Baktım bu sınır geçilmez, düzenli okuyucularımı bekletmek istemedim. Sınırı geçmeseniz de hayırlısı, siz iyi olun yeter. "bevren.bulut" takip etmeyi unutmayın.Eylül: Bulursam sıkıntı olmayacak mı ? (19.54)
Eylül: Yani rahatsız olmayacak mısın ? (19.54)
Tıpçı: Böyle olmasından daha iyi diye düşünüyorum. (19.54)
Tıpçı: Beni bulunca yaşayacağın hayal kırıklığı için çok üzgünüm. (19.55)
Eylül: Hayal kırıklığı? (19.55)
Tıpçı: Şu an bir şey söyleyemem. (19.55)
Eylül: Ben seni bulmayacağım sen ne zaman istersen o zaman çık karşıma. (19.55)
Eylül: Çünkü ben seni bulsam bile karşıma çıkmayacağını biliyorum. (19.55)
Tıpçı: Öyle ama sen beni merak ediyorsun. (19.55)
Eylül: Baskı yaptığım için özür dilerim. (19.56)
Tıpçı: Sen üzülme yeter. (19.57)
Eylül: Tıpçı, Berke'yi takipten çıktığımı biliyor muydun ? (19.58)
Eylül: Bak senden hoşlanmıyorum ama ondan da hoşlanmıyorum. (19.59)
Eylül: Ama sana değer veriyorum ve sana alıştım. (19.59)
Eylül: Yalan söyleyemem. (20.00)
Tıpçı: Senden bunu duydum da ölsem de gam yemem artık. (20.00)
Eylül: Ciddiyim. (20.00)
Eylül: Birini görmeden, sana nasıl baktığını bilmeden ondan hoşlanmak zor. (20.01)
Eylül: Ama sana söz sana şans vereceğim. (20.01)
Tıpçı: Benimle konuşman bile benim için büyük şans. (20.02)
Eylül: Saçmalama tıpçı. (20.02)
Eylül: Ben de senin gibi bir insanım. (20.03)
Tıpçı: Her neyse. (20.03)
Tıpçı: Evren hakkında ne düşünüyorsun ? (20.03)
Eylül: Paralel evren mi? Senin Evren mi ? (20.04)
Tıpçı: Komik değildi :(. (20.04)
Tıpçı: Arkadaşım olan tabii kii. (20.04)
Eylül: İyi çocuk, sonuçta senin gibi birinin kötü bir arkadaşı olmasını bekleyemem. (20.05)
Tıpçı: Allah Allah, gözünde bu kadar iyi miyim ? (20.05)
Eylül: Evet yoksa seninle konuşmazdım. (20.06)
Tıpçı: Sevindim valla. (20.06)
Eylül: Ben artık gitsem iyi olacak daha yemek yiyip ders çalışacağım. (20.06)
Tıpçı: Haklısın, konuşuruz sonra. (20.06)
Tıpçı: Afiyet olsun, kolay gelsin. (20.07)
Tıpçı: Kendine iyi bak. (20.07)
Eylül: Sen de, teşekkür ederim. (20.07)
*
Bazı şeyleri açığa kavuşturduğumuz için rahat bir şekilde ders çalışabildim. Tıpçı iyiydi, kibardı , yakışıklı da diyeceğim ama görmedim. Ama hislerime göre acayip yakışıklı bir çocuktu. 4 saat dersten sonra kafamı yastığa koydum ve eğer onunla karşılaşırsak ne olur diye düşündüm.
*
Tıpçı: Günaydın, günışığım. (06.47)
Eylül: Günaydın tıpçı bey. (06.48)
Tıpçı: Sabah keyfin yerine gelsin istiyorsan manga dinle. (06.48)
Tıpçı: Valla bu saatte derse oturacak enerjiyi veriyorlar. (06.48)
Eylül: Rakiplerin ağlıyor :D (06.48)
Tıpçı: Ciddi diyorum kızım. (06.48)
Eylül: Hadi uyu biraz daha yoksa anlamazsın. (06.49)
Eylül: Görüşürüz. (06.49)
*
"Nihan, abin çok yakışıklı yaaa. Sevgilisi var mı ?" Kantinde oturuyordum.Duyduğum isimle arkamı döndüm. 5 kişilik bir kız grubu çaprazımda oturuyordu. "Yok ama sevdiği birisi var ve kardeşinin arkadaşlarına bakacağını sanmam."dedi yanındaki kıvırcık kıza. "Gerçekten de onun gibi bir çocuğun size bakmasını beklemiyorsunuz sanırım. Nihan'ın abisi hepimizin abisi demektir." Nihan denilen kızın tam karşısında oturan kız konuşmuştu bu sefer. Tıpçının kardeşi birkaç adım uzağımdaydı. İstesem şimdi tıpçının kim olduğunu öğrenirdim ama yapmadım. Onun alanına saygı gösterdim. Zil çalınca kızlarla aynı anda kalktım. Nihan bana bakıyordu, onu bildiğimden haberi olduğundan adım kadar emindim. Bana gülümsedi, karşılıksız bırakmadım ve ben de ona gülümsedim. Arkadaşlarına döndü "Siz gidin ben geliyorum."dedi ve yanıma geldi.
"Selam." Heyecandan bir anda ellerim terledi ama belli etmeden pantolonuma sildim. "Selam, Nihan."Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşıyordum. "Heyecanlanmana gerek yok. Abim sana söylemiş şaşırdım ama çok sevindim. O seni çok seviyor. Bana kalırsa sen de ona boş değilsin ama farkında değilsin." Ağzım açık kaldım. Ne diyordu bu kız böyle ? "Ona aşık falan değilim!" Bunun üstüne güldü. "Sana, ona aşıksın demedim ama sen öyle de diyebilirsin." Cevap vermedim. Yan yana sınıflarımıza çıktık. Kendi sınıfına geçerken el salladı. Ben de sınıfıma çıktım. Aklım arap saçına dönmüştü.
*
Tıpçı: Nihan'la konuşmuşsun. (20.07)
Tıpçı: Seni çok sevmiş. Çok şirin bulmuş seni. (20.07)
Eylül: Ciddi misin ? (20.07)
Eylül: Bence korkunçtum. (20.08)
Tıpçı: Bizim ailenin gözlerinde sana karşı bir şey var sanırım. (20.08)
Tıpçı: Hepimizin gözünü kör ediyorsun. (20.08)
Eylül: Ayıp ya, kıpkırmızı oldum. (20.08)
Tıpçı: Neyse, sen bi balkona çıksana. (20.09)
Eylül: Yine mi geldin ? Hem de bu soğukta.. (20.09)
Tıpçı: Gönül ferman dinlemiyor. (20.09)
Eylül: Peki, hemen çıkıyorum. (20.10)
Pencereye çıktım, dışarısı buz gibiydi. Bu soğukta buraya kadar gelmişti bir de. Seslensem cevap vermeyeceği için mesaj attım.
Eylül: Hasta olacaksın bak gördün hadi git. (20.12)
Tıpçı: Sen beni görüyor musun ? (20.12)
Eylül: Bir karartı görüyorum sadece. (20.12)
Eylül: Yanına gelmek istiyorum ama yapmayacağım. (20.13)
Tıpçı: Gelirsen ne yapacağımı bilmiyorum. (20.13)
Tıpçı: Gelme o yüzden. (20.13)
Eylül: Pekala, gelmeyecektim zaten. Çok soğuk dışarısı. (20.13)
Tıpçı: Harikasın ya. GERÇEKTEN. (20.14)
Eylül: Öyleyim. (20.14)
Eylül: Heheheheh. (20.14)
Tıpçı: Gördüm seni yeter daha bana. (20.15)
Tıpçı: Off of.. (20.15)
Tıpçı: Bu kadar güzellik sana bile fazla. (20.15)
Uzun olduğunu düşünüyorum. Kendinize iyi bakın.
![](https://img.wattpad.com/cover/115068799-288-k617448.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim
ContoBilinmeyen Numara: Sana verdiğim değeri sayılara verseydim, tıpa gitmiştim Allahsız.