Merhaba arkadaşlar. yeni bölümümümüzu umarım beğenirsiniz. Eğer imkansız hakkindaki görüş ve elestirilerinizi yorumda belirtirseniz sevinirim ve kendimi düzeltme fırsatı bulurum .okuyucularıma çok teşekkürler. iyi okumalar
Uyandığımda hava kararmıştı saat 8 olmuştu. yine hayvan gibi uyumanin dibine vurmuşum işte.
Muhakkak annemle babam gelmişti .ebeveynlerimle bir konuşma yapacağımız kesindi. Büyük hatam ve dün geceyi nerede geçirdiğim ile ilgili can sıkıcı bir sohbet işte.
Istemeye istemeye aşağı indim .televizyon başında ikiside yemeğin hazır olmasını bekliyordu. Beni görünce ifadeleri sertleşti ahh ne bekliyordum ki.
karşılarındaki koltuğa oturdum onlar soze başlamadıkça ve suratları asık televizyona baktıklarını görünce konuşmaya benim başlamam gerektiği ortaya çıktı.
" Annecim ve babacım ben gerçekten çok Özür dilerim tamamen unutmuşum beni affedin ". bununla birlikte en masum ifadem ve dudağımı bukmemle acıların çocuğu Bade oldum.
Isteyince sert duvarlarimi yıkıp Üzgün olabiliyordum tabiki
"Hatanın farkına varman güzel" dedi annem babamda ek olarak "bizden değil asıl ablandan Özür dilemelisin ayibin ona karşı diyerek" annemi tamamladı.
evet bunların arasındaki klasik şey biri söze başlar otekisi onu tamamlar.neyse simdi hangisi hangisini tamamlar yerine kendimi affettirmem gerek.
" Ben farkedince cok üzüldüm ama iş işten geçmişti bile umarım beni affeder" derken gözümden düşen damlaya engel olamamıştım .annem beni yanına çağırdı. ikisinin ortasına oturdum.
babam" ağlaman onun hoşuna gitmezdi lütfen ne kendini ne de bizleri üz tatlım" diyerek sıcak bir öpücüğü saçlarıma bıraktı.
Evet burda cok rahatım annemle Babamın ortasında onlara bu kadar yakın olmak beni o kadar rahatlatmisti ki bunu sık sık yapmalıydım derken annem" dün gece neredeydin bade "diyerek o beklenen muhteşem soruyu bana yöneltti .
hadi Bade yardır yalanı. " ilaydalardayim anne hatamı farkedince eve gelmek istemedim ve oraya gittim" dedim. annem pek ikna olmamıştı ama inanmıştı. ilaydayi seviyordu. "Bir daha bize haber vermeyi unutma" diyerek babam uyarıda bulundu." Peki" demekle yetindim.
Evet yine harika bir yalanla kurtardım işte. yalan söylemeye tabikide alışıktım hemen gözümü kırpmadan soyleyebiliyordum hiç tanımadığım çok korkunç beni tecavuz etmekle tehdit eden, tokat atan bana bagiran ama bir o kadarda taş meteor bir çocuğun evinde kaldım diycek halim yoktu zaten. ne kadar rahat olsamda ailem bu tanımlamaya uyan bir çocukla kaldığımı duysa 3. dunya savaşı nı bizim evde çıkarttırdı yani.
Yemek hele şükür hazırlandı. açız şurda on saattir yani. Açlık benim en öküz olduğum noktalardan biri yiyip yiyip kilo almamam ilginç bir olay . konudan konuya geçiş hızıma ise laf yok tabiki
Yemek masasına geçtik onlar iş hakkında konuşurken ben hiç bir şey söylemedim onu düşündüm adı neydi acaba ? sevgilisi var mıydı ? gibi binlerce soruyu aklımdan geçirdim ayakkabı numarasının kaç olduğu da buna dahil.
sessiz sakin yemeğimi midemle buluşturup afiyet olsun dileklerimi iletip odamım yolunu tuttum.
--1 hafta sonra__
Odamda sıkılmanın dibine vurduğum zamanların birindeyiz. Tam bir haftadır ne bara gittim ne de alışverişe . Okulumla ev arasında mekik dokuyup durdum. Hiçbir şey olmadı . Sıkıcı bir haftaydı. Perşembe günü okula gitmedim biricik ablami ziyarete gittik ahh göz yaşlarıma engel olamamıştım ve aglamistim.
Onun karşısında. sonra annemle babam bizi yalnız bıraktı ve ablama her seyi anlattım ona içimi döktüm . Bu surtuk vari hareketlerimi ona benzeme çabamı bu bir hafta hiçbir sey yapmadığımı anlattım ve ozur dilemeyide unutmadim tabiki . Onu çok ozledigimi onu cok sevdiğimi tekrarlayıp durdum ve eve döndük işte .
O gun kimse konusmadi ne konusabilirdik ki zaten. Evet 2 gün geçti ve hepimiz normal yaşamımıza döndük onu kalbimize gomduk e tabi ölenle ölünmüyordu sonuçta.
Bugün cumartesi bara gitmek icin uygun bir gün ve uygun bir zaman. Ve bu fikri hayata gecirmek icin hazırlanmaya başladım. Siyah kalcalarimi zor kapatan şortumu ve Kırmızı straplez bluzumu giydim. Saçlarımı düz bıraktım makyajimi yaptim ve kirmizi rujumu sürerek evden çıktım. Sorun olmamıştı bu sefer. Taksiye binmek yerine soforumuzun rahatını bozdum ve barlar sokaginin yolunu tuttuk. Arabadan indim ve onu eve geri gönderdim.
Geçen hafta gittiğim bara gidecektim onu görmek için . ne kafar acizim değil mi ? Sokağın aşağısına doğru inerken arkamdan atılan laflara kahkahalara aldırış etmedim hadi ama ben bile ssıkılmistim siz niye bikmamistiniz ki. Bar kapısından sorunsuz bir şekilde içeriye girdim.
Ve barmenin önündeki bar taburelerinin Birine oturdum. Barmen bana döndü ve yine yavsakca gulumsedi . "Vay vay kimler buradaymis hosgeldin güzelim " diye konuşmaya başladı ona duymazdan gelip "bir viski " dedim.
Viskimi doldurdu ve bana uzatırken elini elime surtmekten çekinmedi bile
"gecen hafta cok atesliydin bebeğim " dedi geçen haftayı düşünmeme sebep olmuştu
ahh rezillik ama kendimi kaybetmiştim ben orda neyse ya. "Emin ol 3 gun barlar sokaginin yeni dedikodusu oldun" barlar sokağında bir barda çıkan olay o kadar çabuk yayılıyordu ki şimdi de ben ünlü olmuştum demek.
" kes sesini "diyerek onu susturdum
."oo kucuk surtuk biraz fazla sinirli galiba " diyerek gülmeye başladı ahh sinirlerimi bozmustu ve bende hic düşünmeden elimde yarısı dolu olan bardağı yüzüne doğru bosalttim ahh tam isabet harikayim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ
Teen FictionAŞK... Dünyadaki en güzel ama en yaralıyıcı şeylerden biri. iki kişinin en saf duygularla birbirine olan bağı... Sosyetenin en gözde kızı Bade Aykal, gecelerin kötü çocuğu Doruk Benan ve temiz duygularla başlayan bir aşk.. peki bu aşk o kadar güven...