Okul kıyafetlerimi üzerime geçirip evden çıktım.Koşarak aşağı indim ve hızla kartımı girişe bırakıp binadan ayrıldım.Metro durağına geldiğimde gözüme DongHyuck ve arkadaşları takıldı ve tuttuğum nefesimi dizlerimin üzerine ellerimi dayayıp hafif eğilerek verdim.
Nefesim düzene girdiğinde adımlarımı onlara doğru yönelttim.Hepsine hitaben "Günaydın!" dedim ve DongHyuck'un omzuna avuç içim ile vurarak elimi orda tuttum.Tüm gözler beni bulduğunda her kafadan 'günaydın' kelimesi yükseldi.Sonrasında anladığım kadarıyla dün akşam ki maçı konuşmaya devam ettiler.
Gözlerimi JaeMin'e diktiğimde başını yere eğmiş ve gülümsüyordu.Ayağı yerde rastgele bir şeyler çizerken gözleri ayağında sabitlenmişti ama kulakları arkadaşlarındaydı.
Bineceğimiz metronun yaklaştığı anonsu yapıldığında herkes gözünü raylara çevirdi.Bekleme alanı tıklım tıklım doluydu.
-
Üçüncü dersin ardından kantine inmek için ilerliyordum ki arkamdan biri bana seslendi.Döndüğümde arka sıralardan bir eliyle çantasını kurcalayan,diğer eli ile de bana el sallayıp gülümseyen DongHyuck'u gördüm.Havadaki eliyle 1 saniye işareti yapıp iki elini de çantaya sokup hunharca karıştırmaya başladı.
Gözlerimi JaeMin'in sırasına çevirdim ama boştu.Önceki teneffüslerdeki gibi basketbol oynamaya inmişti sanırım.
DongHyuck kolunu omzuma attığında yüzüne kısa bir bakış atıp yürümeye başladım.
Kantinin kapısından girdiğimizde avuç içimi alnıma vurup kısık sesle bir kaç küfür savurdum.DongHyuck ne olduğunu anlamaz bakışlar atarken sorucağı soruyu anlayıp o sormadan cevapladım.
"Dersimiz prova dersi ve biz çantalarımızı almayı unuttuk(!)"
Anlamını bilmediğim birkaç küfür savurduktan sonra hızla boş olan sıraya geçip birer tane çilekli süt alıp sınıfa çıktık.Çantalarımızı alırken zil çalmıştı ve ben çıkmak için başımı kapıya çevirdiğimde JaeMin'i gördüm.
Siyah saçlarının dipleri terlemişti ve ön kısmı ıslaklıktan dolayı alnına yapışmıştı.Elindeki basketbol topu ve avuç içlerinin kirli olmasından basketbol oynadığına tatmin olmuştum.
Bugün ek dersimiz olmadığından biraz olsun rahattık ve benim için güzel günlerden biriydi.Çünkü JaeMin'in bugün provası vardı ve bende onu izleyebilirdim.Bu harika bir şeydi!Bugün ile beraber haftada 3 gün okuldan erken gelip onu izleyebilirdim.
Hafif soğuk hava vücudumu yalayıp geçtiğinde merdivenlerin sonuna vardığımı anlamıştım.Kulaklıklarımı yerlerine yerleştirip arkamdan derin bir mevzu konuşarak gelen diğerlerine baktım.
Hepsinin kaşları çatılmış,yüz hatları gerilmiş bir biçimdeydi.Soğuğa alışık olmayan ellerimi hardal sarısı hırkamın cebine koydum ve onları umursamayıp yürümeye devam ettim.
Danışmandan kartımı alıp odama çıktım.Diğerlerini baya arkada bırakmıştım,umarım DongHyuck onu sattığımı düşünmez...
Üzerime yanlarında beyaz ikişer şerit bulunan siyah bir eşofman,ön kısımdaki uçlarını eşofmanımın içine soktuğum kısa kollu salaş beyaz t-shirt giyinip eşofmanım ile takım olan hırkamı koluma asıp siyah şapkamıda yanıma aldıktan sonra odadan çıkmıştım.
Asansördeki aynadan kendime bakarak düz koyu kahverengi saçlarıma çeki düzen veriyordum ki arkadan birinin el sakladığını gördüm.Buraya doğru koşmaya başladığında bunun JeNo olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
come whatever it is | na jaemin ✓
Fanfiction"Ne olursa olsun gel!" "Ne olursa olsun gelicem!" "Bu sözü asla unutma JaeMin." "Tamam." "Söz mü?" "Söz!" [angst] ゃakina First Part: 09.11.2018 Last Part: 02.06.2019 ๑Tamamlandı nana #5 29.09.2019 girlandboy #22 [196] 20.01.2020