O kasvetli ortamı nasıl terkettiğimi bilmiyordum.Asansörü beklememek için merdivenlerden koşarak inmiştim.
Boğazımı sıkıyorlardı sanki.Şirketten çıkar çıkmaz, yan tarafındaki duvarın üstüne oturup ayaklarımu sallamaya başlamıştım Olanlara inanamıyordum.Kafamı toplamalıydım.Kafamı toplayıp bir an önce burdan gitmeliydim.
"Yere oturma, yere oturmamalısın.Annem hep der ki yere oturursan hasta olursun.Bu yüzden ben hiç yere oturmam.Annem de beni öper,akıllı olduğumu söyler."
Yanıma gelmiş duvara yaslanan, elindeki şekeri ağzına götüren çocuğa bakakalmıştım.
Biraz önce Lisa'nın odasına girer çocuktu.Nefesimin kesilmesine sebep olan kelimeyi söyleyen çocuk
'Anne.'"Sen de duvara yaslanıyorsun.Aynı şey değil mi?"
Söylediğim şeyle şekeri ağzından çıkarıp boşluğa bakmaya başlamıştı,bana bakmaktan kaçınıyordu.
"Ama Annem yere oturma dedi, duvara yaslanamazsın demedi, demedi ki annem."
Annen...Ona neden bu kadar benziyorsun?
"Adın ne?Tek başına dışarı çıkmamalıydın.Ya sana bir şey olursa?"
"Adımı sana söyleyemem.Seni tanımıyorum,tanımadığım için sövleyemem.Annem dedi ki 'Haneul,tanımadığın insanlar ismini sorarlarsa, onlara ismini söyleme.' dedi."
Gülümsemiştim.Çok tatlıydı.Annesi gibi Haneul...
"Annen burda oldugunu biliyor mu Haneul?"
"Oh...ismimi biliyorsun, o zaman beni tanıyorsun .İsmimi biliyorsun vaaov,nasıl biliyorsun ki.Beni tanıyorsun ama ben seni tanımıyorum."
Sorduğum sorulara cevap vermiyor,sadece kendi söylemek istediği şeyleri söylüyordu.
Her hareketinde Lisa'yı görüyordum.
Gitmek istiyordum ama küçük bir çocuğu da burda tek başına bırakmak istemiyordum."Haneul!"
"Anne!"
Kalkıp gitmem gerekirken ben oğluna doğru huzlı adımlarla gelen,onu kucağına alıp sımsıkı sarılan Lisa'yı izlemeye başlamıştım.
"Haneul bunu bir daha yapma.Sana kaç kere tek başına dışarı çıkmaman gerektiğini söyledim."
"Anne...Tek değildim Anne...Beni tanıyan bir Kadın var...Güzel bir kadın."
Lisa onu söylediği şeyle kucağından indirmiş, duvarın üzerinde oturan beni farketmişti.
"Rose..."
"Şey...Ben de tam gidiyordum."
Duvarm üzerinden atladığımda ayaklarımin altı acımıştı ama umrumda olduğu söylenemezdi.
"Haneul ile tanıştınız mı?"
Evlendin mi Lisa?Sahiden çocuğun mu var?
"Anne, bu Kadın kim?"
"Sayılır."
"Hep birlikte bir şeyler içelim mi? Zamanın varsa?"
Daha fazla gözlerine bakmak istemiyordum.
Aklıma onu bırakırken ki bakışları geliyordu.Beni affettiğini söylemiş olmasına rağmen affetmediğini biliyordum.Beni seviyordu, beni kendisine zarar verecek kadar seviyordu.
Ve ben ondan kaçmıştım.Onu bırakmak için mantıklı bir sebebim yoktu.Onunla olamazdım,çevremdeki insanlar ona zarar veriyordu.
Onu anlamıyordum,ona acı çektiren şeyleri anlamiyordum.Ve daha fazla acı çekmesine sebep oluyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/156786055-288-k718289.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zilli || Chaelisa
ФанфикO boynundaki zili ile şehrin bütün sokaklarını dolaşan, delinin biriydi.