Neden bana,beni öldürecekmiş gibi bakıyodu lan bunlar. Sinirden kızarmış mıydı o ? Içeride Dinah ve Lauren 'dan başka kimse yoktu. Titreyen ellerimi elimi yüzümü yıkamak için suya tuttum. Heyecanlandığımı belli etmemem gerekiyordu. Kafamı kaldırdığım da aynadan bana bakan Lauren çok geçmeden konuştu.
"Kimsin sen ? Iki gündür çöktün üstümüze. Ne istiyorsun kızım ? "
Ciddi bi şekilde sorduğu soruya gülerek cevap verdim."Adımı söylemiştim. Ben sadece işimi yapıyorum. Siz neden bu kadar rahatsızsınız ? " öfke saçan gözleriyle bana bakarken biraz da olsa korktuğumu hissetmiştim. Cevap vermedi. Dibime kadar geldi. Bu kadar yakınım da olmaması gerekiyordu. Heyecanlandığımı anlamamalıydı. Kalp ritimlerimi duymamalıydı. Yeşil cennetini bana bu kadar yakından sunmamalıydı.
"Size kötü bişey yaptığımı hatırlamıyorum. Nedenini bilmediğim bi şekilde bana karşı öfkelisiniz." Işaret parmağımla Dinah'ı gösterdim. "Hepiniz. Bu nefreti hak edecek ne yaptım ? " bi kaç saniye dudaklarıma baktı. Sonra kendi dudaklarını yaladı. Siktir siktir siktir. Kafamı hemen duvara doğru çevirdim.
"Küstah insanlara alerjim var. Ve siz de küstahlıkta zirveyi bulmuş bi insansınız. Herşeyi parayla yaptıran baba parası yiyen şımarıktan bi farkınız yok." Kafamı yere eğdim. Kalbim mi kırılmıştı benim. Neden kendimi bok gibi hissediyordum. Neden ağzımı açamıyordum şuan. Buralara kadar tırnaklarımla kazıyarak gelmiştim. Ailem tarafından hiç bi zaman şımartılmamıştım. Ne ailesi hiç kimse tarafından şımartılmamıştım ben. Baba parası şimdiye kadar yemiş miydim hiç ? Bilmiyordum. Kendimi bildim bileli annem bakmıştı bize. Sorunlu bi babam olmasını ben istememiştim. Kafamı kaldırdım. Gözlerine baktım.
"Herşeyi parayla yaptıran kısımda haklısın Jauregui. Ama baba parası yiyen kısımda yanıldın. " güldü.
"Neden babacığın mı yok kücük Camila ? " kaşlarım hayretle havaya kalktı. Ne. Bi insanın hayatını bilmeden nasıl böyle şey diyebiliyordu. Buraya gelmemem gerekiyordu. Direk arabama binip burdan uzaklaşmam gerekiyordu. Ne diye burda oyalandıysam. Böyle olmamalıydı. Yeşil , benden nefret etmemeliydi. Ileri geri konuşmamalıydı. Canımı neden yakıyordu. Işaret parmağımı göğsünün oraya getirip vurdum.
"Insanlar hakkında bi bilgiye sahip değilsen ileri geri konuşmamalısın Jauregui. Can yakmak hoş bişey değildir. "
Işaret parmağıma bakarken bu sefer onun konuşmasına izin vermeden dışarı çıktım. Sikeyim. Hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Iki günde nefret etmisti benden. Halbu ki bütün bunlar onun içindi. Bir bilseydi. Ah bi bilseydi. Bu kadar sevildiğini bi bilseydi. Belki herşey yoluna girerdi. Şirketten çıkıp arabama bindim. Kafam çok doluydu. Nereye gittiğime bile bakmıyordum ki. Telefonum çalınca telefonu arabaya bağladım.
"Hey bebeğim, burdaymışsın." Austin'nin sesi kulaklarıma dolduğunda gülümsedim.
"Evet bir kaç günlüğüne geldim. Sen nerden ögrendin ?"
"Burası benim çöplüğüm Mila. Beni hafife alıyosun."
"Oh özür dilerim" diyip güldüm. Onun da gülme sesi geldi.
"Nerdesin ? Seni göreyim. "
"Aslında Austin bi bar açtığını söylemiştin. Eğer ordaysan konum at oraya geleyim. " hava kararmaya yeni yeni başlamıştı. Ama biraz kafa dağınıklığı fena olmazdı.
"Şimdi geldim bende. Bekle atıyorum. " diyip telefonu kapattı. Üstümü değiştirmem için eve gitmem gerekiyordu. Eve geldiğim de üstümü giyinirken hava iyice kararmıştı. Telefonumu elime alınca konumu açıp arabaya bindim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Admirer (camren)
FanfictionYıllardır hayalini gerçekleştirmek için can atan Camila Cabello... Seksiliğiyle, karakteriyle, sesiyle gündeme damga vurmuş Lauren Jauregui...