-Çok ileri gidiyorsun Hale.
Hale çayını içmeyi bırakarak ayağa kalktı.
-Beni düşünmeyi bırak Egemen.
Egemen zaten onu geri döndüremeyeceğini biliyordu. Yaptığı şeyi bildiğini söylememişti. Elbet bunun da zamanı gelecekti. Güneş gözlüğünü takarak etrafa bakındı.
-Abin nerede? O kızın yanında mı?
Egemen başını olumlu anlamda salladı. Cevaplarını bildiği soruları soruyordu. Evet dese de hayır dese de Hale cevabını önemsemeyecekti.
-Beril iyileşir iyileşmez hayatınızdan zaten çıkacak. Çok fazla kuruntu yapıyorsun.
Hale tebessüm etti.
-Bunu keşke abinde bu şekilde düşünseydi. Boşanma kağıdını imzalamam için defalarca yenisini yolladı. İmzalamak istemiyorum.
Egemen de onun gibi oturduğu yerden kalktı.
-Boşanmak istiyorum demeden önce düşünecektin.
Hale, Egemen'in yanına gelerek ellerini omuzlarına koydu.
-Boşanmak istiyorum dememin altında sebepler vardı. İstediğim şeyler olmadan o anlaşmayı imzalamayacağım. Birlikte olmalarına asla izin vermem.
Tüm bunlar olup biterken Kahraman Eylül'ün kıpırdandığını görünce hızlıca yataktan kalktı. Eylül gözlerini açtığında Kahraman'ı başında beklerken görmüştü.
-Günaydın.
Yavaşça yattığı yerde doğruldu.
-Günaydın.
Hale dışında herkes öylesine bir gün sanarken, Hale yerinde durmamış ve adım atmıştı. Eylül'ün kardeşinin fişini çekecekti. Böylece bu saçma anlaşmadan da kurtulmuş olacaktı.
-Kahvaltı.
Kahraman elini ensesine götürdü. Ardından odadan çıkarak alt kata indi. Mutfağa girdiğinde çalışanların çoktan kahvaltı hazırlamış olduğunu gördü.
-Siz çıkabilirsiniz.
Bileğinde ki saate baktı. Çoktan günü yarılamışlardı. Kendisi için çok bile uyumuştu. Mesajlarını kontrol etmek adına telefonunu cebinden çıkartarak masada ki yerine geçti. Bu sırada Eylül üstünü değiştirerek aşağı kata gelmişti. Masa da yerini aldığında Kahraman telefonunu kapatarak masanın üzerine koydu.
-Bugün doktora gidelim.
Bebek iyi olmak zorundaydı. Kardeşini kurtarması gerekiyordu. Bunun içinde önce kendisinin iyi olması gerekiyordu.
-Eğer sorun olmazsa sonra da kardeşimi görmek istiyorum.
Kahraman başını onaylarcasına salladı.
-Tabi.
Birlikte kahvaltı yaptıktan sonra evden çıktılar. Arabaya bindiklerinde yol boyunca konuşmayacaklarmış gibi hissetti Kahraman.
-Bu arada bana siz ya da Bey demek zorunda değilsin.
Eylül camdan dışarı bakmayı bırakarak ona döndü.
-Bence öyle söylemeliyim.
Sınırlarını çizmişti. Kahraman'ı da susturmuştu. Hastaneye vardıklarında kontroller için beklediler. Bebeğin son derece iyi olduğunu öğrendikten sonra birlikte hastaneden çıktılar. Eylül'ün kardeşini görmeye gelmişlerdi.
-Eylül Hanım.
Kardeşinin yanına girmek istediğinde gelen sesle durdu.
-Başınız sağolsun.
Duyduğu cümleyle ona seslenen kadına döndü.
-Kardeşime bir şey mi oldu?
Karşısında duran kadını ilk kez görüyordu.
-Bu sabah vefat etti.
Vefat? Ayrıca ona bunu neden bu kadın söylüyordu?
-Ne...Ne diyorsunuz?
Kahraman bu sırada Eylül'ün yanına gelmişti. Geriye doğru sendeleyen Eylül'ü kollarından tuttu.
-Bir sorun mu var?
Az önce Eylül'e kardeşinin öldüğünü söyleyen kadın Kahraman gelir gelmez hızlıca gözden kaybolmuştu. Eylül zorlukla da olsa kendini toparlayarak odadan içeri girdi. Kardeşinin yatması gereken yerin boş olduğunu görünce etrafta ki çalışanların yanına koştu.
-Size haber verildiğini söylemişler ama..
Eylül geri kalanları duyamıyordu. Kulağına giren çınlama sesi ve gelen baş dönmesiyle çalışanları dinlemeyi bırakarak Kahraman'a döndü. Göz yaşları içinde adamın mavilerine baktı.
-Kardeşim...
Etrafta olup biten olayları net gören Kahraman aklına gelen tek isimle endişeye kapıldı. Hale'nin bu kadar ileri gideceğini düşünmemişti. Düşünmesi gerekirken düşünmemişti. Haber verildi cümlesinin altında yatan isim de Hale olmalıydı.
-Eylül!
Eylül bayılmıştı. Kahraman onu hızla kucağına alarak yataklardan birine yatırdı.
Madem Hale bu kadar pisleşmişti sıra Kahraman'daydı.
Hale'ye karşılık verecekti.
![](https://img.wattpad.com/cover/156406622-288-k287346.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM OĞLUM
FanfictionBaşlama tarihi:12.07.2018 Düzenleme tarihi:15.11.2019 En baştan ve tek tek anlatılacaktır. ~~~