2.0

9.8K 498 37
                                    

Geç gelen bir bölümle karşınızdayım. Üzgünüm ama ders çalışmam lazım. Bir de araya bayram falan girdi. Geçmiş bayramınızı kutlarım. İyi okumalar.

Kağıtları toparlayıp hemen eve gitmek için durağa koştum. Tıpçı ne diyeceğini, ne yazacağını, ne hissettireceğini bilen birisiydi. Bense odunun tekiydim. Herhangi bir şey yazamayan, iltifat edemeyen, daha kalabalıkta bile konuşamayan birisiydim. Bütün bu hisleri, bu notu, bu çocuğu hak edecek o kadar çok insan vardı ki. Ama ben bencildim. Yine bencil bir Eylül olacaktım. Bunu biliyordum. Onu dışarıda bekleyen ne kadar insan olursa olsun umursamazdım.

Eve vardığımda hava çoktan kararmıştı. Telefonumu şarja taktım. Tıpçıya ne yazacağımı bilmediğim için WhatsApp'e girmeme kararı aldım. Eninde sonunda yazacaktı ben de cevap vermek zorunda kalacaktım. Ne diyeceğimi bilmiyordum, onu sevmesem bile kaybetmek de istemiyordum. İki ucu boklu değnek misali derse geçtim. Yaklaşık bir saat kadar sonra onun için ayarladığım mesaj sesini duydum. Kitabı uzaklaştırıp telefonu elime aldım.

Tıpçı : Eylül? (20.12)

Eylül : Tıpçı ? (20.13)

Tıpçı : Bir şey demeyecek misin? (20.13)

Tıpçı : Kötü bir şey diyeceksen söyle kendimi hazırlayayım. (20.13)

Eylül : Hiçbir şey demeyeceğim. Korkma. ( 20.13)

Tıpçı : Ne olur bana bi şans ver. Sana yalvarırım. (20.14)

Eylül : Bana zaman verir misin ? (20.16)

Tıpçı : Sana istediğin kadar zaman ama lütfen bana bir şey söylemeden karşıma birisiyle çıkma. (20.17)

Eylül : İyi akşamlar tıpçı. (20.17)

Artık tıpçının ağzından bir bölüm yazma zamanı gelmedi mi sizce de ? Ayrıca kısa olduğu için özür dilerim ama gelecek bölüm affedersiniz beni💙

AnonimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin