Bölüm 4

114 6 0
                                    




Sabah uyandığımda yanımda Shawn yoktu. Mutfağa indiğimde orada da yoktu. Aklıma şarkıcı olduğu geldi ve albüm çalışması olabileceğini düşündüm. Bu sefer kaçmayı denemeyecektim çünkü daha fazla morluk ve diş izi istemiyordum.

Telefonumu tesadüfen bir çekmecenin içinde buldum 'George meraktan ölmüştür' diye düşündüm ve telefonu açtım, George onlarca kez aramış ve bir sürü mesaj atmış. İlgimi çeken bir mesaj daha vardı ve o da, Charlie'den gelmişti. Ona dönmeye düşünmüyordum ama George'yi bir süre daha aramazsam kesinlikle polise falan haber verirdi. ''Aman Tanrım, Ellie neler oluyor? Artık eve dönmelisin! Babam gittiğinle alakalı bir şey bilmiyor ama anneme bildiğim her şeyi anlattım. Ayrıca babam eve yarın dönüyor!'' Bu duymak isteyeceğim son şeydi. Babam bunun gibi olaylarda çok telaşlanır ve hemen polise haber verir. Eğer böyle bir şey olursa babam polise haber verir ve küçükte olsa olan eve dönme şansım olmazdı. ''George, çok saçma biliyorum ama bir vampir tarafından kaçırıldım ve kanım güzel olduğu içim beni bırakmayacakmış. Bana inanmalısın. Bunun dışında babam hakkında ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Bir süre sonra eve geleceğim ama zaman yaratmam gerekiyor. Anlayacağın yardımın lazım.'' George biraz düşündükten sonra ''Bak bu vampir olayı çok saçma geliyor, bunu eve gelince daha detaylı konuşacağız. Sonuç olarak kaçırıldın ve babam merak edecek. Sana bir şartla yardım ederim. Her gün beni arayacaksın. Tamam mı?'' dedi. Onayladım sonra ''Babamı ara işte 'Yarın eve geliyormuşsun, ben ne kadar olduğunu bilmesem de bir süre kafamı dinlemeye şehrin sakin yerlerine gideceğim' de. Çok değil ama 1-2 hafta bir şey demez. Onun dışında babamı da her gün aramalı en azından mesaj atmalısın. Ama beni ara.'' Evet güzel bir plandı, umarım 1-2 haftaya halledebilirim. ''George, seni seviyorum. Seni ararım.'' diyip kapattım.

Babamı arayıp aynen George'un dediklerini dedim ve o da ben tekrar gitmeden gel ama gibi şeyler söyledi.

Şu ansa müzik dinliyordum. ''I used to hold you, and that ain't cost nothing baby. Real love don't cost a motherfucking penny. I miss the old me. I miss the w-'' kapı sesi duymamla sustum. ''Bakıyorum da kaçma girişiminde bulunmamışsınız Bayan Garcia.'' Soyadımı nereden biliyor bu? Her neyse sormam gereken daha önemli bir şey var. ''Shawn ne zaman eve gideceğim?'' Ofladı ve ''Gitmeyeceksin.'' dedi. ''Bak benim de bir hayatım var. Ailem beni merak ediyor, babam 1-2 haftalık kafa dinlemeye gittiğimi sanıyor. Benim cidden eve dönm-'' sözümü kesti ve ''Ellie, gitmeyeceksin.'' dedi. ''Ama-'' şu lanet sözümü kesmese ne olur? ''Ellie, bak düzgünce söylüyorum 'Gitmeyeceksin.' diye bir kere daha söyletirsen olmaz. Hem bugün yorgunum.'' Ona babamın her tarafı aratacağı ve bu işin peşini bırakmayacağını söylemek için ağzımı açtım ama kendimi kapı ve arasında buldum. ''Acı çekmeye bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum. Bugünlük seni affediyorum ama bir daha lafımı ikiletme. Senin için hiç iyi olmaz.'' dedi. ''Burada benim için ne iyi ki!'' diye fısıldadım ama duymuş olacak ki ''Sinirleniyorum Ellie!'' Nereden geldiğini anlamadığım cesaretimle ''Bir tek sen sinirlenmiyorsun lanet olası!'' dedim. ''Sen gerçekten acı çekmek istiyorsun.'' demesiyle birlikte tekrar kapıya yapıştım. Boynuma dişlerini çok sert bir şekilde geçiriyordu ve sivri tırnaklarını belime geçiriyordu. Belimden kan aktığını hissediyordum ama sonra boynumdan da akmaya başladı. Akan kanı içiyordu.

Gözlerimin kararıyordu. En sonunda mücadeleyi bıraktım ve gözlerimi kapadım.

For Blood/MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin