|3|

400 47 112
                                    

Medya: Exo- Baby don't cry

(Y/N: Medya ile okumanız şiddetle tavsiye edilir :))

Gece olmuştu çoktan. Dolunay tam tepemizdeydi. İskelede denize doğru ayaklarımızı sallandırıyorduk ve gökyüzünü izliyorduk Jaebum ile.

Başta şikayet etsemde şu an burada olmaktan mutluydum. Etrafta çok kişi yoktu ve en önemlisi yanımda Jaebum vardı. Şu an onunla bu ortamda olmak çok güzel hissettiriyordu. Tamam romantik bir ortamda arkadaşınızla olmak garip ama Jaebum hiç bir kızla yaşamadığı özel zamanlarını benimle geçirdi. Benimle ilgilendiği için beni hayatının merkezine aldığı için hiç sevgilisi olmadı. Bazen kendimi bu durumda suçlasam da bencillik yapıp, sevgilisi olmadığı için seviniyordum. Evet bencilim.

Ben yıldızlar arasında kayboluyordum şu an. Gökyüzü, deniz, bulunduğum ortam ve Jaebum çok güzeldi. Her şey çok güzeldi. Ama sanki birazcık sarhoş edici etkisi vardı buranın. Önemli değil.

"Burası.. her şey fazla güzel. Gökyüzünün denizdeki yansıması huzur veriyor. Jaebum.. yanımdasın.. çok şanslıyım. Teşekkür ederim." Normalde bu kadar açık konuşabilecek biri değildim. Ama anın sarhoş havasıyla da olabilir. İçimden gelenleri söylemiştim ona.
Sonra hafifçe tebessüm etti.

O gülümsediğinde güneş doğuyordu dünyama.

Gülümsemeni sunup, baharı getirdiğin için teşekkürler, sevgili dostum. Tabiki bunlar içimden geçirdiklerimdi. Yüzüne söyleyemeyecek kadar utangaç, duygularımı ifade edemeyecek kadar aptaldım ben. Bu hâlime güldüm.

"Youngjae, gülüşünü seviyorum. Onu insanlardan gizlesen de benden gizleme." Oh.. işte şu loş ortamda böyle bir romantik sözü beklemiyordum. Tanrım lütfen yüzüm kızarmasın!

Biraz utangaçça da olsa güldüm. Gülümsememi izliyordu ve neden bu şekilde bakıyordu bu aptal. Yüzümün yandığını hissediyordum.

Ve şimdi bu kadar mutlu oluşumun nedeni Jaebum'un, benim için feda ettikleri geldi aklıma. Gerçekten onu hakedecek ne yapmıştım ben? Hayır.. olamaz, gözlerimin doluşuna engel olmalıydım. Bu kadarı fazla ama. Bir kaç damla yanaklarıma nüfuz ettiğinde Jaebum elimi tuttu ve tek eliyle çenemden nazik bir şekilde tutarak ona bakmamı sağladı.

"Neden ağlıyorsun güzelim?" Dediğinde kibarlığına küfrediyordum içimden. Sadece "Teşekkür ederim." demekle yetindim. Biliyordum söylemek istediğim şeyleri tek bir cümlemle de anlardı o.

"Bu gece ağlama bebeğim."

Yüzümü göğsüne yasladığımda sımsıkı sarıldım ona. O da doladı kollarını, adeta siper etti bedenime.

Sonra başımı tekrar denize çevirdim. Gökyüzünün yansımasını seyrettim bir süre.

---

İlerleyen saatlerde gözümü açık tutmakta zorlanıyordum ve sonrası... bir şekilde eve gelmiştik. Şu an Jaebum bana sarılmış uyuyordu. Yüksek ihtimalle onun omzunda uyuya kalmıştım ve o da beni odamıza kadar kucağında taşıyarak getirmişti.

Jaebum'un kollarından sıyrıldığımda su içmek için komidindeki bardağa sürahiden su doldurdum. Suyumu içtikten sonra uyurken kediye benzeyen adama baktım. Masum görünüyordu. Elimin tersini yanağına sürtüp biraz okşadım.

"Aptal ve düşünceli bir adamsın. İyi ki yanımdasın."

Yatağa tekrardan yatıp yorganı üstüme çektim ve yanımdaki aptalı sımsıkı sarmaladım.

---

Sabah olup uyandığımda Jaebum'un çoktan uyanmış ve kahvaltıyı hazırlamış olduğunu gördüm, yine.
Uykucunun tekiydim. O hep benden önce uyanıyordu.

Kahvaltı masasına oturup yemeğe başlayacağım sırada Jaebum durdurdu beni.

"Biraz bekler misin? Misafirimiz var." Evimize kolay kolay misafir getirmezdi Jaebum çünkü bu konudaki hassasiyetimi biliyordu. Sanırım önemli bir durum vardı.

"Ne misafiri?"

"Bugün normalde şirket açık olmaz biliyorsun, izin günü. Ama önemli bir proje olduğundan evde de çalışmam lazım ve işinde başarılı bir arkadaşımdan yardım istedim."

"Başka yerde çalışsanız olmaz mıydı sanki?" Somurtarak söyledim. Kimseyi çekecek havamda değildim. Ben zaten asla o havada olmadım o ayrı konu.

"Ama benim çalışma odam daha geniş kapsamlı bir şekilde çalışmak için belgelerle dolu. Biraz anlayışlı olamaz mısın bebeğim?" Son cümleyi aegyo yaparak söylediğinde göz devirdim.

"Ben bir makale üzerine çalışacağım. Beni rahatsız etmeyin yeter."

"Tamam bebeğim. Seni seviyorum."

"Bunu biliyorum sekiz milyon iki yüz on dokuz bin altmış üç kez söyledin." (Y/N: Siz şimdi şey edemezsiniz diye yazayım ' 8 219 063 ' şsözölddkdodke)

Gözlerime beklentiyle bakınca anlamamazlıktan geldim. Hayır, yavru köpek bakışları yollayamazsın seni pislik! Ah..

"Of tamam. Ben de seni seviyorum aptal." Hâlâ beklentiyle bakınca boş bakışlarımı yolladım ona.

"Ne? Neyi bekliyorsun şimdi?" Dediğime pişkince sırıttı.

"Öpsen fena olmaz." Göz devirdim. Ama hâlâ aynı şekilde bakıyordu. Suratına yumruk atasım geldi de vazgeçtim. Yanağına dudağımı kısa süreli bastırdım ve geri çekildim.

"Oldu mu?"

"Evet. Çok güzel oldu hem de." Piç, dedim içimden. Utangaçlığımdan faydalanamazdı o.

Jaebum çalan telefonla yanımdan ayrılırken zil çaldı. Kapıyı açtığımda karşımda son derece hoş giyinimli, çok güzel bir bayan vardı. Bu kadar seksi bir kadın beklemediğim için şaşırdım. Umarım ağzım açık kalmamıştır.

Arkamdan Jaebum'un geldiğini duydum.

"Hoş geldin Nancy. Youngjae, Nancy birlikte çalışacağım arkadaşım."

Zoraki gülümsemeye çalışmıyordum kesinlikle. Bu kadın düz birini etkilemek için bariz bir şekilde güzeldi. Ama ben nedense etkilenmiyordum. Herneyse. Çok doğal bir durumdu Jaebum'un ultra seksi bir kadınla birlikte çalışması. Anlayışla karşılayacaktım tabiiki.

---

Ya ben bu bölümü başta çok aşırı romantik yapmışım be. Biraz bozgunculuk şart :")

Nys.

Hepinizi seviyorum minik kuşlarım💚

Yorum yaprsanız ve de oy verirseniz hoşnut olurum.💜

Teşekkürler💞

right here // 2jaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin