Nasıl bu işe girdim? Nasıl kendimi bu hale soktum gerçekten, bende bilmiyorum.Sayın Direkle az sonra kavga edeceğimi düşünürsek... Gerçekten nasıl başarmıştım ben bunu. Bildiğin, çocuğu çıkışa çağırmıştım. Adımız Duru diye gelen geçen saf, temiz sanıyor. Biz bu kasları oyun parkında yapmadık aslanıııım-Ne diyorum ben böyle, kas demişken? Benim kaslarım yoktu ki- Girmiştim bir işin içine, nasıl çıkacaktım acaba.
Çıkışa çağırmak demişken;
Size hayatımı anlattım, hayatıma hakimiyet kuran annemi, direği ama asıl en önemli şeyi atladım. 4 harfliler grubu. Bilirsiniz işte, hani şu lisenin vazgeçilmez grupları vardır ya bizde onlardandık işte..
Duru
Erez
Esma
Bora
Onlardandık.. Yani uzun zaman önce. Her şey, Erez'in yurt dışında okuma kararıyla başladı. Asla ayrılmayacaktık, söz vermiştik ama bazen işler planladığımız gibi olmaz.. Erez'in yurt dışına gitmesiyle Üç kişi kalan '4 harfliler' yeterince yıpranmıştı. Yıpranmıştık. Bide üstüne Esma ve Bora'nın kavgasını eklersek. Grubumuzun dağılması gayet doğal. Biz bir aradayken, neden bilmem ama hep bir ağır abi tavırlarımız olurdu. Gözümüzün tutmadığı bey efendileri, hanım efendileri çıkışa çağırır; gruplarını toplayıp sayıca bizden fazla geldiklerindeyse ilk biz topuklardık. Komik ama hep bizi ağır abileştiren, gazlayan Erez olurdu. Bizi güldüren, ağlatan, destek olan.. Hatta grubumuzu bir arada tutan, hep o olurdu.
Şimdi asıl konumuza geri dönecek olursak. '4 harfliler' dağıldıktan sonra en çok yıpranan ben, bir tane bile arkadaş edinmemiştim. Prensip meselesi. Tabi şimdiye bakacak olursak, en azından bir arkadaş edinseydim iyi olabilirmiş. Soyunma odasına saklansam? Yada orası olmaz. Peki ya müzik sınıfı?-Daha kavga yerine gitmeden içimdeki, canavar isimli tavuğu dışarı salmıştım bile- Ya en azından yumruk atmayı öğrenseydim.
Telefonumun mesaj sesi beni düşüncelerimden kurtardıMesajlar|
Gönderen
Annem:
'Duru, fizik öğretmenin derslere önem vermediğini söyledi. Bu ne demek oluyor böyle? Derhal kendine çeki düzen ver. Eve geç gelme.'İşte hayatım için kararlar veren annem. Bana ne istediğimi bir kez olsun sormayan annem. Benim için en doğru kararı verdiğini sanan annem. Küçük bir kız çocuğuyken bile, istediğim oyuncağı ben seçemezdim. Annem yine her zamanki gibi benim seçimlerimi yapar ve bundan zevk alırdı. Cevap yazmadım.Ne anlamı var ki?-Dikkatimi dağıtan, omzuma dokunan bir çift el oldu-
"Ne o? Saklanacak yerini bulamadın mı henüz?"
Gözlerimi devirdim
"Kim? Ben? Saklanmak? Hah! Asıl sen saklan Direk."
Aslında saklanmak için yer aradığım doğruydu ama- Aman banane canım- Güldüğü için gözleri kısılan direk
"Tabi ya. Sen saklanmazsın zaten.. Bu arada, her insan gibi benimde bi adım var biliyosun dimi?"
İşte elime bir fırsat geçmişti! Yapıştır lafı Duru
"Aa evet direkcim. Seninde dediğin gibi insanların adı olur. Senin olmaması çok normal."
Başını geriye doğru atıp sıkıntıyla nefesini verdi
"Cidden kaç yaşındasın sen?"
Gözlerimi devirdim
"Senden büyük olduğum kesin direk!"
Tekrar gülümseyen suratıyla
"Burhan."
Burhan mı? Güzel isim aslında. Burhan. Ama sınıf listesinde böyle bir isin gördüğümü sanmıyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAVGAM
Romance"Işığım sendin, benim Duru..Karanlık bir zindana hapsedildim ve tek ışığım sendin.." "Senin beni sevmene ihtiyacım var.." Seçim yap o halde Ya hayatının geri kalanını karanlıkta geçirirsin Ya da benim olup Kendi ışığını keşfedersin.. 'İki farklı b...