4-İYİ BİRİ OLMAK..

3.6K 435 183
                                    


Hastaneden döndükten sonra, onun bizim evde kalması gerektiğine karar vermiş ve eve girmesine yardım etmiştim.Bu sırada bir annesi ve bir ismi olduğunu da öğrenmiştim.

Pantolonunu çıkarmamı sorun etmemişti, hemşirelere yaptığı gibi.Uysal bir köpek yavrusu gibi her hareketimde gözlerini kırpıştırmış ve bana itaat etmisti.
Yaralarını temizlerken canının yandığına dair tek bir belirti göstermemişti.

Jisoo'un sevdiği eşofman altlarından birini ona vermiş, güçlükle giymesine yardım etmiştim.Bunu sevmiş gibi görünüyordu.

"Sen benim yatağımda uyu olur mu?Yaralısın, rahat hareket etmen gerekiyor.Sabah kahvaltıdan sonra annene gideriz."

Annesinin onu ne kadar çok merak etmiş olabileceğini düşünmeye baslamıştım.Zavallı kadın belki de her verde onu arıyordu.

"Anneme gideriz...Anneme gideriz."

Çok fazla tekrar etmemişti bu kez.Uslu bir çocuğun yaptığı gibi gösterdiğim yatağa girmiş ve alçılı kolunu karnının üzerine yerleştirmişti.

Yorganı üzerine örtüp, alnındaki saçları parmaklarımla geriye doğru taramıştım.Parmaklarım saçlarındayken birkaç saniye gözlerini kapatmıştı.

" İyi geceler Lisa . "

İsmiyle seslenmiştim.Bunu sevebileceğini düşünmüştüm Gülümsemişti.O uykuya dalana kadar kadar korkmasın diye sokak ışıklarının aydınlattığı pencere kenarında beklemiş, uyuduğundan emin olduktan sonra içerideki kanepenin üzerine geçmiştim.

Yorucu bir gün geçirmiş olmamın ağırlığıyla uykunun kollarına yenik düşmüştüm.

Sabah uyandığımda ilk işim onu kontrol etmek olmuştu.Hâlâ uyuyordu.Alçılı kolunu sarkıttığını farkedip uyandırmamaya dikkat ederek hemen düzeltmiştim.Daha sonra jisoo'ya ekmek alması için seslenip kahvaltı hazırlamaya başlamıştım.

Jisoo bir yandan söylenirken diğer yandan gözlerindeki çapakları temizleyerek evden çıkarken ben de telefonumdan hafif bir müzik açmış krep yapmaya koyulmuştum.Onu doyurmak,biraz olsun mutlu etmek,dün geceki acılarını unutturmak istemiştim.

Arkamda hissettiğim adım sesleriyle onun uyandığını anlamıştım.Ses yapmaktan korkar gibi bir hali vardı.Beni izlediğini biliyordum.

"Günaydın uykucu.Saat kaç oldu haberin var mı?"

Gülümseyerek ona döndüğümde sanki bir suç işlemiş gibi kafasını hemen önüne eğmişti.

"Bana yardım etmek ister misin?"

Bu sefer biraz öncekinin aksine parlayan gözlerini bana dikmiş hızlı hızlı birkaç kez kafasını sallamıştı.

"O zaman sana vereceğim şeyleri masaya diz olur mu?Yapabilir misin? Alçıda olan kolunu zorlamak yok ama."

"Hmm.Kolay...Lisa bunu yapabilir."

Ona verdiğim şeyleri masaya tek eliyle dizerken oldukça keyiflenmiş görünüyordu.Diğer kolu ağrıyor muydu merak ediyordum.Sorsam yine ağrımadığını söyleyecekti bunu da biliyordum.

Kapı çaldığında Jisoo'nun yine anahtar almamış olmasına söverek kapıya ilerlemeye başlamıştım .

"Mer-haba?"

Karşımdaki garip kadına selam vermiş meraklı bakışlarımı ona yöneltmiştim.

"Kızım nerde?"

"Kızınız?"

Bir an salak olduğumdan emin olmuştum.Kızı lisa'dan başkası olamazdı elbette.Evi nerden bildiğini ve Lisa'nın benim evimde olduğuna nasıl karar verdiğini merak etmiştim.

"İçeride,girin lütfen."

Kadın sanki bunu bekliyormuş gibi içeriye dalmış, evin her yerinde hızla göz gezdirmişti.

"Kızım nerde hani?"

Lisa mutfaktan gülümseyerek çıkmış ve annesini gördükten hemen sonra yüzündeki gülümsemenin yerini endişe dolu bir ifade almıştı.
Ya da bana öyle geliyordu.

"Lisa Seni gerizekalı velet.Sana kaç kere geceleri başka yerlerde kalmayacaksın dedim ben ha?Birde kolunu mu kırdın?"

Kadının yükselen ses tonu beni bile  ürkütmüştü ki Lisa'yı düşünemiyordum.

"Efendim,ona kızmayın.Burda kalmasını ben söyledim.Yaralıydı,arkadaşlarımla hastaneye götürdük ve döndüğümüzde saat epey ilerlemişti.Kahvaltıdan hemen sonra gelecekti zaten."

Kadın parmağını sallayarak üzerime doğru gelmeye başladığında ne yaptığını anlamaya çalışıyordum

"Onun problemli bir kız olduğunu biliyorsun değil mi? Onu alıkoyduğun için seni şikayet etmemi ister misin?"

Bir anda neden bana böyle davranmaya başlamıştı ki? Ben onu alıkoymadım ki sadece yardım ettim.

"Bakın...kızınız dayak yemişti.Kolu kırılmış hatta.Ve ona bunu yapanlar rahatca dışarıda gezerken siz gelmiş beni şikayet etmekten bahsediyorsunuz.".

Ürkütücü gözlerini üzerime dikmişti.Beni tanımıyordu bile.Derdi neydi anlamıyordum.Kızına yardım ettiğim için minnettar olması gerekirken o gelmiş birde beni azarlıyor,üzerime yürüyordu.

"Ona bunu sizin yapmadığınızı nerden bilebilirim?Onu kullanmadığınızı? Sonuçta salağın teki öyle değil mi? Hiçbir şeyden anlamaz. İki güzel şey söylersin peşinden gelir.Bir çikolata alırsın sahip olduğu her şeyi sana verir."

Bir anne nasıl olurdu da kızı hakkında böyle iğrenç sözler söyleyebilirdi.Ağlamak istiyordum.Ona hesap sormak istiyordum.Diğer insanları bilinçsizce suçlarken,üzerine böyle pahalı kıyafetler giyerken kızına neden bir çift ayakkabı almadığı sormak istiyordum.

"Rose iyi kalpli,rose güzel anne,Rose zarar vermez,Rose iyi.Onlar gibi değil."

Tıpkı onlar gibiyim lisa.Bu döngüyü durdurmayan,buna engel olamayan zavallının biriyim ben üzgünüm Lisa.

"Sen ne anlarsın?Sen nerden bileceksin insanları?Gerizekalı şey seni.Yürü gidiyoruz."

Gerizekalı değildi...Lisa kesinlikle gerizekalı değildi.Ve kadın bunu her söylediğinde acı içimde büyüyordu.

"Hayır...hayır anne...Rose biliyor.Rose biliyor insanları.Rose iyi...Sen...Sen de iyi.Ama Rose daha iyi."

Kapı deliğinden gelen anahtar sesi... Odada yankılanan tokat sesi... Başımın dönmesi...

Lisa yanağını tutarak kolundan yakalayan annesinin ardından giderken tek yaptığım şey onu izlemek olmuştu. Kadının son kez bana dönüp söylediği şeyler ise kendimden daha çok nefret etmemi sağlamıştı.

"Kızımdan uzak durun.Sen ve arkadaşların ona umut vermeyin.Onu sevdiğinizi düşünmesine izin vermeyin.Onu kimsenin sevemeyeceğini hepimiz biliyoruz değil mi?Eğer bir daha seni yakınında görürsem,onu istismar ettiğinize dair sizi sikayet edeceğim."

Onu kimsenin sevemeyeceğini hepimiz biliyoruz değil mi?
Bu ne demekti?
Kimse sevmese bile annesi sevse yeterdi ona Peki annesi onu cidden seviyor muydu?
Tüm yaptıkları kızını sevdiği için miydi?
Peki ona umut vermeyin ne demekti?

Mutfağa gittiğimde masanın üzerindeki dizilen şeyleri görünce kendimi daha fazla tutamayacağımı anlamıştım.Ağlamıştım,dakikalarca hıçkıra hıçkıra ağlamıştım.

Daha sonra Jisoo yanıma gelip beni kollarının arasına almış,her şeyin geçeceğini söylemişti.Bir süre de bu şekilde ağlamaya devam etmiştim.

Zilli ||  ChaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin