10 bölüm

666 31 2
                                    

Baturay'dan:
Yeni gelen çocuk hiç hoşuma gitmemişti. Yerimden kalkıp Kaya'nın yanına gitti. Eğer Kaya ile bir alakası varsa kesinlikle Enes'ten uzak durması için elimden geleni yapacağım. Gözlerimi üzerinden ayırmadım tüm ders boyu. Bazen Enes'e bakarak gülümsüyordu. Benim ona sinirli bir şekilde baktığımı gördüğünde tekrardan önüne dönüyordu. Zil çaldığında ayağa kalktı ve bize doğru geldi.
"Adının Enes Batur olduğunu öğrendim"
Enes'e baktım. Titrek bir sesle
"E-evet öyle"
"Güzel isim gözlerin kadar olmasa da"
İyice sinirlenmeye başlamıştım.
"Ben kantine gidiyorum ordan bir şeyler ister misin?"
"Hayır istemez!!"
Diye bağırdım kendime hakim olamamıştım.
"Tamam o zaman."
O gittikten sonra Enes'e döndüm.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?"
"Ne yapıyorum ki Baturay?"
"Enes bana bak beni deli etme. Onunla konuşmanı istemiyorum"
"Peki bunu kim olarak söylüyorsun?
"Senin sevgilin"
"Öyle bir şey yok Baturay sesini yükseltme şimdi bütün sınıf duyacak"
Sonra Enes'in kolundan tuttum ve bahçeye kadar sürükledim.
"Şimdi rahat rahat konuşa biliriz"
"Baturay sen ne yapıyorsun? O da neydi öyle. Bu kadar kıskanmana gerek yok. Zaten ortada öyle bir durumda yoktu. Sana bana zaman vermeni söylemiştim. Ama sen ne yaptın?"
"Senin onunla konuşmana dayanamıyorum."
"Baturay Anar kendine gel hemen! Ben sana ait değilim kiminle ne istersem yaparım!!"
Enes'in gözlerinin dolduğunu farkettim.
"Özür dilerim Enes öyle demek istememiştim."
Enes bana baktı. Sonra arkasını dönüp sınıfa doğru gitti. Arkasından bir çok kez seslendim. Ama dönüp bakmadı bile.
Enes sınıfa gelmişti. Ve sırasına geçip oturdu. Gözleri dolmuştu. Tabi yeni çocukta bunu farketti.
Enes'ten:
Baturay'ın yaptıklarını kafamdan çıkaramıyorum. Çok sinirlendi. Ama sebepsiz yere. Ortada sinirlenecek ya da kıskanılacak hiçbir şey yoktu. Belki de dersten sonra onunla bunu sakin bir şekilde konuşmalıyım. Bekledim ama Baturay derse gelmedi. Baturay'ın gelmemesi belli ki birinin çok hoşuna gitmişti. Hemen yanıma geldi ve Baturay'ın yerine oturdu.
"Naber Enes nasıl gidiyor?"
"İyi"
"Az önce burada bir salak vardı ya o yüzden seninle konuşmam yarıda kaldı. Ama şimdi yok. Rahat rahat konuşa biliriz"
"Aslında şu an pek havamda değilim. Başka zaman konuşsak?"
"Tamam o zaman seni bir yerlere götürmeme izin ver"
"Üzgünüm şu an gerçekten canım çok sıkkın ama belki başka zamana"
"Tamam peki. Şimdilik kurtuldun ama bir gün mutlaka seni bir yerlere götüreceğim."
Ona baktım ve gülümsedim. Sonra Kaya'nın yanında ki yerine geçti. Henüz ismini bile bilmediğim biri ile randevu ayarladığıma inanamıyorum. Ama şu an bunu düşünmem daha önemli şeyler var.

Sonunda zil çaldı. Eve gitmek için sabırsızlanıyordum. Ama baturay için de çok endişeleniyorum. Eve doğru yürümeye başladım. Hızlı adımlarla hatta çok hızlı. Yeni çocuğun da beni aradığını farkettim. Şu an onunla hiç uğraşamam. Eve vardığımda üzerimi değiştirdim. Baturay'ın kıyafetlerini geri götürmem gerekiyordu. Ama istemiyordum. Bu yüzden götürmedim. Sonra Baturay'ın evine doğru yola çıktım.

Vardığım zaman kapıya vurmaya başladım. Kapının sesine tüm mahalle çıktı Baturay hariç. Belli ki evde değildi. Ama nerede ola bilirdi?? Belki de biraz yalnız kalmaya ihtiyacı vardı. Eve geri döndüm. Telefonu yatağa fırlattım sonra yemek yemek için mutfağa gittim. Yedikten sonra yatağıma uzandım. Düşünmeye başladım. Bunun benim suçum olduğunu biliyordum. Sadece biraz uykuya ihtiyacım vardı ve yarın her şey düzelecekti. Onun kokusu olmadan uyumak neredeyse imkansızdı. Nasıl hayatıma böyle girdi nasıl bu kadar önemli oldu hiç bilmiyorum. Düşüncelerim telefonumun bildirim sesi ile kesildi. *Bilinmeyen numaradan 2 mesaj*
Hiç halim yoktu bakmaya uyku bastırdı birden ve bu fırsatı kaçırmadım.




Evet uzun bir bölüm okumanız için. Hoş bir bölüm oldu bence. Bu sefer hem Enes'ten hem de Baturay'dan yazmaya çalıştım umarım beğenmişsinizdir. Yazım hatalarını görmezden gelin. Destekleriniz için gerçekten çok teşekkür ederim 💜💜

İmkansız / AnarTekinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin