N

53 5 0
                                    

Aria Armonie:

Sabah gözlerimi araladığımda saat 6ydı. Oh daha Alaz uyanmamıştı. Yakında ona tatlı bir sürpriz yapacaktım. Ona karşı tek adımım hayatıma kabul etmekti ama geçen tüm bu süreçte onu sevdiğimi anlamıştım. Korkusuzca arkamda durması beni mest ediyordu. Aşk böyle bir şey miydi? Birine duyulan şefkat, sevgi, güven. Şaka gibiydi gerçekten.

Yerimde doğrulup odama baktım. Her yer her yerdeydi. Dün babam para yatırmıştı. Abimin en ufak baskın ihtimali beni geriyordu. Geçen aylarda gelmemişti.

Kötüyü düşünmemek adına ayağa kalktım, robot süpürge ile o sağa ben sola evi temizledik. Zaten çok pislenmiyordu. Eşyalar beyaz olduğundan ev iç açıcıydı.

Evi temizledikten sonra en sevdiğim tatlıyı yapmaya başladım. Magnolya. Hazırladığım gibi soğuması için dolaba yerleştirdim.

Ev mis gibiydi. Kendime bir kahve yapıp masaya oturudm. Turuncu bir oje seçip yanıma aldım. Sanırım enerjim değişiyordu. Turuncu ojemle bakıştım kahvemi yudumlarken düşünüyordum.

Alaz beni çok seviyordu. Hatta öyle ki kıyamıyordu. Bana bol bol matematik çalıştırmıştı. +10 nete çıkarmayı başarmıştı.

Geceleri bazen bende kalır ama yanımda bile yatsa sabah onu salonda bulurdum. Beni rahatsız etmemek için o kadar naif birine dönüşmüştü ki. Önceleri sadece selamlaştığım, şakalaştığım birinin bu denli hayatıma iyi geleceğini düşünmemiştim. Yalnızlığıma katılıp bizi kalabalık yapmıştı. Telefonun sesiyle Alaz'ın aradığını anladım. Ekrana bakınca da doğrulanmış oldu.

-Alaz arıyor...

"Efendim?" dedim oje kapağını açmış tırnaklarıma operasyon yapıyordum.

"Napıyorsun aşkım?" buruk ama neşeli sesinden anlamıştım sorun olduğunu. Muhtemelen evle alakalıydı. Alaz bir kere bahsetmişti olan bitenden. Bir daha hiç konuşmamıştık.

"Oje sürüyorum." dedim düz bir tonda. Ben oje sürerken çok zor dakikalar geçiriyordum. Sol elimin ince işçilik hevesi beni yoruyordu.

"Geliyim mi?" dedi. Gel yakışıklım gel.

"Sorma bile" telefonu kapatırken. Sol elimin biten tırnaklarına baktım. Turuncu niye almışım ki. Yakıştı gibi de.

Sağ elime de hızlıca sürüp kurumasını bekledim. Çalan zil ile gülmüştüm. Bu ne hız. Kapıyı açmayw koşar adım gitmiştim.

"Hoşgel-" yutkundum. "Abi?" dedim şaşkınca?

"Kimi bekliyordun başka?" dedi. Tek kaşı havada.

"Kimi?" dedim. Mala yatıyordum.

"Öldürürüm seni. Annen gibi sürtükleşiyor musun sen evde yalnızsın diye?" boğazıma sarılmıştı. Kasığına bir tekme attım.

"Uzak dur benden" dedim nefes nefese. İki büklüm yerde avunuyordu. Yanlış yere gelmiş ups.

"öldürcem seni" dedi. Öfke saçan gözleri beni bulmuştu. Salona atıldım ve kapıyı kapattım.

"aç kapıyı" salon kapısı cam olmasaydı iyiydi.

Müthiş bir gürültü koptu bedenime değen cam kesikleri hissettim. Ardından abimin güçlü kolları boynuma dolandı ve kafamı yere çarptığımı hissettim.

"öldürcem seni" kafama batan cam taneleri canımı yakmıştı.

"öldün mü?" gözlerimi kapalı tuttum nefesimi de. Üzerimden kalkıp beni sürüklemeye başladı. Beni bırakıp çekmecelere yönelmişti. Bişiler fırlatıyordu yerlere.

"Bu oğlan kim, sürtük. İyi ki öldün." muhtemelen Alaz ile olan resmimi görmüştü. Büyük bi şangırtıyla onuda yere indirmişti. Gözlerimi açmak istesemde başaramadım. Bedenim ürpermişti.

Adım sesleri gelmeye başladı. Kendimi gözlerimi açmaya zorladığımdaysa gördüğüm son şey Alaz'ın abimi arkadan yakalayıp kitlediği bir pozisyondu.

AA || Texting (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin