|4|

328 52 60
                                    

The Weeknd - Call Out My Name

Nancy denen kadın, Jaebum ve ben hep birlikte kahvaltı masasına geçtiğimizde; kadına gözlerimi kısarak bakmaktan yemeğimi yiyememiştim.

Aslında bakışlarımı farketmiş olacak ki yerinde biraz kıpırdanmıştı. Ama yine de rahat takılıyordu. Jaebum ve ikisi birlikte olan anılarından bahsederken iğrenç kahkahalar atıyor, zaman zamanda koluyla veya eliyle Jaebum'a temas etmekten çekinmiyordu.

Kahvaltı masasında daha fazla duramayacağımı ve kahvaltı yapamayacağımı anladığımda masadan kalkıp, tabağımla birlikte mutfağa yöneldim.

Tabağımı ve çatalımı bulaşık makinasının içine yerleştirirken Jaebum geldi yanıma.

"Bir şeye mi sinirlendin?" sorusuyla kaşlarımı çattım.

"Hayır. Sinirlenmek için bir sebebim yok." düz bir ifadeyle konuştuğumda hala sorgulayan bakışları vardı. Tamam belki anlık bir hiddetle masadan gürültü yaparak kalkmıştım ama bu benim sinirlendiğimi göstermezdi değil mi?

Jaebum ağzını açıp tam tekrar konuşacakken duyulan ses ile sustu.

"Jae? Hadi işe koyulalım." Nancy'nin sesinin beni bu kadar sinir edebileceğini düşünmezdim. Bir dakika! Ne?! Jae mi?! İş arkadaşıyla konuşma tarzı neden böyle?

Jaebum yanımdan ayrılıp Nancy'nin yanına gittiğinde, ben hala olduğum yerde öfkeyle soluyordum. Hayır Jaebum'u kıskanmamıştım. İnsanları sevmiyordum hatta bazen insanlardan korkuyordum bile. Tepkim de bu yüzdendi. Ayrıca onun gibi kadınların Jaebum'un aklını çelmesinden de korkuyordum. Ben, arkadaşım için endişeleniyordum.

---

Saçma sapan şeylerle uğraşacak vaktim olmamalıydı benim. Bu yüzden çalışma odamda kitap okuyordum. Kitap okurken farklı alemlere dalan, sonrasında kendi dünyama dönünce alışmakta güçlük çeken biriydim.

Genelde dram ve polisiye türü okuyan biriydim. Farklı hayatları ve zorlukları keşfediyordum. Bunlara karşı göğüs germeyi başarabilen insanlara hayranlık duyuyordum.

Yine bir kitaba dalmış olduğum sırada Nancy'nin odama girmesiyle baya şaşırdım. Ne işi vardı şimdi bu kadının odamda? Hiçbir fikrim yoktu.

Kitap okuduğum masaya kalçasını dayayarak karşımda öylece durdu. Küstah mıydı neydi bu kadın? Bakışları üzerimde geziyorken ben sadece boş boş bakıyordum.

Bana doğru bir hamle yapıp yanımda bitti. Kaşlarımı çatarak ona baktım. Kapımı tıklatmadan, izin almadan odama girmişti.

"Jaebum ile aranızdaki ilişkinin boyutunu sorabilir miyim?" kastettiği şeyi anlamıştım sanırım ama bundan ona neydi ki?

"Seni ilgilendirmez tatlım." dediğimde kaşlarını çattığını gördüm.

"İlgilendirir. Jaebum ile ilgili herşey beni ilgilendirir." söylediği şey benim sinirlenmeme neden olmuştu. Bir hışımla ayağa kalktım.

"Sana ne Jaebum'dan?! Uzak dur ondan. Biz onunla arkadaşız ama ben onun seninle olmasına izin vermem! Anladın mı beni!?"

Sesimi ne ara bu kadar yükseltmiş olduğumun farkında değildim.

"Sen çok bencilsin. Arkadaşını kendine bağlı yaptığının farkında değil misin? O iş yaparken bile aklında sen oluyorsun. Onun hayatını ele geçirmişsin resmen! Hayatının merkezi olmuşsun! Neden ona tasma takmak yerine dışarı kendin çıkıp insan içine karışmıyorsun?"

Bunlar.. Söyledikleri çok ağır şeylerdi. Doğruydu ama. Haklıydı. Jaebum'u kendime bağlamıştım. Ona hükmediyor gibiydim? Üniversiteden beri benimle yaşıyor, benimle uyuyor. Niye? Arkadaşı için bu kadar fedakarlık yapmamalı insan.

Kendimi aşağılık ve rezil hissediyordum şimdi. Gözlerim dolmuştu. Kendime olan nefretim kat ve kat artmıştı.

Jaebum odanın kapısında belirdiğinde elinde bir adet dosya vardı.

"Oh.. Nancy? Sen burada mıydın? Şey ben dosyayı buldum." benim odamda beklemiyordu elbette bu küstah olduğu kadar haklı olan kadını.

"Bulabilmene sevindim. Hadi devam edelim." dedi Nancy. Sonra ikisi birlikte odadan ayrıldı. Ayrıldıklarında gözyaşlarım da daha fazla yerinde duramayıp kendilerini bıraktılar.

Ardından kaset çalarımı çalıştırdım. En sevdiğim şarkılardan biri olan "You're my heart, you're my soul" u açtım. Evet 80'ler tarzı dinliyordum. Gerçekten şu an müziğe ve kafa dinlemeye ciddi anlamda ihtiyacım vardı.

Müzik dinlerken daha iyi düşünebiliyordum. Kafamda bazı şeyleri oturtmam ve önemli kararlar(!) almam gerekliydi.

Odamın kapısını kilitkeyip sandalyeme tekrardan oturdum. Jaebum veya Nancy'nin beni bu halde görmesini istemiyordum çünkü. Yanıbaşıma peçete almayı unutmamıştım neyseki.

---

Güneş batmıştı. Nancy'nin gidip gitmediğine dair bir fikrim yoktu. Umrumda da değildi artık.

Bazı kesin kararlar verebilmiştim gün sonunda. Artık tek başıma uyuyacaktım mesela.

.
.
.

Umarım medya ile okuyorsunuzdur
Şahsen ben medyadaki şarkıya bayılıyorum

ve

Umarım seveceğiniz bir bölüm yazabilmişimdir :")

Sizleri seviyorum💌

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💙


right here // 2jaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin