Kamera hafiften sallandı, sonra Jk onu düzgün bir şekilde yerleştirdiğinde aşırı yaklaştırdığı yüzünü uzaklaştırıp yatağına oturdu. Kamerayı öyle bir açıyla yerleştirmişti ki yatağıyla birlikte tüm duvarı boydan gözüküyordu.
Siyah bol şortu ve kapüşonlusunu giymişti bu gün, başında bandana yerine kapüşonu takılıydı ve gözleri geçen videolara kıyasla daha yorgun gözüküyordu.
"Selam! Bu gün 2 Ağustos ve en son ne zaman video çektiğimi hatırlamıyorum. Saat gece yarısını çoktan geçti ama ben daha yeni uyandım, uzun süredir uykudaydım."
Derin bir nefes aldı.
"2 gün önce doktor anneme tedaviyi kestiklerini söyledi, yakında eve dönebilirim. Ama kan sayımlarını falan yapmaya devam edeceklermiş, çok saçma. Değerler sürekli düşük geliyor, ne diye her seferinde bakıyorlar ki? Saçma! Ayrıca eve falan gitmeyeceğim, abimin yüzünü görmektense hemşireleri görmeyi tercih ederim."
Jk duraksadı ve penceresine doğru bakmaya başladı uzun uzun. Morali bozuktu bu gece, yarı yolda bayılmayacağını bilse var gücüyle sahile doğru koşardı. Koşmak rahatlatıyordu onu.
"Dışarıya çıkmaya ne dersiniz? Sanırım 2 saat sonra güneş doğacak, izleyebilirim değil mi?"
Yatağından kalktığı gibi kamerayı aldı ve kendini göstermeden etrafı çekmeye başladı. Koridor gece olduğundan dolayı tek bir lamba ile aydınlatılmıştı, bu da hastaneye korkunç bir hava katıyordu. Sağa doğru döndüğünde karşısına merdivenler çıktı ve 2 kat kadar aşağıya indikten sonra derin bir nefes verdi.
"Şimdi istediğim gibi konuşabilirim çünkü büyük tehlikeyi atlattık. Eğer hemen yan odamdaki zübbe sesimi duysaydı hiç beklemeden hemşirelere falan yetiştirirdi herhalde!"
Yaz olduğundan gece sıcaktı ama Jk üşüyordu öyle ki bir an yanına battaniyesini almayı bile düşünmüştü.
"Hemen ileride bir park var, oraya oturacağım. Ama durun bir dakika, yüzümü göstermeli miyim? Göstermeliyim değil mi? Bir dakika!"
Kamera biraz sallandıktan sonra Jk yüzünü kadraja soktu.
"Sonuçta videoyu kendim için çekmiyorum, beni özlediğinizde yerlere bakmanız saçma olacaktır değil mi? Ben de öyle düşünmüştüm!"
Kameraya gülümsedikten sonra dikkatli bir şekilde karşısına baktı, kaşları çatıldı.
"Karşıda bir adam var, ayyaş mı? Omo, bana baktı! Tanrım, o çok güzel, bir melek mi? Omo omo! Bana gülümsüyor ve el salladı? Tanrım öldüm mü? Meleğim mi o benim? Uh, yanıma yaklaşıyor!"
Jk farkına bile varmadan kamerasını kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sky is in your heart ℘ Taekook
Fanfiction"Jeon 18 yaşında kanser hastası bir oğlandı ve durumu hiç iyiye gitmiyordu."