bir

3.2K 169 88
                                    

sınır; 5 vote + 5 yorum.
not; 11. bölüme kadar hikayede bir değişiklik yok!

sonbahar gelmişti, yapraklar renklerini değiştirip dökülmeye hazırlanıyor, havalar fark edilir bir şekilde sıcaklıklarını düşürüyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sonbahar gelmişti, yapraklar renklerini değiştirip dökülmeye hazırlanıyor, havalar fark edilir bir şekilde sıcaklıklarını düşürüyorlardı. kimi için bu mevsim sınavlarının ya da okullarının başladığı zamandı, stres ve gerginlik altında geleceklerini belirmek için çalışılır, eğer yeni bir ortama girilecek ise küçük düşmenin getireceği utancı düşünerek bile dehşete düşülür. kimi için sonbahar romantik bir mevsimdir, iç ısıtan küçük temaslar, tutuşulan eller. diğerleri içinse sonbahar bir kurtuluştur. eve kapanıp kitaplar okumak, kahve içmek ve cadılar bayramını beklemek.

chaeyoung için sonbahar, hepsinin bir karışımıydı. okuldan sonra bulabildiği tüm boş zamanlarını en sevdiği yazarın yazdığı ve onun sahip olduğu kitapları okuyarak, sevgilisi ile zaman geçirerek geçirmişti. sınavları henüz başlamamıştı ama başlasa bile endişelenmesi gereken bir durum yoktu. tek yapması gereken özenle tuttuğu notları bir kaç kere okumaktı.

okula gitmeyi sevmiyordu ama derslerini ciddiye almak zorundaydı. okulda tek başınaydı, dışlandığı için değil; kendi başına kalmak istediği için. zorunda olmadıkça kimseyle konuşmuyordu, istemediği için. derslerden sonra bir kenara çekilip müzik dinlerken bir şeyler okumaktan, yazmaktan veya sonraki derslere hazırlanmaktan kullanıyordu tercihini. huzurlu bir okul hayatı olduğu söylenebilirdi.

ama, jung jaehyun bu huzuru yok etmek için vardı.

chaeyoung nedenini bilmiyordu ama jaehyun ondan nefret ediyordu. onunla dalga geçiyordu, kitap okumayı sevmesiyle, hiç arkadaşı olmamasıyla. chaeyoung ilk başta ona hiç bir şekilde kafasına takmamaya çalışıyordu, bunu yapmaya devam ettikçe jaehyun daha çok eziyordu onu.

ta ki, lisenin ilk yılının son gününe sonra.

son dersten önceki arada bir şeyler yazarken, masasının önünde birinin dikildiğini hissetti. kafasını kaldırdığında, görmek istemediği kişiyi gördü. yüzünde yine iğrenç bir sırıtış ile onu ve yazdığı kağıdı izliyordu.

"hey, inek," demişti alay edercesine. "yine ne yazıyorsun öyle? arkadaş bulmak için konuşulacak konular mı? eğer öyleyse, hiç uğraşma. kimsenin senine arkadaş olacağını sanmam." önündeki kağıdı alıp okumaya başladığında chaeyoung ayağa fırladı.

"jaehyun, ver onu bana!" kağıdı almaya çalırken jaehyun çevik bir hareketle geriye çekildi. kalbi korkula atıyordu, kıpkırmızı olmadığını umarken kağıdı almak için bir hareket daha yaptı ve almayı başardı.

bunları yaparken jaehyun'un yüzüne bakmamıştı bile, sessizce sırasına geri gitmeye adım atmışken jaehyun tekrar konuştu.

"o okuduğun yazar, senin gibi birinin okuyucusu olduğunu duysa yazmayı bırakırdı. hele o yazını okusa, kendini bile asabilir."

dedikleri kulağına gelir gelmez, chaeyoung artık kontrolü kaybetmişti. kağıdı çantasına koyup sinirle jaehyun'a döndü. ona doğru hızlı adımlarla gitti ve sert bir tokat attı.

jaehyun tokatın etkisiyle gerilerken, chaeyoung kapalı gözlerinden akan yaşlarla bağırmaya başladı.

"biliyor musun, jaehyun? senden ve beni ezmeye çalışmandan bıktım. her şeye sahip olduğunu mu sanıyorsun? kusura bakma ama yakışıklı ve zengin olmak her şey demek değil. dışın güzel olabilir ama içinde sen bir çöpten başka hiç bir şey değilsin. benimle dalga geçerek eline ne geçiyor söylesene? beni ezerek düşük notları ya da iğrenç kişiliğini mi kapatmaya çalışıyorsun? günaydın, sikik ama hiç birini başaramıyorsun. notlarım hala senden yüksek, kitap okuyarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum ve en azından etrafımda sırf param var ya da tipim güzel diye gezinen sahte insanlar yok." laflarını bitirdiğinde derin bir nefes aldı, herkesin onu izlediğini biliyordu. gözlerini açtı ve paha biçilemez bir manzara gördü.

jung jaehyun, okulun "prensi" yanağında koyu bir kırmızılıkla, şaşkın ama dolu gözlerle güçsüz bir şekilde karşısında duruyordu.

chaeyoung gözlerini sildi, çantasını aldı ve sınıftan çıkmak için ilerlemeye başladı. jaehyun'un yanından geçerken durdu.

"ben annen ya da baban olsam, senden utanırdım." dedi ve sınıftan çıktı.

merhabalar efenim! geri geldim ve bu sefer gitmeye pek niyetim yok. (lel) öncelikle bu hikaye tamamen xolovesrocie_ için yazılıyor, o yüzden olur da devam etmeme kararı alırsam beni gebertir.

ayrıca, bir yusoo hikayesi de yolda.

bir de, genel hikaye duyuruları için ig hesabımı takip edebilirsiniz id'm yine @j_kirax

sizi seviyorum. ✨💖

all night • jaehyun x rosèHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin