"Renjun, ne zaman beni dinleyip yanaklarını şişirerek bana kızmayı bırakacaksın?"
Gözlerimi okuduğum kitaptan kaldırıp karşımdaki iki bedene bakmıştım. Anladığım kadarıyla kızdırılmış olmalıydı ki Renjun, yanaklarını şişirmiş bir şekilde önüne bakıyordu. Konuşmuyordu da.
En son bu durumu resim defterini sakladığımız zaman yaşamıştık.
"Hadi ama, lütfen."
Bir süre daha onları izlemiş, izlediğim süre boyunca Renjun omuzlarını silkerek inat etmeye devam etmişti.
Ne olduğunu tam bilmiyorum ama bu şekilde onları izlemek de istemiyordum.
Elimdeki kitabın sayfasını işaretlemiş, ondan sonra da kitabı bırakmıştım. Ayağa kalkmış ve önümde birini ikna etmeye çalışıp duran bedenin yanına gitmiştim.
"Ne oldu?"
Haechan yüzünü kaldırarak bana bakmış, sonra da yalvaran bakışlarla bakmaya başlamıştı. Ben de o sırada yere çökmüş ve sessizce konuşmaya başlamıştı.
"En sevdiği üstü aldım ve resim defterini bulamadım diye beni suçluyor. Halbuki ben almamıştım hiçbirini."
Bir süre onun yüzüne sorgular bir şekilde baktığım zaman, aynı bakışlarla bana bakmaya başlamış ve sessizce olaya el atmam için yalvarıyordu.
Başımı sallayarak kabul etmiş ve kenara çekilmesini işaret etmiştim. O da kenara çekilmiş, bana yer açmıştı.
"Renjun?"
Ellerimi yanına koymuş, başımı omuz hizasına getirerek ona çevirmiştim. Ona bakarken o yeri izlemeye devam ediyor, yanaklarını şişiriyordu bir yandan.
Bu çocuk kurnaz olmakla kalmayıp nasıl tatlı ve güzel olabiliyordu?
"Bir sorun mu var?"
Bakışları yerden beni bulmuş, yanaklarının şişliği gitmişti. Bir süre ikimiz de birbirimizin gözlerinin içine bakmış, ondan sonra da kollarını boynuma sarmıştı. Ellerimi beline sararken konuşmuştu sessizce.
"Resim defterim ve üstümü bulamıyorum. Yine Hyuck'dan şüpheliyim."
Bir elimle başını okşarken gülümsemiş, sonra da Hyuck'a bakmıştım. O da hâlâ aynı şekilde bana bakıyordu.
"Peki, onu dinledin mi hiç?"
Başını dinlemediğini belli edecek şekilde salladığında biraz geri çekilmiş, göz teması kuracak bir şekilde durmuştum bu sefer.
"O zaman, onu dinler misin?"
Başını olumlu yönde sallayarak arkasında bize bakan bedene bakmış, onun açıklamasını dinlemeye başlamıştı. Bu süre içerisinde ise bende önümde oturan kişiyi izliyordum.
Tekrar bana döndüğü zaman gözlerinin dolduğunu, neredeyse ağlayacak durumda olduğunu fark ettiğim zaman, içim burkulmuş gibiydi.
Onu ağlarken görmek istemiyordum, çünkü canım acıyordu.
"Hey, ağlama. Beraber aramaya ne dersin?"
Başını sallayarak sorumu kabul etmesiyle ayağa kalkmam bir olmuştu. Ayağa kalktığımda ise onu da kaldırmış, kaldığımız odaya giderek eşyalarını aramaya başlamıştık.
Tabii, resim defterinin arasından duygularını belli eden bir kağıt çıkmasını beklememiştim.
---
Silmiyorum, ama büyük ihtimalle bunu ya 13 ya da 15 bölüm yapacağım.İki kurgum daha var notlarımda. Dahası var ama, daha yazmadım onları. Biri fobiler hakkında, diğeri de büyük ihtimal text/normal içeren olacak. Tamamlamadığım hikayeleri bilmiyorum :'D
Neyse çok konuştum gideyim ben.
-Nana
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mate •NoRen ✔
Fiksi Penggemar"Jeno, oda arkadaşı Renjun'u sevimli bulurdu." |Lee Jeno + Huang Renjun|