Forced Wedding ~KNJ

1. Bölüm

(Kim Hea Jung)

"Hayır evlenmeyeceğim!!"

"Evleneceksin!!"

"Daha evleneceğim kişinin kim olduğunu bile bilmiyorum."

"Öğreneceksin."

"Senin şirketin için neden tanımadığım biriyle evleniyorum?"

"Çünkü dediğimi yapmazsan bu sefer durmam. Öldürene kadar döverim seni."

"Hayır. Bunu yapamazsın."

"Ben yapamayacağım bir şeyi söylemem." Doğru söylüyor. Yapamayacağı bir şeyi hiçbir zaman söylemez. Tek çarem anneme beni bu durumdan kurtarması için yalvarmak ama onunda elinden bir şey geleceğini sanmıyorun. Zaten beni çokta umursamaz. Hemen odama gittim. Yatağıma uzandım ve ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım. Ya evleneceğim ya da öleceğim başka bir çıkar yolum yoktu. Sadece dört yıl kadar evli kalmam gerekiyormuş o kişiyle. Daha kiminle evleneceğimi bilmeden nasıl evlenebilirim. Acaba düğün günü mü öğreneceğim kiminle evleneceğimi? Off çıldıracağım. Annem odama geldi.

"Anne yalvarırım beni bu evlilikten kurtar."

"Denedim ama babanı ikna edemedim. Tek çaren evlenmek." Ağlamaya başladım. Devam etti;

"Yarın gelinlik denemeye gideceğiz." Dedi ve odamdan çıktı. Sırtımı yatak başlığına yasladım. Bacaklarımı kendime doğru çekip hıçkırarak ağlamaya başladım. Biraz sonra yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. En yakın arkadaşım Cho Hee'yi aradım.

"Alo Cho Hee"

"Alo Hea Jung sesin çok kötü geliyor. İyi misin? Ne oldu? Yanına geleyim mi? Ya da istersen sen bize gel."

"Ben size geleyim. Evde misin?"

"Evet. Evdeyim. Gel hadi bekliyorum." Dedi ve telefonu kapattım. Altıma siyah dizleri yırtık dar pantolonumu, üstüme de pembe uzun kapşonlu sweatshirtümü giyinip saçıma da ev topuzu yapıp çıktım. Şuan hiç makyajla uğraşamam. Beyaz spor ayakkabılarımı giyindim. Arabanın anahtarlarını ve telefonumu alıp çıktım. Arabaya binip Cho Hee'nin evine doğru sürmeye başladım. Vardığımda zile bastım. Kapıyı açar açmaz. Bana sarıldı. Ayrıldık.

"Gel içeri ne oldu anlat bakalım." Kafamla onaylayıp içeri geçtim. Ailesi yurt dışında olduğu için evde sadece biz vardık. Ben tekli koltuğa geçtim. O da mutfağa bir şeyler getirmeye gitti. Kapıdan üzerinde hiçbir şey olmayan ve altına da havlu bağlamış. Kafasını kaşıyarak gelen uzun boylu ve dehşet yakışıklı biri girdi. Onu öyle görünce çığlık attım ve elimle de gözlerimi kapattım. Tabiki de parmaklarımın arasından baktım. Kendimi sapık gibi hissetmem doğal mı acaba? Ama baktıkça bakasım geliyor. Çığlığım üzerine Cho Hee'de mutfaktan çıkıp geldi. O da yakışıklıyı görünce çığlık attı. Ben;

"Sen kimsin?" Dedim. Güldü. Aa bu yakışıklının gamzeleri de varmış.  Hemen canım arkadaşım Cho Hee cevap verdi.

"Bu benim kuzenim Namjoon. Namjoon git üstünü giyin. Bu halin ne? Evde bir kızla yaşadığını unutma." Adının Namjoon olduğunu öğrendiğim o dehşet yakışıklı çocuğa ilk görüşte aşık oldum. İlk aşkımın böyle olacağını hiç tahmin etmiyordum. Namjoon bize bir şeyler saydırarak içeri gitti. Cho Hee tekrar mutfağa gitti ve yiyecekleri getirdi. Karşımdaki tekli koltuğa oturdu.

"Ee ne oldu anlat bakalım." Ağlamaya başladım.

"Evleniyorum Cho Hee."

"Ne!! Kiminle?"