"Of Rose, boşver uğraşma o adamla.Kalan eşyalarını da al gidelim bu aptal evden."
"Aptal olan ev değil,sahibi.Uğraşmıyorum.Uğraşsam sadece ampullerini sökmekle,duvarlarına resim yapmakla kalmazdım."
Kiraya zam geldiği için yine terketmek zorunda olduğumuz bir ev...
Üniversite öğrencisi olduğumuz için az olan kırık dökük eşyalarımız.Ve en önemlisi boş yere harcadığım yaklaşık üç kutu olan boyalarim."Gelip buranın hâlini görmeden, bizi şikayet etmeden gidelim."
"O yaşlı bunak gözüklerini takıp farkedene kadar çoktan gitmiş oluruz."
Başımızı öne eğip,akıllı, uslu kızlar rolü yapacak ve kendimize kalacak başka bir ev bulacaktık.Şimdilik bizim için çatısı olması yeterliydi.
"Evet bayım, evet simdi gelip görmek istiyoruz.Mümkünse hemen taşınacağız.Depozito sorun değil."
"Sorun değil mi?Sen iyi misin?"
Jisoo eliyle susmamı işaret etmiş ve adama ardı arkası kesilmeyen yalanlar söylemeye devam etmişti
"Adresi aldım.Bize uygun bir ev varmiş.Aslında öğrencilere vermiyormuş ama senin dindar birisi olduğunu ve katı kuralların olduğunu söyledim.Yani sorun çıkmayacağına inandırdım.Bizi bekliyor."
"Depozito?Nereni satmayı düşünüyorsun arkadaşım?"
"Senin minik götünü."
Jisoo, birinci senemde aynı yurt odasını paylastığım,ikinci sene birlikte eve çıktığım arkadaşım.En yakın Bazen evet, bazen hayır. Üçüncü senemizde böyle kapıda kalacağimizı ikimiz de tahmin etmiyorduk tabi ki.
"Bakma bana öyle,bir arkadaşımdan borç alacağım."
"Oh...Minik götümün güvende olmasına sevindim."
...
Adresteki evi bulduğumuzda buranın hayalimdekinden daha iyi olduğunu söyleyebilirdim.Bir çatısı vardı ve ekstra olarak merkezi bir ısıtma sistemi.
"Peki kira kontratını yaptıktan sonra taşınabilirsiniz.Kirayı ev sahibinin banka hesabına her ayın 12'sinde yatıracaksınız."
"Evin yakınlarında bir market var mı? Alışveriş yapmalıyız da."
Sorduğum soruyla birlikte jisoo'dan dirsek yemem bir olmuştu.Ne yani dindar insanlar soru soramaz mıydı?
"Yani Tanrı'nın izniyle alışveriş yapacağız."
Orta yaşlı,kel adam gülümsediğinde rolümü iyi oynadığıma emin olmuştum.
"Genç evladım,market köşedeki çocuk parkının hemen karşısında."
Kira kontratı her iki tarafın imzasıyla tamamlanmış ve jisoo depozitoyu en geç yarın vereceği hakkında yaşlı adama söz vermişti.
"Markete gidiyorum,istediğin bir şey var mı?"
"Sigaram bitmiş.Birde ekmek falan alsana, gece açlıktan ölürüz burda."
"Tamam tamam, jennie'yi sen ararsın.Yeni adresimizi vermeyi unutma.Gittim ben."
Nerdeydi bu market?Köşedeki cocuk parkının karşısında.
Parkı görür görmez sevinmiştim,bu marketin evimize yakın olduğu anlamına geliyordu."Merhaba bayım."
"Merhaba genç hanım.Seni burada ilk defa görüyorum.Yeni misin?"
"Evet, bu sokağa taşındık arkadaşım ile."
"Öğrenci misin?"
"Evet bayım."
Market görevlisi meraklı sorularını sorarken ben alacaklarımı çoktan onun önüne dizmistim.
"Geceleri bizim sokak biraz tehlikeli olur.Dikkatli olun."
"Geceleri dışarı çıkmayız zaten,sorun değil."
Sesini ve gözlerini kısıp,korku filmi efekti vermesine ne gerek vardı çözememiştim.
Kuvvetli bir fren sesi duyduğumda kafamı marketin camından dışarıya çevirmiştim."Oh...Az kalsın eziliyordu."
Uzun boylu,garip giyinimli bir kız sallana sallana yolun karşısındaki parktan markete doğru geliyordu.
"Ona bir şey olmaz.Merak etme.Ve ondan uzak dur."
"Garip görünüyor."
"Öyledir.Kimisi deli der,kimisi salak, biz de boynundaki zilden dolayı 'Zilli' diye çağırırız onu.Aklı bir çocuktan daha az.Bu yüzden nasıl tepki vereceği hiç belli olmuyor.Bir keresinde milletvekiline saldırmıştı.Anlayacağın uzak dur işte, başına bela alma."
Marketin kapısı açılır açılmaz içimi bir korku kaplamıştı.Bana da saldırır miydi?
Korkunçtu...Gözleri,kulakları..."Şeker...Şeker...Şeker."
"Şeker falan yok, çık git hadi."
Şekerleri işaret etmiş, onlardan istediğini söylemek istemişti sanki Market görevlisi ise sert bir şekilde kovmuştu onu.
"Ben yemeyeceğim, onlara vereceğim,onlara,onlara,onlara."
Onlar diye kimi kastettiğini bilmiyordum.Belki hayali arkadaşları vardı.Deliydi sonuçta.
"Çocuklara...Çocuklar şeker sever.Sever onlar, şeker sever."
"Çık git hadi, müşterilerimi kaçıracaksın, hadi kızım git."
Yüzüne değişik bir ifade yerleştirdiğinde tüm marketi üzerimize yıkacakmış gibi hissetmeye başlamıştım.
Şeker kutusuna elimi daldırıp avcuma alabildiğim kadar şeker aldım.
"Al...Çocuklara ver.Sen de ye hatta.Hadi şimdi git, olur mu?"
Ona uzattığım şekerlere bakmış kararsız bir şekilde almıştı elimden.Marketçiye benim ödeyeceğimi söylemiştim.
"Teşekkürler güzel kız,teşekkürler,teşekkürler.Çocuklar yiyecek, ben de yiyeceğim teşekkürler güzel kız."
Teşekkür etmenin öneminin bilinmediği bir dünyada, yarım akıllı bir kız bana teşekkür ediyordu.
Hem de sudan ucuz sekerlerden ona verdigim için.
O marketten çıktığında içimin rahatladığını hissetmiştim.Ödemeyi yapıp marketten çıktığımda gözüm parktaki uzun bedene takılmıştı.
Yırtık kazağının içindeki şekerleri parktaki çocuklara dağıtıyordu sahiden.Elinde kalan son şekere gülümseyerek bakmış ve cebine sokmuştu.
Yememişti...Demek ki şekerleri sevmiyordu.
Kafasınu kaldırdığında beni farketmişti.Bana doğru adım atmaya başladığında yönümü değiştirerek eve doğru yürümeye hatta koşmaya başlamıştım.
Onunla bir daha karşılaşmamak için Tanrı'ya dua etmiştim içimden.
Deli olması sorun değildi, sorun onun insanlara zarar verebilecek kapasitede bir insan olmasıydı.Evin önüne geldiğimde, duvara sprey ile yazılmış yazı çekmişti dikkatimi Daha önce de burada mıydı ,bilmiyordum.
Dikkat etmemiştim."Kayıp çocuklar,bir gün mutlaka birbirini bulurlar."
Yazıyordu.Anlamamıştım.
Sigara paketini jisoo'un kucağına atmıştım.
"Geciktin,market uzak mıymış o kadar?"
"Yok,ondan değil."
Jisoo sigara paketinden bir sigara çıkarmış camı açarak önüne dikilmişti.
"Hey, buraya bakan bir kız var."
Jisoo'nun başta her zamanki gibi benimle dalga geçtiğini düşünsem bile yaklaşmıştım camın önüne ben de.
Oydu...Zilli kız.
Korkuyla geri çekilmiştim.
"Beni öldürecek..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zilli || Chaelisa
FanficO boynundaki zili ile şehrin bütün sokaklarını dolaşan, delinin biriydi.