Aria :
Alaz onu anladığımı anlamıştı. Yeşil saçlarıyla tam bir şapşal gibi duruyordu. Bir anda tuvalete doğru kaçtı. Ben kahkaha atarken Batuhan yaşlı amcalar gibi merdivenden soluk soluğa geliyordu. Son kata iki sınıf koymuşlardı, biri onların biri bizimdi.
"Beni öldürebilir" dedi Batuhan. Ben hala gülüyordum.
"Mümkün" sınıfa girerken Batuhan'ın küfürleri kulağımda yankılandı. Sırama doğru yaklaştığımda Ersin bana bakıyordu.
"Oooo sınıfın buzlar kraliçesi gelmiş" sınıf sessizleşmişti. Bizim soğuk savaşımızı izlemekten keyif alıyorlardı.
"Çekil" dedim. Elimi sallayarak.
"Çekilmezsem mafya babasına beni vurdurtcakmışş" sınıf kıkırdarken bende gülümsedim. Babam mafya değildi.
"Ona bırakmam." dedim tek kaşım havada.
"Çok korktuk" yerimde yayılırken sinir katsayım yukarı çıkıyordu.
"Aaaa ağlama Ari" tüm okul Ari diyordu. Çantamı sıradan alıp sınıftan çıktım.
Babam okul sahibiydi. Bense onun metresinin çocuğuydum. Annem intihar edince bende etmeye çalıştım. Olmadı. Babam ve onun cici ailesi ile kalmayı reddettiğim zaten cici annem beni istemediği içinde bana 1+1 ev tutmuşlardı. Ersin mi o da benim yan binamda oturuyordu. Ona benim hayatım gizemli geliyordu.
Babamı severim karınca kadar da olsa. Bana bu hayatı o verdi. Keşke vermeseydi. Bazı geceler gelir bende kalırdı önceden. Şimdi hiç uğramaz halde. Karısı yani cici annem tekrar hamile kalmıştı kırkından sonra. Babamın iki çocuğu daha vardı gebeşle beraber toplamda dört çocuktuk. Onlar beni kabullenmedikleri için görüşmüyorduk. Bazen en büyük abim ortaya çıkar para alırdı benden. Kumarbazın tekiydi.
Babam elimde üç dört banka kartı ve düzenli para yatırdığı bir hesapla benimle yeteri kadar ilgilendiğini düşünüyordu. Bense gitgide yalnızlaşmıştım. Evet babam çok zengin olsa da bu hayat çok fakirdi benim için.
Manşet gibi Arcan ve İana'nın kızı Aria ne ikonik isim değil mi? Soyadımızın farklı olması annemin isteğiydi. O bir Rus'tu. Babamla ayrıldıktan sonra kendi yolunu çizmişti ama işleri battı ve en sonunda aramızdan ayrıldı. Ben 15 yaşındaydım.
Okulun kapısından çıkarken beni düşüncelerimden ayıran Alaz ve ıslak saçlarıydı. Yeşil tozlar gitmişti muhtemelen kafasını çeşmenin altına soktu. Komple ıslak duran saçları sonbahar havası için hastalığa davetiyeydi. O semtin diğer ucunda oturuyordu. Niye buraya geliyordu asla anlamış değilim.
"Alaz" ilk kez iç sesim onu bu halde yollamamam gerektiğini vurguluyordu.
"Aria" arkasını bana döndü yerinde sıçrayarak.
"Bu ne hal keşke yeşil kalsaydı" kaşları havalandı ama dalga geçtiğimi anlayınca güldü.
"Eve geçiyorum bu rezillik unutulana kadar gelmem ben okula" Alaz matematik dahisi demiş miydim?
"Gel benle hadi" Alaz motorunu gösterip bana baktı.
"Sen benle gel?" kafamı iki yana salladım. Elindeki kaskı motora sabitleyip peşimden gelmeye başladı.
Okul sokağından çıkınca soldaki bina benim evimdi.
"Nereye gidiyoruz?" dedi ıslak saçlarını savuruyordu.
"Böyle kalmana üzüldüm. Gel kurutalım üstünede tişört vereyim sırılsıklamsın." Bay A A
"Şaşkınım Ari sen insan sevmezsin" İyi tanımış beni.
"Doğru olsun, yardım edicem sana" Alaz her zaman etrafımda dolanan biriydi. Yanlış anlamayın AA olayları çıkmadan önce asla beni elde etme peşinde olmadığını biliyordum. O sadece gülümsemem için çabalardı. Biz bir sahilde tanışmıştık. Benim intihar ettiğim gün.
"Geldik" dedim. Binanın kapısını iteledim ve içeri girdim. Asansöre geldiğimde karşımda abimi görmeyi beklemiyordum.
"Selam küçük bu ay fazla geldim biliyorum. - elini buklelerimden geçirip kulağımın arkasına iteledi- ihtiyacım olmasa gelmem." alkol kokan nefesini suratıma üflediğinde tiksinç yüz ifademi engelleyemedim. Alaz hiç konuşmadan asansör bekliyor gibi yapmıştı. Üçümüz aynı asansöre bindik. Usulca yediye bastım. Abim Alaz' a bakıyordu tip tip.
" Bu çocuğu eve atmıyorsun demi? " dedi kaşları havalandı alkolik tınısı hissediliyordu.
" Tanışmıyoruz" dedi Alaz. Durumu anlamıştı. Ben kafamı ona çeviremedim. Utancımdan.
"haa tamam" Alaz altıncı kata bastı.
Sessizliğin hakimiyeti devam ederken kapı açıldı Alaz indi. Nereye gidiyordu ıslak kafa? Ardından kapı kapandı. Yedinci kata geldik.
"Hadi" diye bağırdı abim asansörden inmedi. Eve girip para zarfının içini açtım yarısını ayakkabılığa bıraktım ve zarfı abime götürdüm.
"Baba sana ne çok para veriyor bunu sonra konuşcaz hadi öptüm baaay" dedi. Asansör kapanırken zarfa gömülmüştü. Islak kafa Alaz yangın merdivenin kapısını açtı. Direkt karşımdaydı.
"Gel içerde konuşalım" dedim. Abimin gittiğine emin olduktan sonra içeri girdi.
"Bişi söylemek zorunda değilsin." dedi. Kafa salladım.
"Kurutma şurda" banyoyu açtım ve duvarda asılı duran makineyi işaret ettim. İçeri girdi ve kapıyı kapattı.
Babamın sweetlerden hiç giyilmemişi aldım etiketiyle duruyordu. Onu salona bıraktıktan sonra mutfağa geçip kahve makinesinden iki mocha hazırlatmasını istedim.
Alaz kurumuş saçlarla banyodan çıkınca birbirimize baktık. Saçma bir andı.
"Tek yaşadığın dedikodusu gerçekmiş Ari" kafa salladım.
"Çok eğlenceli" dedim ironi yaparak. Bana bakıp gülümsedi. Az önce hiç yaşanmamış gibiydi. Gülüşü içimi ısıtıyordu.
"Salonda sana sweet bıraktım." kaşları havalandı.
"Ah pardon şura" diye elimle gösterdim. Salona girince geri dönmesini bekledim. Kahveler olmuştu. Masanın bir ucuna onun için diğer ucuna kendim için kahveyi bıraktım.
"Evin mükemmel" gülümsemeden edemedim.
"Aman işte ev. Gel kahven soğumasın" yanıma gelip tam karşıma oturacağını anladı. Bu masa gerçeklerin konuşulacağı masaydı.
Sweet çok tatlı olmuştu üstünde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AA || Texting (TAMAMLANDI)
Fiksi RemajaAria'nın buz tutmuş kalbini yumuşatma savaşıdır. Text. Tüm haklar gizlidir. Bitiş tarihi : 08.01.2021 Düzenlendi tekrar yayınlandı : 01.04.2024 (Saçmalanan tüm sahneleri düzelttim. Gözleriniz kanamadan iyi okumalar.)