nine

3.5K 334 117
                                    

Jungkook elindeki bavulu ile havaalanına ulaştığında uçağın kalkmasına henüz 3 saat vardı. Biletini yaklaşık bir ay önceden almıştı ve erken aldığı için tatil dönemine rastlamadan indirimli bir şekilde alabildiği için mutluydu.

Klasik hazırlıklar bittiğinde oturdu ve Lisa'yı aramak için telefonunu küçük sırt çantasından çıkardı. Uçakta kendine lazım olabilecek şeyleri bu çantanın içine koymuştu.

Numarasını tuşladığında kısa bir süre bekledi ve kendini karşılayan o sevimli sesi duyduğunda gülümsedi. Bu ses her şeye değerdi.

"Selaaam~ Havaalanına geldim. Uçağa binmeden önceki 3 saatimi seninle geçirmek istedim. Müsaitsin değil mi?"

Bunu laf olsun diye söylememişti. Gerçekten Lisa ile geçirmek istiyordu. Yokluktan değil.

"Hey:) Müsaitim evet. Reklam izliyordum da. Hangi ülkeye gideceğine karar verdin anlaşılan?"

"Hm hm. Ayrıca bu uçak Kore aktarmalı. Yani kısa bir süre dahi olsa aynı yerde bulunabileceğiz."

"Kore aktarmalı uçağa binmek yerine Kore'ye gelmeyi tercih etseydin şu an sana sinirli olmazdım küçük dişlek!"

Yanımda oturan tahminimce 35 yaşını geçmiş bir teyzenin attığım kahkahaya verdiği tepki benim daha çok gülmeme sebep olmuştu. Bir insan sesli güldü diye sanki başka bir evrenden gelmiş gibi davranılması bana fazlasıyla komik geliyordu.

"Gülmesene! Sinirli olduğumu sana söylemeyecektim ama şu an bastırdığım öfke tekrar açığa çıktı. (Buğra xmcmcmdhhkdh)  Kore aktarmalıymış. Haha. Seni görmeyeceksem aynı ülkede olmamızın bana ne faydası olacak ki? Kapatıyorum ayrıca. Reklam izleyeceğim. Bay bay."

"Bekle- ne reklamı? Reklam izlemek için mi beni bırakıyorsun? Öyle olsun. Tamam. Ben de üç saatimi havaalanındaki kızları izlemekle geçiririm. Fena tipler de yok burada." Bakışlarım yanımda oturan teyze ile buluştuğunda direkt başımı öne eğdim. Ya beni yanlış anladıysa? Kesinlikle beğenebileceğim bir tip değildi.

"Öyleyse kendine aynı ülkede bulunabileceğin bir kız bul. Zaten birçoğuyla aynı uçaktasındır, şansa bak aa. Bak sana reklamı okuyacağım. 'Yarın gerçekleşecek olan ay tutulmasının en iyi gözlenebildiği yer Kore! Böylesine güzel bir günü evde geçirmek yerine hep beraber tutulmayı izleyelim!' Sonra da nerede buluşulacağını yazmışlar. İnsanlar bir araya gelip tutulmayı izleyecek. Ben de evde oturup penceremden bakarak gökdelenlerin perdelediği ayı görmeye çalışacağım. Eğlenceli olacak."

"Kıyamam ben sana~ Seni görüntülü ararım ve bana tutulmayı gösterirsin belki? Tutulmayı görmesem de olur. Seni görsem de benim için eşdeğer."

"Hı-hı. Havaalanındaki ideal tiplerine de eşdeğerdir. Ayrıca ne lafa tutuyorsun beni? İşim var. Kapatıyorum."

"Oyun oynayacaksın değil mi?"

"Evet. Hayır. Yani sanane? Ne istersem yaparım. Özgür bir kızım ben. Şimdi izninizle-"

Cümlesini bitirmeden telefonu Jungkook'un suratına kapatmıştı.

Jungkook'un Lisa'nın kalbini kazanabilmek için minimum 5 seneye ihtiyacı vardı. Tahminen. Yaklaşık olarak.

Lisa ile konuşarak geçirdiği 4 dakikanın ardından kalan süreyi oturarak geçirdi.

Eğer aklımdaki kurguyu geçirebilirsem bir dahaki bölüm final♡

Fikirleriniz varsa tam şuraya alayım::

ads | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin