"Duydun mu? Sahra ve şu okula yeni gelen yakışıklı çocuk berabermiş"
"Hadi ya! Sevgilisi mi varmış?"
"Sahra mı? O çocuk, şu sürekli gri hırka giyen değişik kızla birlikte değil miydi?"
Yeter.. Bütün okul.. Lanet olası bütün okul, bunu konuşuyor. Nereye gidersem, gideyim.
Kantinde, lavaboda, derste. Lanet olası her yerde!
Omzuma dokunan elle, arkamı döndüm"Nasılsın bakalım cadı?"
Bora. İki haftadır. Neredeyse, her gün birlikteydik. Ben anlattım, o dinledi. Sıkılmadan, yorulmadan. Aynı şeyleri anlatsamda dinledi. Suratıma buruk bir gülümseme yerleştirdim
"Bora.."
Gözlerim dolmaya başlamıştı.. Başımı, koluna yasladım. Kardeşten öte olmuştu, benim için. Derin bir nefes alıp
"Herkes, konuşuyor. Aynı, şeyi konuşuyorlar. Bora. Konuşuyorlar."
Elini omuzuma koydu
"Konuşsunlar! Sende, cadalozluğunu ortaya çıkar! Ne yani, daha Duru Gökgöz'ü tanımıyorlar mı?"
İkimizde gülmüştük. Ders zili çaldığında, ayrıldık. O diğer bloktaydı. Keşke, aynı sınıfta olsaydık.
Sınıfa girdiğimde.. İşte yine bu sinir bozucu görüntü!
Sarışın yelloz ve sevgilisi bay çok sinir bozucunun vedalaşma töreni.
Sahra ve Ulaş. Ha! Komik.
Daha düne kadar 'Sahra benim sevgilim olamaz' diyen bay çok sinir bozucu, şimdi karşımda evcilik oynuyor! Hemde o sarışın kızla! Bu sinir bozucu olaya son bir bakış atarak, sırama oturdum.
Öhöm öhöm.. Şimdi hazırsanız sizi tam arkamdan oturan arkadaşla tanıştırıyım;
Erez han hazretleri.
Aslında sıra arkadaşı olabilirdik ama.. O tuhaf fizikçi, arkadaş olduğumuzu duyunca.. Onu arka sıraya aldı!-Çirkef kadın!-
Erez neye baktığımı anlamış olacak ki.."Ne o? Kıskandın mı?"
Tek kaşımı kaldırdım.-E herhalde köpek gibi kıskandım, diyecek halim yok-
"Ne kıskanması? Banane canım. Ne hali, varsa görsün. Yani zaten, banane. Hani baya çok banane."
Bana ciddi misin' bakışları atan Erez han hazretleri
"Tabi canım. Zaten sen ve kıskanmak? Bir araya bile gelmiyor."
Gözlerimi devirdim
"Ya zaten, yani şu kızın tipine bak. Hiç güzel değil. Bu ne böyle ya, çakma sarı bildiğin."
Çapılacağım.. Evet evet yüzde yüz, çarpılacaktım. Kız efsanevi güzeldi, saçlarının yapay sarı olması onu gram kötü göstermiyordu. Erez bir bana, bir Sahra'ya baktıktan sonra
"Duru. Sanırım fazla aşktan, gözlerin kör oldu."
Kafasına vurdum.-Kardeş dedik bağrımıza bastık, yaptığına bak?!-
"Ya zaten yaşlı! Bir sınıf üstte bizden. Ben, beyazlarını kapatmak için sarıya boyattığını düşünüyorum. Sence?"
O kadar gürültülü bir kahkaha attı ki, Sahra, Ulaş, sınıftaki tüm gereksiz insanlar bize bakıyorlar..
"Duru? Kızım sen, iyi misin? Bora'yla birlikte enerji içeceği içmekten, kafa falan kalmamış. Ben zaten başından beri biliyodum, Bora'nın beyinsizliği bulaşıcı!"
Tespit gibi tespit. Yani şimdi doğruya doğru ama-Aması falan yok! Kendimi haklı çıkartmak için bir sebebe ihtiyacım yok!-
"Ama, yalan mı şimdi Erez? Biz 16 yaşındayız, o 18 yaşında. Ulaş desen 17. Nerden bakarsan bak! Bu kız yaşlı oğlum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAVGAM
Romance"Işığım sendin, benim Duru..Karanlık bir zindana hapsedildim ve tek ışığım sendin.." "Senin beni sevmene ihtiyacım var.." Seçim yap o halde Ya hayatının geri kalanını karanlıkta geçirirsin Ya da benim olup Kendi ışığını keşfedersin.. 'İki farklı b...