ten | final

4.4K 362 474
                                    

Bölüm beklediğimden daha uzun oldu. Umarım okurken sıkılmazsınız.

Bavulunu taşımaktan ağırmış elini ovuşturup havaalanın taksilerinden birine bindi. Uçak yolculuğu tahmininden daha uzun sürmüştü, ya da Jungkook fazla heyecanlıydı.

Önceden rezervasyon yaptırdığı otele ulaştığında tüm gece deliksiz uyuyabilecek kadar yorgundu.

Fakat ondan önce yapması gereken şeyler vardı. Yanında tek bir bavul vardı ve bu bavul yeterince büyük değildi. Yanında az kıyafeti vardı ve 'gittiğim yerden alırım' düşüncesi ile Japonya'dan neredeyse eli boş gelmişti.

Odasına yerleştikten sonra -bu yaklaşık iki dakika sümüştü- dışarı çıktı ve kendine şık kıyafetler aldı.

Yanında sadece kıyafet getirmişti, bu yüzden satın aldığı iki üç parça kıyafetle yetinemezdi. Kendine kokusunu fazlasıyla beğendiği parfümleri aldı. Bu marka sadece burada vardı. Bu yüzden özellikle yanına parfüm almamıştı. Parfüm satın almayı unutmamak için.

Zaten yeterince yorgundu, ayakları bedenini taşıyamaz hale gelince tekrar bir taksiye bindi ve otele vardığı gibi uyudu.

Burada toplam üç gece kalacaktı. İlk gecesini boşa harcamamak için alışverişini yapmıştı.

Sabah olduğunda kısıtlı saatlerini nasıl değerlendireceğini duşta düşünmeye başlamıştı bile Jungkook.

"Almam gereken az şey kaldı, hm- sadece 2 tane. Yok 3. Kaç tanelerdi?"

Not deferine bakması gerekiyordu. Bu yüzden duşu elinden geldiğince kısa tuttu.

Not deferini eline aldığında önceden belirlediği şeyleri tekrar gözden geçirdi ve dün aldıklarının üstünü çizdi. "Az kalmış. Az. İki tanesini alamam zaten ve... halledilir bugün içinde yahu."

Kendine moral verdikten sonra alması gereken şeyler için dışarı çıktı.

"İndirim var yazıyordu ama bana denk gelince yok, kandırıldık resmen ya. Japonuz diye ne bu ırkçılık. Neyse, markalarını aklında tutmamıştır herhalde. Başka marka alsam fark etmez umarım. O kadar param yok." (Evet bu kitapta Lisa Koreli ve Jungkook Japon şaşırdık mı- biraz)

Girdiği ikinci mağazadan da eli boş çıkan Jungkook umudunu yitirmek üzereydi. Planladığı şeyleri yapabilmek için yeterince parası yoktu. Yetmiyordu.

Bir-iki yere daha bakındıktan sonra aradığı fiyat aralığında bir fotoğraf makinesi bulunca hiç beklemeden satın aldı.

"En güzel manzaralarımı seninle çekeceğim.~"

"Şimdi en zor kısım kaldı. Tüm parayı buna ayırmıştım. En önemli kısıma."

Bankaya uğrayıp kredi kartında kalan parayı kontrol ettikten sonra parası daha fazla azalmadan etrafta kuyumcu aramaya başladı.

Bir sokakta art arda üç tane kuyumcu vardı, şansıma diye içinden geçirdikten sonra hepsine girip zevkine uygun bir çift yüzük bakmaya başladı.

İlkinde hoşuna giden bir tane bulmuştu fakat diğer ikisine de bakmaktan zarar gelmez diye düşündü ve onlara bakmak için çıktı.

Haklıydı, sonuncusunda ilk beğendiğinden çok daha güzelini bulmuştu. Fiyatı diğerine göre biraz fazlaydı ama buna değerdi.

Elinde ciddi manada az para kalmıştı fakat halletmesi gereken iki şey daha vardı.

Bu yüzden yakın arkadaşlarından biri olan Taehyung'u aradı.

ads | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin