Mutsuzluğa....(13.Bölüm)

390 34 5
                                    


Bize gerçekten bir doktor lazım....

"Ben söylemeye gidiyorum"dedim  ve ayağa kalktım.Mustafa kolumdan tuttu ve ayağa kalktı.Beni kendine döndürdü ve yüzümü avuçları arasına aldı."Her şey güzel olacak tamam mı?"dedi alnını alnıma dayayarak."Tamam"dedim ve odadan çıktım.Pınar kaldığı odanın kapısını iki kere tıklattım sonra hafifçe araladım."Pınar gele bilir miyim?"dedim.Yatakta doğruldu ve "Buyurun Sultanım"dedi.Bende gidip yatakta karşısına oturdum.Ellerini tuttum ve derin nefes aldım."Halacım sana önemli bir şey söylicem"dedim."Neymiş bakalım?"dedi heyecanla."Birtanem abim aradı ve"cümlemi bitiremedim."Ve?.....Halacım bir şey söylesene kötü birşey mi? Birine bir şey mi oldu? Dedeme mi?"dedi endişeyle."Dedene değil"dedim."Kime?....Hala kime?"diyre 2 kez tekrarladı."Kaza olmuş....Ama kurtaramamışlar"dedim. Ağlamak üzereydim ama olmazdı."Kim kaza yapmış?"dedi."Hala söylesene kim?....Ya kadın kim dedim?"beni sarstı."Pınar.....annen"dememle donup kaldı.Ellerini üstümden çekti."Annem ne?.....Şaka dimi bu? Hala şaka bu"dedi.Yüzünde acı bir gülümseme vardı.Başımı hayır anlamın da salladım.

10 dakikadır aynı pozisyonda kıpırdamadan oturuyordu.Artık korkmaya başlamıştım.Elimi koluna koyduğum da kıpırdamadı.İsmiyle seslendim yine işe yaramadı.Yalnız kalsa iyi olur diye odadan çıktım.Kapıyı kapatım döndüğüm de Mustafa duvara yaslanmış bana bakıyordu.Gözümden yaş gelince kollarını açtı ve başıyla gelmemi işaret etti.Bende dibine kadar gittim ve kollarını bana sardı.Bende başımı sağ göğsüne elimi de sol göğsüne yasladım.

Aşağıda Nefes,ben,Mustafa ve Tahir oturuyorduk.Irmak bahçeye hava almaya çıkmıştı.Pınarsa hala odasında oturuyordu.Ayağa kalktım ve sürayiden bir bardak su aldım.Sandalyeme oturuyordum ki,yukarıdan Pınarın bağırışı geldi.Hem ağlıyor,hem bağırıyor hem de "Anne"diye sayıklıyordu.Bardağı masaya koydum ve mutfaktakilere yukarı gelmemeliri için rica ettim.

Odanın kapısını araladım.Gözleri kan çanğına dönmüş Pınarın bakışları bana döndü.Ayağa kalktı ve koşar adımlarla yanıma gelip bana sarıldı.Bende kollarımı ona sardım ve saçlarını okşamaya başladım.

İstanbul

Uçaktan indik ve abimi bulup  eve doğru yol aldık.Pınara dikkat etmeye çalışıyordum.Çünkü bu acıyı onun kadar iyi biliyordum.Eve geldiğimiz de eve baş sağlığı vermeye gelenlerle kaynıyordu.Ben Pınarı odasın gömderdim ve uyumasını söyledim.

Mustafaya olanları haber verdim ve Pınarın odasına gittim.Kapıyı açtığım da camdan dışarıya bakıyordu."Halacım"dedim kısık sesle."Bana döndü ve gözlerini gözlerimle buluşturdu."Bu boşluk beni boğuyor"dedi."Biliyorum...çok iyi biliyorum"dedim ve yanına gittim."Ama emin ol zaman her çeyiyi olacak"dedim."Babaannemi kaybettiğin de sende mi böyle olmuştun?"diyince başımla onayladım.

Pınar uyumuştu bende mutfakta oturmuş düşünüyordum.Telefonumun çalmasıyla Mustafanın aradığını gördüm."Alo"dedim."Asiye nasılsınız?"dedi."Yorgun,sessiz ve üzgün"dedim."Geliyim mi?"dedi."Sen İstanbula döndün mü?"dedim çünkü onlar kalmıştı."Evet dayanamadım.Sokağınıza giriyorum gel"diyince telefonu kapattım ve sessizce giyinip evden çıktım.

Gözlerim Mustafanşn mavilikleriylebuluşunca üstümdekitüm ağırlık uçmuştu adeta.Hızla gittim ve ona sarıldım"İyi ki geldin"dedim."Gelicem tabi"dedi ve saçlarıma buse kondurdu."Hadi bin"dedi.İtiraz etmedim ve bindim.

Uçuruma gelmiştik yine ama bu sefer çok karanlıktı.Bir tek ay ışığı vardı ve yıldızlar.Arabayı yine aynş yerdedurdurduve bana doğru döndü."Neler oldu?"dedi benimse konuşmaya hiç gücüm yoktu."Konuşmasak böyle kalsak"dedimBaşıyla onayladı ve o  beni,bende onu izlemeye başladım ama uykuya dalmışız.

Sabah gözlerimi açtığım da hava daha tam aydınlaşmamıştı.Doğruldum ve Mustafaya baktım hala uyuyordu.Ta ki ben hapşurana kadar."Çok yaşa"dedi gözlerini aralayarak.Sakallarını okşadım ve "Senle birlikte"dedim.Gülümsedi ve ensesini kaşıdı."Mustafa"dedim."Efendim hayatımın merkezi"dedi beni bu halde güldüre bildiğine şaşırdım."Sen trabzona temelli dönmeyi düşündüm mü?"dedim."Yani senle karakolda karşılaşmadan önce kararlıydım"dedi."Dönsen mi?"dedim.Kaşlarını çattı ve "Neden?"diye sordu."Eğer dönersen bende orda bir okulda öğretmenliğe başlayacağım"dedim.Bunların hepsini bir kaç gündür düşünüyordum ve sermene debir özel okulla konuşmuştum bile."Sen ciddi misin?"dedi."Aşırı derece de"dedim.Kocaman gülümsedi ama sonra kaşları hafif çatıldı ve "Abinler?"diye sordu."Onlarla bu gün konuşucam ve her şeyi anlatıcam"dedim."tamam o zaman.Seni eve bırakalım"dedi ve arabayı çalıştırdı.

Her kes kahvaltıya oturmuştu.Pınarı bir şey söyleyeceğim bahanesiyle oturtmuştum masaya.Zaten zar zor bir şeyler yiyordu.Daha doğrusu yediriyorduk."Hala sen ne söyleyecektin"dedi Pınar çatalını tabağının kenarına bırakarak.Abim ve Babamın bakışları bana döndü.Bende çatalımı bıraktım ve başımı kaldırmadan söze girdim."Ben trabzona gidiyorum"dedim ve kafamı kaldırdım."Ne?"dedi abim şaşkın bir ifadeyle."Evet Trabzona gidiyorum.Orda biur özel okulda öğretmenlik teklifi aldım ve kabulettim.ıAyrıca bir şey daha var"dedim."Ne var?"dedi Babam."Ben.....Ben Mustafayla görüşüyorum.Hatta daha fazlası"dedim.Bunu dememle abim ayağa fırladı."Asiye sen ne diyorsun? Ne bu saçmalık?"dedi."Abi duydun hepsini.Ayrıca ben gayet ne yaptığımı biiyorum yani sizin endişelenmenize gerek yok"dedim."Asiye,abim sen kendin biliyorsun o adamın sana ne kadar zarar verdiğini"dedi sesi biraz yükselmişti.Gözüm Pınara kaydığın da tepkisiz bir şekil de tabağındakilerle oynuyordu."Abi onların hepsini ben yaşadımama aynı zaman da benim hayatımı o kurtardı.Belki de Mustafa yetişmeseydi ben bu masada oturmuyordum.O adama aşık olan,ondan nefret eden,onu özleyen,affeden benim.Hepsini ben yaşıyorum ki,Bu bir izin alma falan değil.Ben size haber verdim!"dedim ve ayağa kalkıp odama gittim.Valizimi çıkardım ve giysilerimi yerleştırmüyü başladım.

Valizimi kapıya götürdüm ve salona baktım.Abimler tepkisiz oturuyordu.Onlardan böyle ayrılmak istemiyordum.Salona gittim ve tekli koltukta oturan babamın karşısın da diz çöktüm.Ellerini tuttum ve öptüm."Babam sana söz veriyorum çok mutlu olucam".Hafif gülümsedi ve saçlarımı okşadı sonra eğilip alnımdan öptü.Abimin yanına oturdum "Bana sinirlisin biliyorum ama böyle mutlu olmayı seçtim.Belki haklısın ama abim ben o adamla mutsuzluğa da varım"dedim.Son dediğim sözle bakışlarını bana yöneltı ve elimi tuttu sonraysa avcumun içini öptü.

Zile ikinci kez basmamlaya Mustafa kapıyı açtı."Komser bey"dedim.Kollarını açtı bende valizi kapıda bırakıp ona sıkıca sarıldım."Öğretmen hanım"dedi."Valizimi al hadi"dedim.Valizimi alıp içeri girdi bende salondaki kanepelerden birine oturdum."Noldu?"dedi yanıma oturarak."Merak etmeyin kontrol bende ama şimdi dünyanın en güzel yerine istiyorum"dedim."Neresi?sen iste yeter"dedi.Bende kolarını çektim ve başımı göğsüne yasladım kollarını da belime sardım "Burası"dedim ve gözlerimi kapattım.

Yorumsuz zamansız ve....

Dön ve SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin