30. Bölüm

1.5K 87 6
                                    

(Kim Namjoon)

Doktor yanımıza geldi. Doktor;

"Şuan onu uyutuyoruz. 5 dakikaya uyanır diye düşünüyoruz. Belki daha erkende uyanabilir. Stresten uzak durması gerekiyor. Bu ilaçları içmezse ellerinin titreyeceğine ve sakinleşemeyeceğine psikolojik olarak inanıyor ve bu yüzden elleri titriyor. Bundan sonra yaklaşık 10 gün boyunca ona iyi davranın. Yoksa nöbet geçirebilir. Eğer nöbet geçirirse hemen hastaneye yetiştirin. Eğer yetiştiremezseniz beynindeki bazı damarlar çatlar ve beyin kanaması olur. Ve onu kurtarma şansımız çok azalır." Dedi ve gitti. Yanına gittim. Hazır uyuyorken onunla konuşmak istiyorum. Belki rahatlarım. Hem böylece tartışmayız da. Yanına oturdum. Elini tuttum. Ben;

"Sen şuan uyuyorsun. Bu yüzden gönül rahatlığıyla seninle konuşabilirim. Ne kadar inanmak istemesen de seni gerçekten çok seviyorum. Sana aşığım Hea Jung. Sana utancımı kelimelerle anlatamam. Sen gittikten sonra tam anlamıyla depresyona girdim. Antidepresan ilaçları kullandım. Evden aylarca dışarı çıkmadım. Sadece BTS için dışarı çıktım. Ta ki sen gelene kadar. İçimde bir umut yeşerdi. Belki beni affedersin diye. Her şey için teşekkür ederim. İki senede bile çok fazla hayran kazandık. İlk ARMY olarak sana teşekkür ederim. Sen her zaman bana güvendin ve destekledin. Bu arada beni ne zaman kendine böylesine bağladın bilmiyorum ama umarım beni affedersin. Çok özür dilerim." Yerimden kalktım. Arkamı dönüp giderken elimden tuttu. Hea Jung'a baktım. Bana gülümsüyordu. Rüyada falan mıyım? Ama olamam ki sonuçta ben Hea Jung'u her rüyamda görüşümde bana ya bağırıyor. Ya da tokat atıyordu. Ama şimdi gülüyor. Garip. Ben;

"İyi misin?" Hea Jung;

"Neden?" Namjoon;

"Bana gülümsedin. Ve elimi tutuyorsun şuan." Diyip elimi gösterdim. Elini hızla çekti. Hea Jung;

"İyiyim." Ben;

"Peki sen az önce söylediklerimi duydun mu?" Hea Jung;

"Evet." Ben;

"Hepsini mi?" Hea Jung;

"Evet." Ben;

"Peki bana kızgın mısın?" Hea Jung;

"Hayır da sen gerçekten beni seviyor musun?" Yanındaki sandalyeye oturdum. O da oturur pozisyona geldi. Elini tuttum. Ben;

"Herkesten çok." Düşünmeye başladı. Ben;

"Neyi düşünüyorsun?" Ben;

"Acaba seni affetsem mi diye düşünüyordum." Ben;

"Peki kararın ne?" Hea Jung;

"Şimdi şöyle bir şey var. İçimde savaş halindeyim. İkiye bölündüm. Biri affet de bu dertler bitsin diyor. Diğeri de affetme bir kere aldattıysa devamı da gelir, üzüleceksin ama alışırsın diyor. Ne yapacağımı şaşırdım." Dedi ve sarıldı. Ben de ona sarıldım. Ağlamaya başladı. Ben;

"Şuna emin olabilirsin ki ben seni asla aldatmam." Hea Jung;

"Sana inanmak istiyorum." Ben;

"Beni affettin mi?" Hea Jung;

"Evet. Seni çok özledim." Dedi ve öptü. Kollarını boynuma doladı. Karşılık verdim ve kollarımı beline doladım. Odaya bizimkiler girdi. Ayrıldık. Jin hyung;

"Biz çifte kumruları yalnız bırakalım." Dedi. Hepsi odadan çıktı. Güldük. Hea Jung;

"Senin şu gamzelerin var ya." Ben;

Forced Wedding  ~KNJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin