on dört (final.)

759 51 13
                                    

içeri girmek için jaehyun'u bekliyordu ama jaehyun sadece orada durmuş gökyüzüne bakıyordu. gergin duruyordu.

"chae, konuşmamız gerekiyor."

chaeyoung olduğu yerde durdu, bunu beklemiyordu. odaya girdiklerinde konuşmayı o teklif edecekti, jaehyun'un sözleriyle biraz şaşırmıştı ama yine de durdu ve başını salladı.  jaehyun ona döndüğünde, chaeyoung bütğn yol boyunca içini kemiren soruyu sordu.
"bu tatile neden geldin?"

sorusu diğerini biraz hazırlıksız yakalamış gibiydi, irkilmişti. bir kaç saniye sonra iç çekip gözlerini chaeyoung'un gözlerine sabitledi. "bir şansımız olduğunu düşündüm... her şeyi düzeltmek için," chaeyoung ağzını başka bir soru için açacaktı ki jaehyun onu durdu. "yol boyunca aklını nelerin kemirdiğini biliyorum. işin aslı... sana ulaşmaya çekindim."

"bu... bu da ne demek oluyor?"

"seni kullandığımı düşünmeni istemedim. sen de bana ulaşmayınca... bilmiyorum, sanırım öyle düşündüğünü sandım." jaehyun'un ses tonu çekinceliydi ve suçluluk doluydu. "seni çok seviyorum, chaeyoung... ve, bir aptal olduğum için seni kaybedebileceğim düşüncesi beni delirtiyor..."

chaeyoung duydukları yüzünden dolan gözlerini kırpıştırdı ve titrek bir nefes alıp hala onu dikkatlice izleyen sevgilisine yaklaştı. jaehyun'un yüzünü ellerinin arasına alıp konuştu.

"bende seni çok seviyorum, jaehyun... en başta, belki sadece ailen ile olanlar için benim yanımda olduğunu düşündüğüm doğru," jaehyun'un gözlerinden akan yaşları fark ettiğinde iki parmağıyla onları silip dudaklarına uzunca bir öpücük bıraktı. "ama... bu doğru değil, artık biliyorum. ben de seni kaybetmekten korktuğum için böyle saçma düşüncelere kapıldım.. seninle konuşmaya çalışmalıydım. ikimiz de suçluyuz bu durumda.."

jaehyun başını salladı ve bir anda aklına bir şey gelmiş gibi geri çekildi. chaeyoung'un şaşkın bakışları arasında cebinden siyah kadife bir kutu çıkardı. "bunu bir süredir sana vermek istiyordum."

kutunun içinde bir kolye vardı. zarif bir zincire geçirilmiş bir yüzük de vardı. yüzük inceydi ve üstünde fazla büyük olmayan gül kurusu bir elmas vardı.

chaeyoung kocaman olmuş gözlerini jaehyun'a çevirdiğinde genç adamın boynundaki zinciri fark etti. tıpkı kutudaki gibi zincire bir yüzük asılıydı ancak onun yüzüğü biraz daha kalındı ve elması lacivertti.

"jaehyun..."

"ah," jaehyun aniden panikle konuştu. "bunun 'öyle' bir anlamı yok! sadece... sadece onları gördüğümde... almak istedim. almak ve sana vermek istedim."

bu sefer göz yaşlarını tutamamıştı. yaşlar iri iri yanaklarından akarken jaehyun'un koleyeyi boynuna takmasına izin verdi. tekrar ona döndüğünde ise kalbini eriten bütün duygularıyla sevgilisinin dudaklarına asıldı.

otelde uykusuz bir gece geçirdikten sonra, chaeyoung ve jaehyun sabah erken saatte yola çıkmışlardı. aralarını düzeltmenin rahatlığından dolayı mı bilinmez, bu sefer yollarını bulmaları çok daha kolay olmuştu. beklenilenden biraz daha geç kalmışlardı ama sonunda kalacakları yere vardıklarında bütün arkadaşları ön bahçede oturmuş onları bekliyordu.

"geldiler!" arabanın park ettiğini gören lisa, ten'in kucağından heyecanla zıplarken diğerleri de hareketlenmişti. chaeyoung arabadan iner inmez üç arkadaşının arasında ezilirken buldu kendini.

"bizi çok endişelendirdiniz!" jisoo, onu azarlarken chaeyoung'un boynundaki zinciri fark etti. zinciri işaret ederken kıkırdamıştı. "sanırım aranızı düzelttiniz!"

lisa ve jennie de heyecanla zıplarken, üçü de kolyeye bakmak için chaeyoung'un dibine girdi.

"evet," dedi chaeyoung ve arkasını dönüp taeyong, yuta ve ten tarafından azarlanan jaehyun'a bakıp gülümsedi. "düzelttik."

o gece, uyuyan sevgilisini izlerken chaeyoung aylar sonra ilk kez kendini mutlu hissediyordu.

jaehyun ile zor bir yoldan geçmişlerdi ve chaeyoung, geleceğin onlar için ne getireceğini bilmiyordu. ama ne olursa olsun, her şeye beraber göğüs gerebileceklerini biliyordu.

eh, sonunda bitti. berbat ve kısa bir son olduğunun farkındayım lakin, bildiğiniz üzere all night için olan ilhamım söneli çok uzun zamab oluyor.

hepinize bir özür borçluyum. bu hikayeye devam etmek benim için çok zor oldu çünkü biraz kontrolden çıktı kurgu. ama yine de, verdiğim sık ve uzun aralara rağmen hala okuyup yorum yapan ve oy veren herkese teşekkür ederim. sizi hak etmiyorum lakin, all night'ı okuduğunuz için size minnettarım.

diğer kurgularda görüşmek üzere, sizi veriyorum. ve.. benim minik rosie'm özürlerin en büyüğünü de sana borçluyum sanırım.

daha düzgün bir jaerosé okumak isterseniz, diğer hikayem olan apricity'e bakmayı da unutmayın. o daha güzel, söz.

all night • jaehyun x rosèHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin