4.BÖLÜM

4.6K 178 2
                                    

Kahraman'ın yaptığı seçimler hepsinin hayatını etkileyecekti. Bu kaderle oynamaktı. Hata üstüne hata yapıyor ve akıllanmıyordu.

-Ne yaptım dedin?

Egemen duyduğu şeyle içtiği suyu ağzında tutamamıştı. Abisinin son zamanlarda yüreğine indirmeye meyilli olduğunu düşünüyordu.

-Hale ile olmadığını söylediler bende Eylül'ü deneyin dedim.

Egemen hâlâ elinde tuttuğu bardağı masanın üzerine bıraktı.

-Bunu isteyip istemeyeceğini sordun mu?

Kahraman başını olumsuz anlamda salladı. Son zamanlarda en çok kullandığı 'Bu neyi değiştirir?' cümlesini yine söylemek üzereyken restorandan içeriye Hale girmişti.

-İkisinin de haberi yok. Bunu kimseye söyleme. Özellikle Hale'ye. Geliyor.

Cümlesi biter bitmez Egemen yavaşça arkasına dönüp Hale'ye baktı.

-Konuşmanızı böldüğüm için üzgünüm beyler. Kahraman.

Parmağıyla ileriyi işaret etti.

-Kusura bakmazsan kocamı senden çalmam gerekiyor.

Saatler önce sinir krizi geçiren kendisi değilmiş gibi şimdi son derece sevecen kişiliğiyle karşılarındaydı.

-Sorun yok.

Kahraman oturduğu yerden kalkarak Hale ile birlikte restorandan çıktı. İkisi de arabaya bindiğinde az öncekine oranla aralarında sessizlik oluşmuştu. Hale her ne kadar onunla konuşmak ve 'gerçek' bir çift gibi olmak istese de Kahraman buna katlanamıyordu.

-Beril uyumadan eve gidelim.

Hale'nin cümlesiyle başını onaylarcasına salladı. Telefonunu çıkartarak gelen mesajları okudu.

İçini kaplayan huzursuz edici duyguya engel olamıyordu. Eylül'e özür borçluydular. Hale kafasına göre davranıp hiç bir şeyden habersiz - Kahraman için - olan Eylül'e bela olmuştu.

-O kız hakkımda bir şeyler söyledi mi?

Kahraman ekrana bakmayı bırakarak Hale'ye döndü.

-Sana daha ne kadar açıklama yapmam gerekiyor bilmiyorum ama Eylül ile aramda hiç bir şey yok. Olamaz da.

Hale saniyeler önce ki mutlu surat ifadesini atıp yeninden öfkeli gözlerle ona bakmaya başlamıştı.

-Haklısın. Olamaz da. Buna en başta ben izin vermem.

Beril'in hastalığı için dahi bu kadar endişelenmiyordu. Şoför arabayı sürmeye başladığında Hale de sustu.

Egemen, Hale'nin bu davranışlarına anlam veremiyordu. Abisiyle evlenmeden önce ki Hale'nin yerine başka biri gelmişti. Ne olursa olsun abisinin yanında olmak isteyen, önüne gelen herkese düşman kesilen kadınlardan olmuştu.

Tüm bunlar olup biterken Eylül kollarında ki ve vücudunda ki iğnelerden kalan izlere baktı. Olup bitenlerin son derece hızlı olduğunun farkındaydı. Gelecek adına düşünmek ve kendini bir nebze olsun rahatlatmak istiyordu.

-Kollarına ne oldu?

Dolunay'ın içeri girmesiyle kollarını kapatarak oturuşunu düzeltti.

-Taşıyıcı annelik yapmaya karar verdim.

Dolunay ve Deniz duydukları cümleyle aynı anda bağırdı.

-Ne?

Eylül kolunu açarak onlara gösterdi.

-Bu da o iğnelerden kalanlar.

Gizlilik anlaşması imzalamadıkları gibi arkadaşlarından bunu saklamasının da anlamı yoktu. Eninde sonunda - karnı burnuna geldiğinde - onlar da anlayacaktı. Şimdi öğrenmeleri başına ileri de gelebilme ihtimali olan şeyler için ufak bir önlem olurdu.

-Nasıl yani?

Dolunay yanına gelerek koltuğa oturdu.

-Barda gördüğünüz daha doğrusu gördüğümüz, beni peşinden sürükleyen adamı hatırlıyor musunuz?

Orada olan herkes Kahraman öyle davrandığı için son derece şaşırmıştı. Eylül onlara sonrasında bir şey söyleyememiş hızla oradan gitmişti. Nasıl açıklayabilirdi ki?

-Hatırlıyorum. Kahraman'ı mı diyorsun?

Deniz de yanlarına gelmişti.

-Beni peşinden sürükleyip bana taşıyıcı annelik yap dedi. Direkt olarak bunu söyledi. Işıl'ın hasta olduğunu da biliyor.

Kollarını kapatarak arkasına yaslandı.

-Işıl'ın tedavisi için bana para verecek bende onların çocuklarını taşıyacağım.

Deniz de Dolunay da duyduğu her cümle de biraz daha şaşırıyordu.

-Çocukları? Peki çocuğa ne olacak sonrasında?

Eylül ona sorular soran Deniz'e döndü.

-Hale diye biriyle evli. Çocukta doğduktan sonra benimle kalacak.

Taşıyıcı annelik konusunun hâlâ en saçma noktası Eylül için buydu. Madem çocuk istiyorlardı ne diye çocuğu sonrasında bırakıyorlardı?

-Çocuk seninle kalacak mı dedi?

Bu söz ağızdan bir kere çıkmıştı. Eylül teklifi kabul etmeye giderken dahi çocuk ne olacak diye düşünmemişti. O an önceliği çok daha farklıydı. Kardeşi ve para kazanmak.

-Anlaşma imzaladık öyle yazıyordu.

Zil sesiyle aralarında ki konuşma kesildi.

-Siz şoku atlata durun ben kapıya bakarım.

Oturduğu yerden kalkarak kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açarak geri çekildi. Gördüğü kişiyle şaşırdı.

-Kahraman Bey?

Belki ikisi de düşündüklerinin aksine birbirleriyle oldukça bağlantılıydı.

Ya da Kahraman Eylül'e ilk görüşte aşık olmuştu. Olabilir miydi?

————————————————————————

🫶

BENİM OĞLUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin