Hastalığımın ilerlediğini hissedebiliyordum. Yorgunluk artık engellemekte güçlük çektiğim bir dürtüydü. Kamelyanın altında tatlı bir meltemin şefkatinde dinlenmeye çalışıyordum.
"Bay Allen, Bay Morris geldiler."
B "Peki, gelsin."
Morris yüzünde bir tebessümle bana doğru yürüyordu.
B "Ne oldu Morris, ölümsüzlük iksirini mi buldun?" dedim gülerek.
M"Tam olarak olmasa da ona benzer bir şey buldum."
B "Nasıl yani?"
M "Şu dosyaları oku Bryan, beni o zaman anlayacaksın."
Dosyaları okuyordum. Çoğunlukla bilimsel terimlerden oluşuyordu. Tam olarak anladığımı söyleyemesem de beyin nakliyle alakalı olduğuna emindim.
B "Beyin nakli mi?" diye sordum.
M "Evet, aynen öyle, bir insanı kendi yapan şey düşünceleridir, duygularıdır, inançlarıdır, buda beyin sayesinde gerçekleşir. Üzerimizde ki bedenleri bir kıyafet gibi düşün. Asıl olan beyinlerimiz Bryan. Yani buna beyin nakli demen doğru değil bu bir beden nakli."
B "Oldu ki diyelim ben bunu kabul ettim. Böyle bir şey daha önce yapılmış mı bunu yapacak olan teknoloji hali hazırda bulunuyor mu?"
M "Daha önceden buna benzer deneyler yapılmış. 1970 yıllarında araştırmacılar, bir maymununa, hemcinsinden alınan bir kafayı nakletmiş. Nakil sonrasında yeni başıyla uyanan maymun, tüm bilincine yeniden kavuşmuş. Doktor Bay Norman'ı buraya davet ettim. Birazdan o da burada olur ve sana bu olayı daha iyi açıklar."
Morris'in bahsettiği şeyler hiç aklıma yatmıyordu. Böyle bir şey gerçekte olabilir miydi?
M "Doktor Norman'da geldi" dedi Morris ayağa kalkıp doktoru selamladı.
DN"Merhaba Bryan nasılsın?"
B "Teşekkür ederim dostum, arkamdan işler çeviriyorsunuz, birde sen anlat bakalım."
B "Morris bana beyin naklinden bahsetti, a pardon beden nakli demeliydim değil mi?" dedim alaycı bir şekilde.
DN "Öncelikle Morris'in bahsettiği çalışmalar henüz teoriden öteye geçemedi. Hayvanlar üzerinde ki çalışmalarında pek iç açıcı olduğunu söylemek mümkün değil."
M "Peki, neden pratikte gerçek olamıyor?"
DN "Önemli bir sorun var, beynin ve bedenin birbirlerini reddetmeleri söz konusu. Çünkü diğer organların nakillerinde bağışıklık sistemi tepkisini engelleyen ilaçların, tüm bedenin naklinde etkili olup olmayacağı bilinmiyor."
M "Bence kaybedecek bir şeyimiz yok"
DN "Şuan öyle bir ameliyatın gerçekleşmesi, günümüz teknolojisiyle mümkün değil "
M "Ama telefonda konuştuğumuzda, Bryan'ı kurtarmanın tek yolunun bu olduğunu söyledin."
DN "Evet, Bryan'ı kurtarmanın yolu bu. Fakat şuanda bunu yapamayız."
M "Ne zaman yapılabiliriz peki?"
DN "Uzun yıllar sonra tam anlamıyla faaliyete geçeceğine inanıyorum."
B Araya girerek " arkadaşlar benim yaklaşık iki haftalık ömrüm kaldığını biliyorsunuz değil mi?"
DN "Biliyorum Bryan. Bu yüzden iki hafta sonra beyin ölümün gerçekleşmeden, beynini dondurmayı ve nakil teknolojisi geliştikten sonra seni bir bedene yerleştirmeyi düşünüyorum."
B "Arkadaşlar benimle alay ediyorsunuz değil mi? Ne yani Frankenstein mi yaratacaksınız?"
DN "Hayır, dostum öyle değil, bence kaybedecek bir şey yok."
B "Bu bahsettiğiniz dondurma olayını, Elizabeth içinde yapamaz mıyız?"
DN "Maalesef Elizabeth için artık çok geç."
Morris ve Norman bilimkurgu filmlerinden fırlamış iki karakter gibi önüme dikilmiş aklımın almayacağı konulardan bahsedip durmuşlardı. Söyledikleri gerçek olabilir miydi? O anda cevap vermem mümkün gözükmüyordu.
B "Karar vermeden önce biraz düşünebilir miyim?" dedim ayağa kalkarak.
DN "Tamam, sen düşün karar ver ama ne kadar çabuk olursa o kadar iyi olur. Bende ona göre hazırlıklarımı yaparım."
B "Çabalarınız için teşekkür ederim arkadaşlar, beni biraz yalnız bırakabilir misiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEN
Short StoryBir babanın oğlu için neler yapabileceği ve hatta nelerden vazgeçebileceğine tanık olacaksınız... Milyar dolarlık bir servete sahip Bryan Allen, küçük oğlu için dünyada kalmayı seçiyor ama bunun büyük bir bedeli var, önce gerçekleri kendisinin kabul...