|5|

352 48 76
                                    


Saat gece 23.35 civarıydı. Bu gece tek başıma uyuyacaktım. Evet belki alışmıştım 5 yıla yakın bir zamandır Jaebum ile uyumaya ama artık yaşadığım travmanın üstesinden gelebilmeyi öğrenmiştim. Yalnız yatmak sorun olmayacaktı(?)

Sanırım.

Ne yani Jaebum evlendikten sonra da mı benimle uyuyacak? Ne bekliyorum ki? Onu kendime mecbur ediyormuşum gibi hissediyorum ve bu doğru değil.

Eğer uyumak için -işlerden başını kaldırabilirse tabii- buraya gelirse, artık yalnız uyuyabileceğimi söyleyeceğim. Çünkü böyle olmalı.

---

Gözlerim kapalı bir şekilde öylece duruyor ve düşünüyordum. Jaebum geldiğinde yanımda yerini almıştı. Gözerimi açıp ona döndüm.

"Jaebum senin de odan var biliyorsun değil mi? Uzun bir süredir birlikte uyuyoruz ama bence artık kendi odanda uyumalısın." bir anda böyle birşey söylememi beklemiyormuşcasına gözlerini büyülttü.

"Nereden çıktı şimdi bu birdenbire?"

"Benimle uyumak zorunda olmadığını biliyorsun. Artık her şey geçti. Kendi başıma uyuyabilirim."

"Uyurken seni rahatsız mı ediyorum?"
Söylediğine göz devirdim. Annesinin yanında uyumak için direten bir çocuk gibi davranıyordu ve aslında bu sevimliydi.

"Hayır sorun rahatsız etmek değil. Yah- Jaebum evlendiğinde de mi benimle uyuyacaksın?!"

"Evet." iyice sinirlerimi bozmaya başlayan adamı kıçından tekmeleyerek kapı dışarı ettiğimde dudaklarını büzmüştü.

"Çok kötüsün Choi Youngjae-ah!" mızmızlandığında aegyo yaparak gülümsedim.

"Sana odanda iyi geceler Im Jaebummie."

Kapımı yüzüne kapatmadan önce yavru köpek bakışı kozunu kullanıyordu. Buna fırsat vermeden kapıyı yüzüne kapattığımda derin bir nefes verip kendimi yatağa bıraktım.

---

Başımı yastığa koymuştum koymasına ama uyuyamıyordum bir türlü. Ne kadar alıştırmışsa artık beni kendine, bir türlü uyku girmiyordu gözüme.

'Acaba o uyuyabiliyor mudur?' diye düşünmeden edemedim. Umarım uyuyordur çünkü şirkette daha verimli çalışabilmesi için iyi bir uyku çekmeli ve kahvaltısını da güzelce etmeli. Erken uyanabilirsem -uyuyabileceğimden şüpheliyim ama- Jaebum için kahvaltı hazırlayacağım. Pek alışık olmadığı bu durum karşısında şaşıracağından eminim.

---

Sabaha kadar uyuyamamıştım, saat sabahın 06.22'siydi. Kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa gittiğimde dolabı karıştırdım biraz. Öncelikle kahvaltılık yiyecekleri masaya koydum. Ardından genel yemek olarak ne yapacağımı düşünmeye koyuldum.

Jaebum krep yemeyi sevdiğinden, krep yapmaya karar verdim. Malzemeleri içine doldurduğum kaseyi çırparken eş zamanlı olarak ocağı da yakmış ve tavayı üzerinde konumlandırmıştım.

---

Tavadaki krepleri ters çevirip, tabağa koyduğum sırada Jaebum yanımda belirdi. Burnunu seslice çektiğinde krepin kokusunu almaya çalıştığını anlamıştım.

Fakat beklemediğim bir anda, beklemediğim bir harekette bulunmuştu.

Tavadaki kreplerle ilgileniyorken Jaebum'un elleri belime dolandı ve nefesini tam kulağımın dibinde hissettim. Derince soluyuşunu duyuyordum. Krepin kokusunu mu alıyordu, benim kokumu mu içine çekiyordu emin değildim ama yaptığı ile istemsizce gözlerim kapanmıştı. Nefes almakta zorlanmaya başladığımı hissettim.

Yakınımdaydı. Sesli ve derin soluması kulaklarımda yankılanıyordu. Nefes almam güçleşiyordu ve bilincimi yitiriyor gibi hissetmeye başlamıştım.

Ah.. Tanrım.. Neler oluyor? Kalbim sıkışıyor ve ben hareket dahi edemiyorum. Kaskatı kesilmiş durumdayım.

'Lütfen Tanrım benden uzaklaşsın. Bu kadar yakınlaşmasın. Nefes almamı engellemesin. Bunları yaşamak istemiyorum.'

Tanrı'ya dualar ederken, Jaebum benden yavaşça ayrılıp tabaktan krep aşırdı.

Ne yani aklımı başımdan alıp, krep çalmak mıydı amacı?

Evet, bunu başarmıştı.

---

Masaya geçip -Jaebum çoktan aşırmıştı ama- yemeğe başladığımızda konuştum.

"İyi uyuyabildin mi?" keyifli görünüyordu ve ben de keyfine ortak olmak amacıyla neşe içinde sormuştum.

"Aslında uyuyamadım. Gözüme bir gram uyku girmedi bunun için sana trip atacaktım ama sabah erkenden uyanıp benim için krep yaptığını görünce yine yumuşadım." söylediğine gülümsedim. Onun yumuşamasını sağlayabiliyordum ve bu çok hoşuma gidiyordu.

"Sen uyuyabildin mi?" bana yöneltilen soruyla önce durdum. Sonra rahatmışım gibi göstermek adına gerindim ve gülümseyerek cevapladım.

"Üzgünüm, senin aksine ben çok rahat uyudum." halimden memnunmuşum gibi görünmeme bozulmuştu ama belli etmemek adına zoraki bir şekilde gülümsüyordu. Bu hali bile çok tatlıydı.

---

Kahvaltı masasını toparlarken ortamdaki garip sessizliğimizi bozmak istemiştim.

"Sabaha kadar uyumayıp ne yaptın?"

"Film izledim."

"Hangi filmi izledin?"

"Belki duymuşsundur adı 'Call me by your name'" dediği filmin adını duyduğumla yutkundum. Kitabını okumuştum ve...

"Şey.. O bir gay filmi değil mi?"

"Evet. Ama cidden çok güzel bir film ve pek çok ödüle de sahip."

"Ah, şey evet onu biliyorum ben. Kitabını okumuştum hatta."

"Film çok kaliteliydi eminim kitabı da öyledir."

"Öyle."

Aslında biraz şaşırmıştım. Ne bileyim, Jaebum o tür şeyleri bilmez diye düşünüyordum. Hatta homofobik olma ihtimalini bile düşünmüştüm.

Sonra dayanamayıp sordum.

"Sen homofobik değilsin yani?"

"Öyle olduğumu da nereden çıkardın ben bu tür şeyler konusunda hassasım bile." yutkundum. Neden bu tür bir konu hakkında düşünürken bile vücudumun titrediğine anlam veremiyordum.

"Oh evet ben de hassasım."

Hassas?

Bundan kastım elbetteki farklı bir yere çekilecek bir şey değildi, benim.

Peki ya onun?

Ah herneyse,

Sonuçta öyle bir film izleyip sonra kendini çekecek değil ya?

O kadar da abartılı sapık sahneleri yoktu¿

Tanrım.. Ne düşünüyorum ben!

Ne yani ben o filmin kitabını okurken vücudumda hareketlenmeler olmuşsa, nolmuş?

İnsanım yani

Önemli bir şey değildi(?)

°
°
°


Y/N: 'Call me by your name' filmini Jaebum gerçek hayatta da izlemiştir ve favori filmlerindendir.
Hatta en favori filmlerinin resimlerini çekip storysine atmıştı😉

Güzellerim,

Lütfen bu bunaltıcı okul döneminde derslerinize sıkı çalışmayı unutmayın💓

Ayrıca lütfen oy ve yorum bırakmadan terk etmeyin kitabımı çiçeklerim🌺



right here // 2jaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin