32

5.3K 647 159
                                    

Saçlarını son kez düzelterek otelden çıktı esmer olan. Tüm vücudu titriyor, kalbi hızla atıyordu. Heyecandan ne yapacağını bilmiyor, sadece sevdiğine doğru yürüyordu.

Müzedeyken Jeongguk'un ani itirafları yüzünden deliye dönmüştü ancak belli etmedi. Gün boyunca el ele müzeyi gezmiş, bir çok fotoğraf çekmişlerdi. Ancak ne Jeongguk ona bir şey söylemiş, ne de kendisi herhangi bir soru sormuştu. Yalnızca anın tadını çıkarmışlardı.

Az önce ise Jeongguk'tan bir telefon almıştı. Onun için bir sürprizi olduğunu, otelin girişinde beklediğini ve hazırlanıp aşağıya inmesini söylemişti.

Az çok tahmin edebiliyordu olacakları. Heyecandan titremesinin nedeni de buydu.

Bu gece her şey değişecekti.

Ayakkabılarıyla bakışmaktan vazgeçip kafasını kaldırdığında sevdiğinin ne kadar güzel gözüktüğünü fark etti. Üzerindeki çizgili gömlek ve siyah, kumaş pantolonla o kadar muazzam duruyordu ki, aklı başından gitmişti.

Artık tamamen yanına vardığında, Taehyung'un elini tutmuştu, Jungkook. Ardından yavaşça çekiştirerek taksiye bindirmişti onu.

"Nereye gidiyoruz?"

"En az senin kadar güzel bir yere." diyerek Taehyung'a baktı. Utançla kaçırdığı gözleri mutlulukla parlıyordu esmer olanın.

Yaklaşık on beş dakikalık bir yolculuktan sonra taksiden indiler. Tüm şehri gözler önüne seren bir tepeye gelmişlerdi. Gökyüzü yıldızlıydı ve dolunay vardı. Her şey Taehyung'un ona mesaj attığı gün yazdıkları gibiydi.

Jeongguk onu biraz daha çekiştirerek yere, çimlerin üzerine, oturttu. Ardından kemikli ellerini onun güzel elleriyle buluşturdu.

Taehyung ani bir hareketle sevdiğinin dizlerine koydu kafasını. İşte şimdi, o çok istediği manzaraya sahip olmuştu. Sevdiğinin yüzü, yıldızlı geceye karışmıştı.

"Yıldızlı geceye çok yakışıyorsun, sevgilim."

Jeongguk, aklına dolan anılarla gülümserken dizlerinde yatan çocuğun saçlarını okşamıştı.

"O gün yazdıklarının hepsini hatırlıyor musun?"

Kafasını salladı ve dizlerine yattığı güzel çocuğun önüne düşen saçlarını düzeltti.

"Saçlarının dolunayda parlayışını görmek fazlasıyla güzel."

Onun yazdıklarını bir kez daha düşünüp elini yavaşça gökyüzüne doğru kaldırdı, Jungkook. İşte tam o sırada bir yıldız kaydı. İkisi de şaşkınlıkla birbirine baktı. Bu bir tesadüf müydü, yoksa evren şu an onları mı izliyordu?

Jeongguk güzelce gülümsediğinde esmer olan hızla doğrulmuş ve onu ensesinden çekerek kendine yaklaştırmıştı. Sevdiğinin yüzündeki her bir noktaya öpücük kondururken, Jeongguk elini onun yanağına çıkardı ve fısıltıyla konuştu.

"Ya en son yazdığın? Onu da hatırlıyor musun?"

"Kelimesi kelimesine."

Ve Taehyung'un titreyen dudakları, karşısındaki dudaklarla birleşti. Nazikçe öpüyorlardı birbirlerini. Gün hiç bitmeyecekmiş gibi, hiç nefessiz kalmayacaklarmış gibi, ki kalmadılar.

Taehyung'un dudakları, Jeongguk'un nefesi oldu.

Jeongguk'un sevgisi, Taehyung'un çırpınan kalbini sardı.

"Seni seviyorum, sevgilim."

"Ben de seni seviyorum, güzelim."

Taehyung karanlıkta değildi artık. Yıldızlı gecesi, onun dünyasını aydınlatmıştı.

Ve o an tek bir şey düşündü, Jeongguk. Hayatına bir anda giren bu güzel çocuk haklıydı.

Dudakları en çok onun dudaklarına yakışmıştı. En güzel o süslemişti kalbini.

Van Gogh'un, o bomboş tuvali yıldızlı geceyle süslediği gibi.

starry night | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin