"Sonra gelip hiçbir şey olmamış gibi oturdu! Şu yaşlı teyzeler gerçekten savaşçı zekasına sahip. Bunları özel bir yere koyup ellerine telsiz vereceksin, uzaktan orduyu yönetecekler. Kadın uyuduğum yerden beni romatizmalı bir kadına işkence etmek üzere olan kötü genç kız olarak kaldırdı! İnanabiliyor musun?"
Lisa tüm gün boyunca yaşadığı her ayrıntıyı Jungkook'a anlatmaya devam ediyordu, yaklaşık 2 saattir.
"Neysee~ Sonra indim ben de. Markete gittim. Bil bakalım kimi gördüm? SENİN FOTOĞRAFLARININ TAMAMINI BEĞENEN O PİKAÇU GÖRÜNÜMLÜ KIZ VARDI YA? Yanımdan geçti. Bir de bana bir bakışı var görmen lazım. Oracıkta kuyruğunu tutup ağzına sokarak kendi kendine elektrik vermesini sağlamam gerekiyordu ama tüm hanımefendi duygularım beni kontrol altına aldı. Onun seviyesine düşemem."
Tüm konuşma boyunca Jungkook en fazla 5-6 cümle kurmuştu ama yaklaşık bir haftadır doğru düzgün konuşmamışlardı ve Lisa her şeyi anlatmak için fazlasıyla heyecanlıydı. Ciddi manada her şeyi.
Bu yüzden Jungkook'un sustuğunu fark edememişti.
"Sen neler yapıyorsun sevgilim? Hep ben konuşuyorum. Olmaz ki böyleee."
"Hazırlanıyorum. Şu anda da telefon hoparlörde ve ben bavul hazırlıyorum güzelim."
Duydukları ile uzandığı yataktan aniden doğruldu. Jungkook bir yere gidiyordu ve Lisa'ya haber vermemiş miydi yani?
"N-nereye gidiyorsun? Bana neden haber vermedin? Neden gidiyorsun? Ne kadae kalacaksın? Gittiğin yerde konuşabilecek miyiz? Tanrım! Neden bana daha önce söylemedin?"
Hızlı konuştuğu için nefes nefese kalmıştı ve telefonu bir miktar kendinden uzaklaştırıp derin bir nefes aldı.
"Nereye gideceğime karar veremedim aslında, nereye bilet bulabilirsem oraya gideceğim. Yeni yerler görmek istiyorum. Japonya dışında. Sence nereye gitmeliyim? Vietnam uygun mudur yoksa biraz daha bakınmalı mıyım? Zaten kısa bir tatil olacak benim için. Kafa dağıtmam lazım. 4-5 gün kalıp döneceğim. Tez yazmam gerekiyor ki üniversitemi bitirebileyim. Sonra da Kore'ye geri dönerim hm?"
Jungkook, Lisa'nın tersine normal hızda konuşmuştu ve şu an aşırı heyecanlı olan Lisa için geçen süre bir asırdan farksızdı.
"Kore'ye gelsen olmaz mı? Seni 3 yılda toplam 6 kere gördüm Jungkook. Sayıyı artıramaz mıyız~?"
Lisa konuşurken şirin olmak istemişti ama sevgilisini bu kadar az gördüğü gerçeğini tekrar hatırlayınca tüm şirinliğini kaybetti, konuşurken ağlamak üzereydi.
"Ben de seni görmek isterim ama bu benim yapabileceğim son tatilim ve bu yüzden başka bir ülkeye gitmek istiyorum. Üzgünüm Lisa. Dönem içinde Kore'ye gelmeye çalışacağım. Şimdi kapatmam gerekiyor. Müsait olduğum zaman seni tekrar ararım. Seni seviyorum."
"Seni seviyorum."
Telefonu kulağından indirdiği zaman ekranı ıslatan gözyaşını parmağıyla sildi ve yüzünü yıkamak için banyoya gitti.
Neden elinde başka bir ülkeye gitme şansı varken Kore'ye gelmiyordu? Gerçekten hiç bilmediği bir ülkeyi Lisa'ya tercih mi ediyordu?
Biraz daha sakinleştikten sonra Jungkook'la fotoğraflarını yedeklediği flash belleğini aldı ve hepsine baştan bakmak üzere bilgisayarını açtı.
Yanına peçete almayı unutmamıştı. Sadece fotoğrafların güzelliğine ağlamıyordu, fotoğrafların sayısının artması için uzun bir süre daha beklemek zorunda kalmasına da ağlıyordu.
"İnan bana beni bırakmayan tek şey sensin."
Bu sefer reklamlar Lisa'yı duygusal anında yakalamıştı. Bu yüzden sinirli veya sevgi dolu tepkiler vermek yerine ağlamayı seçmişti.
"Ben de senin yanındayım, 'En güzel anılarınız sadece anılarda kalmasın! Nixan ile anılarınızı yıllar boyunca en yüksek kalitede saklayabilirsiniz. Nixan kameraları kısa bir süreliğine %30 indirimli.' Bir dahaki sefere fotoğraflarımızı seninle çekeceğim Nixan. Söz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ads | liskook
Short StoryLisa, her gece bilgisayarının ekranında beliren reklamlar yüzünden rahatsız oluyordu. Liskook for @DW_read ♡ Tamamlandı - 20.08.2018