"Ateşi hâlâ düşmedi mi?"
Lisa sorduğunda ses tonumu olabildiğince düzeltmeye çalışarak cevap vermiştim.
"Sabaha göre iyi...Ben...Üzgünüm.Kim anne geldi zaten ben de işe geleceğim bir saate kadar."
Lisa ile yaşamaya başladığımdan beri Haneul sürekli hastalanıyordu.Bu durum kendimi son derece suçlu hissetmeme sebep oluyordu.Ondan gizlice ağlamaya çalıştığım her an beni yakalıyor ve benim bir suçum olmadığını söyleyerek teselli etmeye çalışıyordu.
Ama ben anlıyordum Haneul'ün tek sorunu annesinin sevgisini iki kişiyle paylaşıyor olmasıydı.
Benim yüzümdendi.Küçük bir çocuğun,günden güne önümde erimesine sebep oluyordum."Pekala.Gelsen iyi olur zaten.Diğer stajyerler senin yüzünden bana düşman olacaklar."
Lisa'nın benimle dalga geçtiğini biliyordum.Ama bilmediği bir şey vardı.Diğer stajyerler ona değil,bana düşmanlardı.
Hiçbir zaman benimle yemek yemiyorlardı,ya da projelerine katılmama izin vermiyorlardı.Her şeyin daha güzel olacağını düşünmüştüm o geceden sonra.
Lisa ile birbirimizin olmuştuk ve bizim dışımızdaki dünya umrumuzda değildi.
Düşündüğüm gibi ilerlemiyordu.Büyük bir bataklık beni içine çekiyordu ve ben çırpındıkça daha da derine batıyordum."Sen şuna seni özledim,sensiz yapamıyorum desene."
"O zaman...Lisa seni özledi."
Gülümsemiştim.
Onun da yüzünde oluşan aptal sırıtışı tahmin edebiliyordum.Telefonu kapattığım da son kez Haneul'u kontrol etmek icin odasına girmiştim.
Kim anne başında oturuyor ve ona yemek yedirmek için uğraşıyordu.Haneul sürekli onun elini itiyor,acıyla karışık sesler çıkartıyordu.
"Yemiyor mu yine?"
"Yok kızım ağzına bile sürmüyor.En iyisi ben çorba falan yapayım ona.Senin yemeklerine alışık olmadığından yemiyor olabilir.'
Benim yemeklerimi yemek istemiyordu.Beni sevdiğini biliyordum.
En azından eskisi gibi değildi,bazı geceler onunla uyumamı istiyor bazı geceler kucağımda uyuyakalıyordu.Bana ismimle sesleniyor olması da hiç zoruma gitmiyor hatta hoşuma gidiyordu.Yine de ne olursa olsun beni istemiyordu.söylemese bile ben hissediyordum.Hep bir fazlalık gibiydim.
"Tamam Kim anne,bir şey olursa beni ararsın.Şirkete geçiyorum ben de."
Odadan çıkacağım sırada kolumdan tutup beni durdurmuştu yaşlı kadın.Sessiz bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
"Üzülme,kendini yıpratma.Çocuk o daha.Alıştığı zaman da senden baskasının yaptıklarını istemeyecek.Güçlü olmalısın.Lisa'nın sana ihtiyacı var.Haneul'ün ise ikinize birden."
Kafamı sallamıştım sadece.Ne söylesem ağlardım,biliyordum.
Evden çıktığımda zaten geç kalmış olmamın rahatlığıyla yürüyerek gitmeye karar vermiştim.
Stajyerleri iyice sinir etmek istiyordum sanırım.Bana hiçbir sey sormadan,benimle konuşmadan hakkımda yorum yapmaları,beni sevmemeleri sinirlerimi bozuyordu.
Nereye baksam bana bakarak fisıldayan kişileri görmek isteyebileceğim en son şeydi.Şirkete girdiğimde güvenlik görevlileri her zamanki samimiyetleri ile selamlamışlardı beni.
Merry ile bile tahmin ettiğimden daha iyi anlaşır hâle gelmiştik.Oysaki ilk gün en çok korktuğum kişilerden biri olmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zilli || Chaelisa
FanfictionO boynundaki zili ile şehrin bütün sokaklarını dolaşan, delinin biriydi.