1.6

46 6 3
                                    

"Kızım ne bağırıyorsun?" arkamdan gelen tanıdık sesle çığlıklarıma ara verip "İso?" diye sordum.
"Evet ben şimdi seni bir yere götürücem ve itiraz istemiyorum"

Bodrum'da biraz daha ilerlediğimizde sağa doğru dönüp daha önce girmediğim bir yere girdik. Gerçi ben daha önce bodruma da hiç inmemiştim ya neyse.

İçeri girdikten birkaç saniye sonra İsmail gözlerimi açtı ve beni karanlık odayla baş başa bıraktı.

Ama, ama bu mükemmel..

Etrafa boş boş baktığım 3-4 saniyeden sonra aniden etrafta led rengarenk Işık'lar yanmaya başladı. Ben vermeden öylece durup şok içinde etraftaki ışıklara bakarken üstlerinde fotoğrafların asılı olduğunu fark ederek ışıklara doğru yürümeye başladım.

Tam ilk ışığın önüne gelmiştim ki arkasından çıkan kişi ile çığlık atmam bir oldu. Naz yanıma gelip "Güzel bir organizasyon değil mi?" diye sorunca kafamı 'evet' anlamında sallayıp tekrar fotoğraflara yöneldim. Bir ışık kordonu boyunca sadece Naz ile olan fotoğraflarım vardı. Mutluluktan gözlerim dolu dolu olmuşken diğer ışığa geçtim. Ve Naz arkaya İsmaillerin yanına gitti.

Elimi ışık kordonuna atacakken arkamdan gözlerimin kapatılmasıyla ne olduğunu anlayıp beklemeye başladım. Daha sonra arkamdaki kişi yanıma gelip "Amma çok anı biriktirmişiz" deyince bende karşılık olarak "Bence de brocum" demiştim. Işıkların sonuna geldiğimizde Çağrı'da yanımdan ayrılıp arka tarafa geçmişti. Böyle onlarca ışık kordonu dolaştıktan sonra son ışıklarda hiç fotoğraf olmadığını fark ederek arkamdaki arkadaşlarıma dönüp baktım. Naz, Eylül,
Dila, Çağrı, Umut, Ata, Ege, İsmail.. herkes buradaydı.

"Bir ışık daha dolaşman gerek sis" diyen Naz beni elimden tutarak bu koskocaman odanın en uç noktasına getirdi ve oradaki ışıkları da yaktı.

Bunlar Bora'yla bebeklikten beri çekilen fotoğraflarımızdı. Ben son fotoğrafın üstünde elimi gezdirirken arkamda bir kıpırdanma hissederek arkamı döndüm.

"Beklediğine değdi mi?" diyen Bora'nın gözleri gururla 'BUNU BEN YAPTIM BENİ TEBRİK ET' diyordu.

"Bunların hepsini sen mi yaptın?"

"Biraz zor oldu tabii ama evet"

Cevabını duyar duymaz üstüne atlamıştım. Benim için bu kadar uğraşması çok güzel hissettirmişti.

Ben bunu düşünürken Bora elimden tutup beni arkadaşlarımın yanına götürüp kendisi odadan çıkmıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken elinde bir paketle geri dönüp bana "Bu senin" diyerek vermişti. İçinden bir polaroid fotoğraf makinesi çıkmıştı.
"Ya ben bunlara bayılıyorum çok teşekkür ederim" diyerek Bora'ya sarıldım. Hemen ardından odada olan herkesi yanıma çağırarak hızlıca makineyi ayarlamış ve birkaç tane fotoğraf çekilmiştim. Bir kaç dakika bekledikten sonra gidip o fotoğrafları boş kalan ışığa astım. İşte şimdi her şey tamamdı.
.

.

.

.

.

.

.

.

.
Çağrı ve Naz bunu okuduğunuzu biliyorum ve BANA BU SÜRPRİZDEN YAPAR MISINIZ CANIM ARKADAŞLARIM

Mavi Ruhlular ~texting~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin