1.0

1.8K 158 57
                                    

Matematik öğretmeni gözlüklerini başının üzerine kaldırdıktan sonra sonraki ders olan sınavımıza çalışmamız için bizi serbest bıraktı. Rośe gözlerini notları üzerinde gezdirirken kafamı sıraya yasladım. Üzerimden tır geçmiş gibi hissediyordum. Çalışmamıştım muhtemelen boş kağıt verip çıkacaktım.

"Çalışmalısın Jen," diyen Rośe'a aldırmadan gözlerimi kapattım. Onu umursamadığımı görünce omzumu dürttü.

"Son kırk dakika çalışarak tüm koca sınavın konularını aklıma sokabileceğime inanmıyorum. Boş kağıt vereceğim."

"Kağıttaki soruların hepsine eksen eğikliği yazınca altmış alıyorsun zaten. Çalışmamıza gerek yok, geçer not sonuçta." Gözlerimi hafifçe aralayıp konuşan Jisoo'ya baktım. Elindeki vişne suyunun pipetini dişleriyle eziyordu. Yanındaki Lalisa ise telefonla oynuyordu. Aramızda ders tasası taşıyan tek insan Rośe gibiydi. Bu yüzden onun hayali bilgisayar mühendisi olmakken ben kaldırım mühendisliğinin gerçek olup olmadığını sorguluyordum.

"Siz iflah olmazsınız," dedi Rośe notlarını toplayıp bizden uzakta bir masaya geçerken. Sınav haftasındaki bu tavırlarına alışmıştık. Odaklanamadığında deliriyordu ve biz pek odaklanmasına izin vermiyorduk.

Lalisa kafasını telefonundan kaldırarak bize doğru yaklaştı. Sınavdan önce dedikodu dozunu almak için bekleyen Jisoo'nun gözlerinin parladığına yemin edebilirdim. İlgimi çekmeyecek bir dedikodu olsa da yaklaştım.

"Jungkook ve sevgilisi ayrılmış."

Heyecandan boğazıma kadar yükselen bulantı hissini bastırdım. Kafamda dönen sorular kendimi kaybettirecek cinstendi. Jungkook iyi miydi?

Kırk dakika bittiğinde sınav sınıfıma gitmek için telefonumu cebime koyacaktım ki gelen mesajı gördüm. Ne ile ilgili olduğunu tahmin etsem de ekranı kaydırdım.

ghostv: ayrıldılar. eğer hala bilmiyorsan.

ghostv: o iyi.

ghostv: bu artık bir şansın olduğu anlamına geliyor Jennie.

ghostv: senin adına sevinçliyim.

can u see me? •taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin