"Niye getirdin dün o kızı evimize?""Çünkü bana yardım etti.Ben de yardımına karşılık vermek istedim.Hepsi bu."
Jisoo'nun iyileştiği düşen çenesinden anlaşılıyordu.Onu sorup duruyordu ve ben geceden beri bunu düşündüğüm için sorularından kaçmaya çalışıyordum.Neden gitmişti bir anda?
Kızmış mıydı?
Yoksa küsmüş müydü?"Hani korkmuştun, hani tehlikeli bir kızdı?Bir anda ne değiştirdi fikrini?"
"Jisoo."
Gözlerimi üzerine dikmiştim.Sesli bir şekilde nefes verdikten sonra konuşmama devam etmiştim.
"İnsanlar genel olarak tehlikeli varlıklar değil mi?Bununla bir problemin var mı?Sanırım yok.O zaman yarım akıllı bir kızla da problemin olmasın."
Yarım akıllı...
Bunu söylediğimi duysa eminim çok kırılırdı.
"Benim onunla bir problemim yok ki.Görmedim bile yakından.Sadece dün jennie söyleyince...Yani yanlış anlama Rose. Kesinlikle küçümsemiyorum onu."
Daha fazla uzatmaya niyetim yoktu.Gitmem gereken bir okulum daha sonrasında da kovulmak üzere olduğum bir işim vardı
Son anda saçlarımın ter kokusundan rahatsız olmuş,kısa süreliğine duşa girmiştim.Çıkar çıkmaz ilk bulduğum kıyafetleri üzerime geçirmiş ve kurutmaya vaktim olmadığından kırmızı şapkam ile örtmüştüm ıslak saçlarımı.Resmen hasta olmak için uğraşıyor gibiydim.
"Jisoo, ben çıkıyorum."
"Tamam.Dikkatli ol.Korkarsan ara, işten seni almaya gelebilirim."
Eski çalıştığım yer ucuz bir bar olduğundan dolayı, her türlü insanla karşılaşıyordum.Ahlaksız teklifler, tehditler...Hatta dayak yediğim bile olmuştu.Neyse ki jisoo vardı ve beni her türlü kötülükten korumuştu.
Daha sonra jennie eklenmişti aramıza ve kötülüklerden tamamen uzaklaşmıştık.O bizim gibi değildi.Zengindi ve tipik zengin çocuğu gibiydi.Neden bizimle takıldığını hiçbir zaman anlamıyorduk.Yeni işim ise geceleri de hizmet veren bir kafeydi.Ayılmak isteyen sarhoşlar ve aşk acısı çeken insanlar dışında pek fazla sorun olmuyordu.
Patronum sert bir kadındı.Buna rağmen paramı hep düzenli ve eksiksiz bir şekilde vermeye devam ederdi.
Ellerimi cebime sokmuş, çocuk parkının önünden otobüs durağına giderken gözlerim etrafta gezinmeye,tanıdık yüzü aramaya başlamıştı.
Parkta çocuklar vardı ama o yoktu.Merakımı bastırmaya çalışsam da olmuyordu.
Aklıma gelen fikirle geri dönüp, sevmediğim market görevlisinin bulunduğu markete girmiştim.Belki o onu görmüş olabilirdi.
"Merhaba bayım."
"Merhaba genç hanım.Nasılsın?Alıştın mı sokağımıza?"
"Evet...Yani alışmaya çalışıyorum."
Gözüm geçenki şekerlere takıldığında birkaç tane alıp ödeme yapmak için kasanın önüne koymuştum
"Şey...Şu kız...Hani geçenki..."
"Zilli olanı mı diyorsun?Ha...Geçen seni korkuttum biraz galiba.Ama aslında iyi kızdır.Sadece salak işte.Anlamıyor.Git diyorsun geliyor.Bazen saldırgan olabiliyor ama genelde itelenmeye,dövülmeye alışkın."
Dövülmeye alışkın..
Parayı kasaya koymuş,bu adamla daha fazla aynı ortamda bulunmamak içim marketten dışarı atmıştım kendimi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zilli || Chaelisa
FanfictionO boynundaki zili ile şehrin bütün sokaklarını dolaşan, delinin biriydi.