1.8

996 105 56
                                    

this is what a broken heart feels like - marina lin


Kim Jennie 


Yağmurlu bir gündü. Bahçedeki çardakta bizi kimsenin dinleyemeyeceğini bilmenin rahatlığıyla muhabbet ediyorduk. Meyveli yoğurdumu yerken bir taraftan da kızların konuşmasına kulak vermeye çalışıyordum. Çilekli tada gereken değeri ona odaklanmayarak veremeyeceğimi anlayıp kızları dinlemeyi askıya aldım. Ancak onlar aynı düşünmüyor olacak ki Jisoo bana döndü.

"Dün Taehyung'a selam verdiğin gözümden kaçmadı. Madem tanışıyorsunuz Lalisa aylardır çocuğu sayıklarken neden yardımcı olmadın?" O an gözümde Lalisa'nın devamlı anlattığı çocuk canlandı.İlk defa birinden bu kadar bahsetmişti.Devamlı anlattığı çocuğun gerçekten de Taehyung'la uyuştuğunu fark ettim. Daha önce nasıl fark edememiştim? 

"O olduğunu bile fark etmemişim. Tanışalı çok olmuyor zaten." Elimi sallayarak geçiştirmeye çalıştım. Ara bulucu değildim ve olmaya da niyetim yoktu. Benim için böyle şeyler kendiliğinden gerçekleşmeliydi. Plan o büyüyü bozardı.

"Bütün okul onun peşinde ve sen yeni mi fark ediyorsun? Uçmuşsun sen." Gözüm tek bir kişiyi görürken fark edemediğimi onlara açıklamak yerine yoğurduma geri döndüm. 

Yoğurdun çöpünü atmak için kalktığım sırada çardağın karşısından koşarak geçen çocuğu yağmura rağmen tanıdım. Kuruması için çardağın girişine bıraktığımız şemsiyelerden birini kaptığım gibi peşine takıldım. 

"Hey, Taehyung! Bekle!"

"Beklesene!"

"Kime diyorum?"

"TAEHYUNG!" Nihayet beni duydu ve durdu. Koşarak aramızdaki mesafeyi kapattım böylece onu şemsiyeyle koruma altına aldım.

"Bugün daha iyisindir umarım. Yani dün ne kadar inkar etsen de kötü gibiydin." Islak saçlarını kafa hareketiyle geriye atarak su taneciklerini üzerime sıçrattı. Rahatsız olmamıştım ama biraz daha burada durursak o bu soğukta hasta olacaktı. Hafifçe yürümeye başladım ki beni takip etsin. O ise yerinden kımıldamadı. Geriye baktığımda dudaklarını birbirine bastırarak gülmemeye çalıştığını gördüm. 

"Yüzümde bir gariplik mi var? Kıyafetimde mi problem?"Elimle yüzümü ve kıyafetlerimi kontrol ettiğimde bir problem gözükmüyordu. Omuz silktikten sonra yürümeye başladı.

"Demek Pokemon seviyorsun." Kurduğu cümleden sonra şemsiyenin desenlerinden bahsettiğini anladım. 

"Eh, sokakta yürüyerek yakalamadığını söyleyemezsin."

"İtiraf ediyorum, kilometrelerce yürümüş olabilirim." İkimiz de aynı anda kahkaha atmaya başladık. Dünkü tavırlarından sonra bu şekilde gülmesi içimi rahatlatmıştı. Daha çok fazla tanımasam da onunla sohbet etmek normal birisiyle sohbet etmekten daha eğlenceli geliyordu. Kahkaha atmayı kesip onu izlemeye başladığımı fark ettiğimde dehşete kapıldım. Ne yapıyordum ben? Bacağıma akıllanmak için bir çimdik attım. 

Onu bir heykelmiş ve ben de sanat sergisindeymişim gibi izlemek çok uygunsuzcaydı. Öyle sayılır. 

"İyi misin?" dedi geriden geldiğimi fark eden Taehyung. Kahkahasının kırıntılarının hala dudaklarında durduğuna odaklanmamaya çalıştım. Onun yerine kızılımsı kahverengi saçlarının yağmurdan yüzüne dökülüşüne baktım. Kesinlikle bu işleri kolaylaştırmamıştı. Hemen uzaklaşmam gerekiyordu. 

"Kızların yanına geri dönmem gerektiğini hatırladım. Şemsiye sende kalsın. Görüşürüz." Aceleyle arkamı dönüp koşmaya başladım. Birazdan köşeyi dönüp kaybolacaktı ve bu tuhaf an bitecekti. Bakma. Baktım ve onun da bana bakmakta olduğunu gördüm. Aynı anda ellerimizi kaldırdık. Bu beni korkuttu. Ben de yapmam gereken şeyi yaptım, kaçtım.


§


Tuhaf anın üstünden saatler geçmişti. İçimdeki huzursuzluktan bir türlü kurtulamamıştım. Bir şey olduğu yoktu ama neden suçlu hissediyordum? Ve neden kendime o anın öylesine bir illüzyon olduğunu kanıtlamaya çalışıyordum?

Ding.

Mesaj sesimi duyunca havlumu terli omuzlarıma attım ve hopörlere bağlı olan telefonumun yanına gittim. Ekrandaki ismi okumak midemde bir tekme hissi oluşturmuştu. Artık iki kat daha suçlu hissediyordum.

Kookie: Akşam kahve içmek ister misin?

Jennierubyjane: Evet. Güzel olur.

Kookie: Bence de ;)

Kookie: 8'de seni alırım.

Konumumu yolladıktan sonra bunu suçluluktan değil de gerçekten istediğim için yaptığıma inanmak istedim. Ne yazık ki cevap ortadaydı. Ben de yapabileceğim en kötü şeyi yaptım, Rose'a benim için Taehyung'un numarasını bulabilir mi diye sordum.

On dakika sonra numara ellerimdeydi. Sığınabileceğim tek bahaneyi içimde mantıklı bir hale soktuktan sonra arama tuşuna bastım. Neden mesaj atmadığımı daha sonra ayna karşısında kendimi tokatlarken sorgulayacaktım.

Telefonun açılmasını beklerken bir yandan da yanak içlerimi kemiriyordum.

"Alo." Dedi hırıltılı, kısık bir ses. Numaranın yanlış olduğunu düşünmüyordum, Rose asla yanlış istihbarat sağlamazdı.

"Merhaba, Jennie ben. Acaba Taehyung oralarda mı? Bir şey söylemem gerekiyordu."

"Zaten onunla konuşuyorsun Jennie."

"Ah, sesin öyle olunca tanıyamadım. Yağmurda kalınca hasta olmuş olmalısın. Nasılsın? Ateşin var mı? İlaç aldın mı?"

Birkaç öksürük sesinden sonra boğazını temizledi. Ben ise çoktan ayaklanmış havlumu ve diğer eşyalarımı çantama yerleştiriyordum.

"Taramalı tüfek gibi sorularını sıralamazsan daha iyi hissedeceğim. Başım ağrıdan çalıyor. İnan bana yerimden kalkmaktansa mezara girmeyi tercih edeceğim bir haldeyim."

"İlaç aldın mı?" Diye yeniledim.

"Yerimden kalkmadığımı az önce de söylemiştim."

Telefonu hopörlere alıp sweatimi üstüme geçirdim.

"Konumunu at. Oraya geliyorum."

Atkımı boynuma sararken o çoktan itirazlara başlamıştı. Son olarak montumu da üzerime aldığımda çıkmak için hazırdım.

"Numaranı bulduğum gibi adresini bulmam kısa bir süremi alır. Bu yüzden konumunu kendin atman biraz daha erken iyileşmeni sağlayabilir."

Telefonu homurdanarak kapattı hemen ardından da konum gelmişti. Yakın sayılırdı, on dakika içinde varabilirdim. Yol üstünde bir eczaneye uğrayıp ilaç ve açık bir restoranttan çorba almamın onu daha iyi edeceğini umuyordum. Kapüşonumu kafama geçirdim ve sağanak yağmurun altına atıldım. Umarım ben de hasta olmazdım. Garip bir şey hissediyordum.Bir şeyi unutmuş gibi. 

Kesinlikle bir şeyi unutmuştum.



sözümü tutamasam da uzun bir bölümle geldim.

mezuna kalmak kötüdür.

mezuna kalmayın.

iyi akşamlarrr.

yorum yapmayı unutmayın:*

can u see me? •taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin