5 ay sonra
Bazen en kuvvetli sevgi bile kavgalara engel olamayabiliyordu. Karşınızdakini ne kadar çok severseniz sevin, bir şekilde başlıyordu o kavgalar.
Taehyung ve Jeongguk için de aynısı olmuştu. Birbirlerini çok sevdikleri su götürmez bir gerçekti ancak bir saat öncesinde yaşadıkları kavga kaçınılmazdı.
Taehyung, Jimin'in yanındaydı ve ağlıyordu. Sürekli olarak Jeongguk'u çok sevdiğinden bahsediyor, nerede yanlış yaptığını soruyordu kendine.
Jeongguk ise Yoongi'nin dizlerine uzanmış yaptığının koca bir aptallık olduğunu söyleyip kendi kendine sinirleniyordu.
~ bir saat önce ~
"Taehyung, bana bak."
Jeongguk'u delirten sessizlik hâlâ hüküm sürüyordu.
"Sana, bana bak dedim Taehyung!" diyerek sesini yükselttiğinde hafifçe irkilmişti Taehyung. Gözlerindeki doluluğa içten içe sinirlenerek kafasını kaldırdı.
"Ne var Jeongguk?"
Sesi titrek ve kırılgan çıkmıştı. Sevgilisi ilk defa ona bağırıyordu ve bunun haklı bir sebebi yoktu.
"Şu gereksiz kıskançlıklarından vazgeçmen gerekiyor, anladın mı?!"
"Gereksiz mi? Gözlerim var benim Jeongguk, kör değilim. Kuzenim dediğin kız içine düşüyordu ama ağzımı açıp bir şey demedim. Sırf sen kızma, sinirlenme diye. Eve geldik, sana sadece bu konudan rahatsız olduğumu söyledim ve sen bana bağırıyorsun. Kimin yaptığı daha gereksiz sence?"
Jeongguk'un aksine Taehyung oldukça sakindi. Birazdan kavga edeceklerdi, apaçık belliydi ancak sakin kalması gerekiyordu. Jeongguk'u kaybetmek, isteyeceği son şey bile değildi.
"Kendin söylüyorsun, o benim kuzenim. İçime düştüğü falan da yoktu Taehyung, her şeyi abartmaktan vazgeç artık."
Taehyung yavaşça ayağa kalkıp sevgilisine yaklaştı. Olabildiğince sakin durmaya çalıştı ancak titreyen vücudu ve gözyaşları buna pek de izin verecek gibi değildi.
"Bak Jeongguk, ben seni kolaylıkla bulmadım, tamam mı? Bunu basit bir şeymiş gibi görüyorsun belki de, bilemiyorum. Son zamanlarda ne düşündüğünü bile bilmiyorum zaten ben senin. Biz sevgiliyiz ve doğal olarak seni kıskanıyorum. Bunu dile getirdiğimde ise sakince öyle bir şey olmadığını söylemek yerine bana bağırıp duruyorsun. Belki biliyorsundur diye söyleyeyim, benim de bir kalbim var ve sen onu çok güzel kırıyorsun."
Birkaç adım geriye giderek gözyaşlarını sildi ve derin bir nefes aldı.
"Bak, ben seni kaybetmekten ölesiye korkuyorum, anladın mı? Cesaretsiz herifin tekiydim ve sana yemin ederim Jimin ısrar etmese sana asla mesaj atamazdım. Çünkü sen benim için imkansızdın. Ama riske girdim, kaybedecek bir şeyim yoktu çünkü. Mucize gibi bir şey oldu ve hislerimiz karşılıklı hale geldi. Ancak şu an halimize bakıyorum da, cidden Jeongguk.. Cidden biz nasıl bu hale geldik, söylesene?"
"Senin yüzünden Taehyung! Az önce söyledim, kıskançlıkların fazla gereksiz!"
"Hah, evet, gereksiz. Beni utanmadan süzen birileri yok, çünkü insanların ilgilisi çeken bir tip değilim. Sürekli bana yakın davranmaya çalışan arkadaşlarım ya da kuzenlerim de yok. Yani senin beni kıskanmanı gerektiren anlar yaşamıyoruz. O yüzden evet, tüm kıskançlıklarım gereksiz senin için. Tanrı bilir, sana olan sevgim de gereksiz geliyordur artık."
"Ne? Saçmalama."
"Anladım ben, yorma sen kendini. Ama ne dersen de, ne düşünürsen düşün seni seviyorum. Sadece bunu unutma, senden başka bir şey istemiyorum Jeongguk."
"Ben de seni seviyorum ama anlatmaya çalıştığım bu değildi!"
"Sanmıyorum." diyerek kafasını iki yana salladı ve evden çıktı. Karşısında Yoongi ve Jimin'i görünce ağlaması şiddetlenmişti.
Sadece arkadaşına sarıldı Jimin. Jeongguk'un bağırışlarını duymuş, aşağı inmişlerdi. Doğruyu söylemek gerekirse ikisi de böyle bir şey beklemiyordu.
Taehyung, Jimin'le birlikte yukarı çıkarken Yoongi açık kapıdan içeriye girmiş, koltukta oturan Jeongguk'a yaklaşmıştı.
"Gguk.."
"Yoongi ben ne yaptım?" diyerek ona doğru döndü. Gözleri kızarmıştı ancak ağlamıyordu. Kolay kolay ağlayan biri değildi ama ilk defa bu kadar sınırda hissediyordu.
"Neden böyle davranıyorsun dostum? Taehyung haksız değil ki, bunu sen de biliyorsun."
"Biliyorum."
"O zaman neden Jeongguk? Söylesene, neden böyle oldunuz?"
"Sadece.. Sadece kıskançlıkları onu benden uzaklaştırır sandım, bunu durdurması gerektiğini söylersem iyi oluruz sandım. Dünyanın en aptalca fikri, biliyorum, ama ben de çok akıllı sayılmam ki."
"Ona daha önce bağırdığını hiç duymamıştım. Böyle davranarak daha kötü hale getirdin, farkına değil misin?"
"Farkındayım. Lanet olsun ki hepsinin farkındayım ama bir anda gözüm döndü işte."
Ağlamaya başladığında ise Yoongi onu kendine çekmiş, dizlerine yatırmıştı.
"Halledersiniz bir şekilde, ağlama."
"Nasıl halledeceğiz Yoongi? Gözlerindeki kırgınlığı gördüm. Mahvettim onu, kalbini paramparça ettim. Gerizekalının tekiyim."
"Pekâlâ, senin için onunla konuşabilirim. Ama şimdi, biraz dinlen."
Gözyaşlarını umursamadan gözlerini kapadı Jeongguk.
"Özür dilerim, seni seviyorum." diyerek fısıldadı. Saçlarını okşayan eller Taehyung gibi hissettirmiyordu ancak uykuya dalmasına yardımcı olmuştu.
~
ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok, üzgünüm.
sizi seviyorum 💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
starry night | taekook
Fanfictionyıldızlı bir geceye ne çok yakışırsın sevgilim. starry starry night,,