Genç adam kanser hastası adama doğru gülen yüzle yaklaştı ve hemen karşısında durdu. Jk sabaha karşı bir saatte parkta birini bulmasının ve bu birinin bir melek kadar güzel olmasına şaşırması yetmiyormuş gibi bir de Melek kadar güzel olan bu beyin ona yaklaşıp "merhaba" demesinin şaşkınlığını yaşıyordu.
Genç adamın gözlerine bakarak, "Eğer bu güzel yüzlü şey Melek falan değilse ben gay olmaya karar verdim."
Genç adam gülümsedi ve elini Jk'ye uzattı, "Kim Taehyung"diye mırıldandı. Her ne kadar Melek kadar güzel yüzü olsa ve gülümsese de gözleri yorgunluktan çökmüş, teni bembeyaz olmuştu. Bir derdi vardı, olmasa ne arasın sabaha karşı bir parkta?
"M-merhaba, ben de gay! Y-yani Jk. Jeon JeongGuk."
Jk'in soğuk ellerini sıcacık eller kapatınca ikisi de gülümsedi birbirlerine.
"Güneş doğacak 2 saate, hatta belkide 1! Oturalım mı? Hem sende neden hastaneden kaçtığını anlatırsın, hı Jk?" (Ceykeyyyy)
Jk herhangi bir tepki vermeden ilerde olan banklardan birine doğru yürüdü ve oturdu. Hastane dağlık bir alandaydı çünkü temiz havanın iyi geleceğini düşünüyorlardı. Oturdukları bankın hemen ilerisinden tüm şehri görmek mümkündü. Yavaş yavaş aydınlanan gökyüzü ile birlikte sokak lambaları kapatılmıştı.
"Güzel, değil mi?"diyerek Jk'ye çekti bakışlarını Tae.
"Bu...senin yüzün kadar güzel!"
Jk normalde olsa bir erkeğe böyle iltifat edeceğini hiç düşünmezdi ama şimdi ölümle burun burunayken hiç düşünmeden hareket ediyor ve içinden ne geliyorsa söylüyordu. Sonuçta ölecekti değil mi? Pişman olmak için fazlasıyla geç kalmıştı zaten.
*+ 2 saat önce, Kim Taehyung'un evi+*
02.30
Genç adam bakışlarını bir kez olsun ayırmaz tavandan. Bakışlarında yorgunluk, zihninde ise bitmek bilmeyen intiharlar var. Aldığı derin nefes bile rahatsız eder göğsünü, dokunduğu jilet artık sıkmış canını.
Yavaşça doğruldu yattı zeminden ve gözlüğünü takarak dağınık masasına oturdu. Hemen sağında beyaz bir kağıt çıkartıp eline kalem aldığında ne yazması gerektiğini düşündü. Öyle bir şey yazmak istiyordu ki bu şey gerçekleşirse hayatını değiştirsin.
Eğer her zamanki parka biri gelirse, onunla birlikte yaşama tutunmaya çalışacağım. İster iyi biri olsun, ister kötü.
Kağıdı rastgele buruşturup cebine koyar koymaz terliklerini giydi ve anahtarını bile almadan evden çıktı çünkü iliklerine kadar ümitsizdi. Gecenin kör saatlerinde kim dağın başındaki parka gelmek isterdi ki? Şu zamana kadar yanına gelen hiç olmamıştı zaten, şimdi de olamazdı.
Sessiz park sanki bu gün daha bi sessizdi. Rüzgar zerre esmiyor, salıncaklar rüzgarın etkisiyle sallanmıyordu.
Gülümsedi banka oturup gökyüzüne bakarken.
"İntihar etmek için güzel bir gün!"
Bekledi yine de, güneş doğana kadar beklemek istedi.
Kim bilebilirdi ki o gece Jk'nin de orada olacağını?
İki kırık genç, zihinlerini işgal eden ölüm düşüncesi..!
İkisi de yorgun, ikisi de kırılmış.
Kader belkide bu iki genci birleştirmişti, tıpkı ruh ikizleri gibi. Soulmate.
//
Ya birden esti, yazıyorum öyle. Nasıl olacağı hakkında zerre fikrim yok, tek kadehte bitirmelik bir şey olur belki ya da gereksiz bir bezelye tanesi olur kat kat yatakların altında; bilemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sky is in your heart ℘ Taekook
Fanfiction"Jeon 18 yaşında kanser hastası bir oğlandı ve durumu hiç iyiye gitmiyordu."