Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
o günden sonra jaehyun ve chaeyoung her zamanki gibilerdi, birbirleri ile konuşmuyorlardı. aradaki tek fark chaeyoung bazen jaehyun'u ona bakarken yakalıyordu. ona sarılışı, saçlarını okşayışı ve kafede dedikleri mantıklı değildi. chaeyoung'a yakın olmak mı istiyordu yoksa ondan nefret mi ediyordu? nefret etmiyorsa kendini geri çekmesine neden olan şey neydi?
aklı bu sorularla meşgul olsa da, babasının mezarına bir kez daha gittiğinde bu düşünceleri uçup gitmişti.
babasının yokluğunu kabullenmesi çok zordu, hala alışmakta zorluklar çekiyordu. yarası kanamayı durdurmuştu ancak asla tamamen iyileşemeyecekti. elindeki çiçekleri yavaşça mezara bıraktı.
konuşmadı, konuşamadı. boğazına oturan yumru yüzünden zorlukla yutkundu.
arkada onu izleyen figürün farkında değildi.
"bana söz verdin, chae. lütfen sözünü tut..." diye fısıldadı.
🌃
"doğum günününe bir ay kaldı!" lisa heyecanla bir defter çıkarıp masaya koydu, yemek yiyen üç kızın dikkatini çekerek. "bir kaç plan yaptım!" dedi ve defteri açtı.
"aptal," diye güldü jisoo. "chae o gün 18 yaşına girecek, o zaman ne olduğunu bilmiyor musun?"
lisa bilmiyormuş bir şekilde bakarken jennie sözü aldı. "zaman donar, koca kafalı. en azından biz, chaeyoung ve ruh eşi hariç."
chaeyoung duydukları ile yerinde kıpırdandı. junhoe olmadığını artık biliyordu, o zaman kim olacaktı? ya zaman donduğunda onu bulamazsa? düşüncelere dalıp gitmişken jisoo onu dürttü. "hey, chae... yuta ve çocuklar bize katılmaya geliyor.. sorun olmaz değil mi?"
jisoo başını sallarken dikkatini şey ile chaeyoung'un ellerine baktı. "hey, ne zamandan beri yüzük takmaya başladın?"
soruyla chaeyoung bakışlarını parmağındaki yüzüğe indirdi. "bunu anne ve babamın yatak odasında buldum, ne anlama geldiğini bilmiyorum ama çok hoşuma gittiği için takmaya karar verdim."
"bu yüzük, sonsuz aşkı temsil ediyor, chae. eğer ruh eşin de bu yüzüğü takıyorsa, ellerinizi birleştirdiğinizde kaderin kırmızı ipi açığa çıkarmış." jisoo gözleri yüzüğe sabitlemiş bir şekilde konuştu. "böyle şeyleri araştırmayı severim, bu nedenle bunları biliyorum."
chaeyoung başını şaşkınlıkla salladı. "vay canına, bunları bilmiyordum..."
chaeyoung ve jisoo kendi aralarında konuşurken dört genç onların masalarına doğru ilerliyordu. taeyong, yuta ve ten sevgilerinin yanında anında geçerken jaehyun da mecburen chaeyoung'un yanına geçmişti. birbirlerine bir kez bile bakmadan diğerleriyle konuşurken jisoo, yine, jaehyun'un parmağındaki yüzüğü fark etmişti.
"jaehyun! bu yüzük de ne? bir kız arkadaşın mı var yoksa?"
chaeyoung soruyu duyduğu an, jaehyun'un bunu doğrulamamasını istedi. yine de, ne yüzüğe ne de yanında oğlana hiç bakmadı.
"oh? hayır, kız arkadaşım yok," dedi jaehyun ve elini kaldırıp yüzüğünü gösterdi. "annemin odasında buldum, takmak istediğimi söyledim ve izin verdi."
jisoo aniden şaşkınlıkla gözlerini açtı. "aman tanrım.. bu.. chae, senin yüzüğünle aynı!"
jisoo'nun dediklerini duyunca hemen jaehyun'a dönerken kalbi hızlanmıştı. gerçekten aynı yüzüktü. jaehyun da şaşırmışa benziyordu.
yoksa..?
"jaehyun, bu yüzüğün ne anlama geldiğini biliyor musun?" jennie heyecanla sorarken jaehyun hayır anlamında başını sallayınca lisa da aynı heyecanla konuştu.
"ellerinizi birleştirin!" masadakiler tekrar tekrar bunu söylemeye başlayınca, jaehyun ve chaeyoung birbirlerine baktı.
'olamaz..' diye düşündü. 'gerçekten o olabilir mi?'
jaehyun iç çekip elini kaldırdı, yüzünde garip bir ifade vardı. chaeyoung da elini kaldırıp yavaşça jaehyun'un elinin üzerinde koydu.
masadakiler pür dikkat izlerken diğer iki genç deli gibi çarpan kalplerle birbirlerini izliyorlardı.
yüzükler birbirine değdiğinde etraflarında sarı bir ışık parladı. parıltı gittiğinde jaehyun ve chaeyoung hariç masadaki herkes heyecanla ikiliye bakmaya başladı.
ikisininde serçe parmaklarında aynı kırmızı ip bağlıydı.
chaeyoung kocaman olmuş gözlerle ipe bakarken jaehyun aniden ayağa kalkıp masadan uzaklaştı. chaeyoung da eşyalarını aldı ve kafeden çıkıp eve doğru koşmaya başladı.
