniz karakter kim?

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin