Carolina şehir meydanında büyük annesinin yanında çalışan bir terziydi. Babasını savaş meydanında, annesini ise hastalıktan dolayı kaybetmişti. Bu durumda da büyük annesine Carolina'yı yanına almış ve onu büyütüp bir meslek sahibi olmasını sağlamıştı. Carolina şanslıydı. Genelde diğer kadınlar evde iş yapmaktan başka bir şey yapamazken, o bir iş kadınıydı. Kadınlar için bir umuttu. Carolina bunu bilerek işini dişini tırnağına takarak yapıyor ve daha iyisini yapmaya çalışıyordu.
Gel zaman git zaman bir gün dikiş makinesinin başında işe dalan Carolina, içeri giren Prens Harry'i fark etmemişti.
Ama onun aksine Harry, Carolina'nın omuzlarına dökülen dalgalı kahverengi saçlarını, keskin yüz hatlarını ve elmas gibi parlayan mavi gözlerini görmüştü. Ve gözlerini alamadan terziye doğru adımlamaya başlamıştı. İşi başından aşkın olduğu belli olan kız onu fark etmemişti bile. Harry buna alışık değildi. Genelde adım attığı yerde bütün ilgi onda olurdu.
Harry boğazını temizleyerek burada olduğunu belli etti. Carolina kafasını kaldırıp karşısında giyiniminden belli olan soylu kişiye baktı. Carolina, prensi tanımıyordu. Kraliyetin düzenlediği etkinliklere katılmıyordu. Onun yerine evde oturup kitap okumaya ya da ırmağın kenarında kendini huzura teslim etmeyi tercih ederdi. Böylece kendine daha çok vakit ayırmış oluyordu. Önceliği kendisi ve büyük annesiydi. Her zaman.
Carolina, Harry'nin önünde saygıyla eğildi. Soylular kendisinden aşağı sınıf olan insanlardan saygı görmeyince büyük yaygara koparıyorlardı ve Carolina bunların hiçbiri ile uğraşmak istemiyordu. "Merhaba efendim, lütfen buyrun oturun. Size içecek bir şeyler getireyim." Diye teklifte bulundu
"İstemez." Dedi ciddi bir tavırla Harry. "Buranın sahibi kim?"
"Büyük annem. Dilerseniz onu hemen çağırayım?"
"İyi olur," deyip sandalyeye oturdu ve ayağını dizimin üstüne koydu.
Carolina hızlı adımlarla arka tarafa gitti ve durumu büyük annesine hızla açıklayıp ön tarafa gelmesini söyledi. Yaşlı kadın can kulağıyla Carolina'yı dinledikten sonra usulca kafasını salladı. İkisi birlikte ön tarafa doğru ilerlerken Carolina gerilmişti. Büyük annesi sevecen bir tavırla Harry'nin önünde eğildi. "Hoş geldiniz efendim. Size nasıl yardımcı olabilirim?"
"Kumaşlarınızı görmek istiyorum. Eğer iyi kumaşınız varsa, İlkbahar Balosu için kıyafetimi size diktireceğim."
Harry'nin yanı başında duran adam Harry'e doğru eğilip itiraz etmeye başladı. "Ama efendim, kraliyet terzisi bu balo için kıyafet hazırlıklarına çoktan başladı..."
Harry elini kaldırıp adamın susmasını sağladı. "Ben kıyafetimin burada yapılmasını istiyorsam, öyle de olur Christoph."
Carolina, Harry'e ve etrafındaki adamları dikkatlice süzdü. Bu adamlar kraliyetten olmalıydı. Peki ya karşısında bacak bacak üstüne atmış adama ne demeliydi? Kral ya da prens ve buna benzer önemli insanlar karşısında dikiliyor olabilirdi. Bakışlarını yere dikip konuşmayı dinlemeye devam etti.
Harry bakışlarını tekrar yaşlı kadına çevirdi. "Kumaşlar?"
Carolina "Ben getiririm," deyip vakit kaybetmeden arka tarafa gitti. Depoda bulunan en kaliteli kumaşları kucağına alıp tekrar ön tarafa döndü. Boş masanın üzerine düzenli bir şekilde kumaşları koydu.
Harry ayağa kalktı ve kumaşlarını dokunarak incelemeye başladı. "Bunlar güzel kumaşlar. Sizce balo için yeteri kadar görkemli ve asil bir kıyafet hazırlayabilecek misiniz?"
"Bunu yapabilirim," diye mırıldandı istemsizce Carolina.
Harry bakışlarını kaldırıp Carolina'ya baktı. "Ne dedin?"
Carolina boğazını temizleyip tedirgin bakışlarla etrafına baktı. "Ben... Bunu yapabilirim dedim."
Harry kafasını yaşlı kadına çevirip, "Yapabilir mi?" Diye sordu.
Yaşlı kadın kafasını aşağı yukarı sallayarak prensi onayladı. "O, iyi bir terzidir efendim. En iyisini yapacağına dair hiçbir kuşkunuz olmasın."
Harry, kadının konuştuğu süre boyunca kafasını sallayarak onu dinledi ve kadının konuşması bittiğinde kafasını kaldırıp ağır adımlarla Carolina'ya doğru yürüdü. Carolina kafası dik bir şekilde ona baktı.
Harry, Carolina'nın buz mavisi gözlerine baktı. Hayatım boyunca gördüğüm en güzel gözler, diye içinden geçirmekten kendini alıkoyamadı Harry. "Arthur sana yapman gerekenleri söyleyecek. Gerçekten güzel bir kıyafet yaparsan iyi edersin."
Carolina ellerini eteğine sildi. Heyecandan elleri terlemişti. Karşısında ona cesurca bakan zümrüt yeşili gözlerden etkilenmemek elde değildi. O yeşil gözler bir insana her şeyi yaptırabilecek güce sahipti. "Elimden gelenin en iyisini yapacağımdan emin olabilirsiniz efendim."
"Güzel. O zaman yarın üçte sarayda ol. Sana bir araba göndereceğim."
c a r o l i n a
Bu hikaye canımın en içi LordofDimples için. Bu hikayeyi ona ithaf etmemin nedeni bu hikayede saf aşkı yazdığım için ona bunu ithaf etmek istedim. Bu o hikayenin aslını anlayacak kadar değerli bir insan.
Seni seviyorum E❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Historia de un Amor| HS
FanfictionBu eşi ve benzeri olmayan aşk hikayesi; dünyanın tek bitmeyecek şarkısı.