"Sen iyi misin?"
Bugün bu soruyu ne kadar da çok duydum.
"Iyiyim, neden ki?"
"Iki saattir tabağını eşeleyip duruyorsun."
Tamam, beni yakalamıştı ve buna verecek bir cevabım yoktu.
"Aç değilim."
"Aman tanrım Çağıl n'oldu sana?!"
"N-ne!"
Ayaz panikle masadan kalkıp bana doğru gelmeye başlamıştı. Kahretsin, Sonat'ın kanı tişörtüme bulaşmış!
"Tamam Ayaz sorun yok."
Ayaz bana yaklaştıkça ben ondan kaçıyordum. Ya sembolü o da görürse?
"Izin ver bakayım."
Sonunda Ayaz beni yakalayıp kendine doğru çekti. Panik olmuştum ve yapmamam gereken bir şeyi yaptım. Ayaz'a vurdum. Lanet olsun ona vurdum!
Istemeden de olsa yaptığım şey işe yaramış ve Ayaz sendeleyerek uzaklaşmıştı.
"Ayaz iyi misin? B-ben çok özür dilerim, çok çok özür dilerim."
"Derdin ne senin Çağıl?!"
"Ben.. ben seni korumaya çalışıyorum."
"Neyden, kendinden mi?"
Ses tonunu o kadar yükseltmişti ki istemsizce yerimde sıçradım.
"Ayaz..."
Ayaz'ın gözleri bana nefret kusuyordu. Ben.. ben onu ilk kez böyle görüyordum. Bana ilk kez böyle bakıyordu.
"Bunca yıl birçok kez dayak yedim ama en çok bu acıttı."
Ayaz eşyalarını aldığı gibi kapıyı çarpıp çıktı. Bense sadece onu izlemekle yetindim.
Bir günde hem ailemi hem Ayaz'ı kaybetmiştim. Benim küçük dünyamı oluşturan temellerdi onlar. Temeli olmayan her bina gibi bildiğim tüm gerçekler de üstüme yıkılmıştı.
Sıcak bir duşla, kaybetmek üzere olduğum aklımı toplamayı umuyordum. Suyu açtıktan sonra odama gidip iç çamaşırı ve yeni kıyafetler aldım. Banyoya dönüp üstümü çıkarmaya başladığımda gözüm buğulu aynadaki yansımama takıldı. Aynadaki yansımalar gerçeği değil düşünceleri yansıtırlar. Şişman olduğunu düşünüyorsan eğer, hiçbir ayna seni zayıf göstermez.
Peki ya ben? Yansımamda ne görmeliyim? Acaba doğum günümde ailem bana ne aldı diye düşünen sıradan bir liseli mi yoksa 17 yıldır yaşadığı hayatın yalan olduğunu öğrenen bir adalet yıldızı mı?Elimi bağrımdaki sembolde gezdirdim. Buğulu aynada, 144p görüntü kalitesinde bile onun parıltısını görebiliyordum.
Sonunda aynadan kopup duşa girebilmiştim. Tepemden akan sular aklımı toplamamı sağlamak yerinde olanları hatırlatıp daha da bulandırdığından duş seansımı kısa kestim. Üzerimi giyindikten sonra odama geçtim ve kendimi yatağın üstüne bıraktım. Bu süre zarfında hava kararmış annemler de eve gelmişti. Zaten normal şartlarda da eve onlardan önce geldiğim için herhangi bir sorun olmamıştı.
"Canım, yemek hazır. Hadi gel."
Her ne kadar ayaklarım geri geri gitse de neredeyse tüm gün doğru düzgün bir şey yememiştim.
"Günün nasıl geçti?"
"Normal."
Soğuk geçen bir akşam yemeğinden sonra tam odama çıkmaya hazırlanıyordum ki annem elinde pastayla önümde dikilmeye başladı. Bense hiç beklenmeyen bir şekilde ağzıma gelenleri sıralamaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADALET YILDIZI
FantasíaATEŞ, SU, HAVA,TOPRAK BUNLAR BİR ELEMENTTEN DAHA FAZLASI... Yansımamda ne görmeliyim? Acaba 17. doğum günümde ailem bana ne aldı diye düşünen sıradan bir liseli mi yoksa dünyanın dengesini korumayla görevli olan bir adalet yıldızı mı?