I - I.Bölüm

5.5K 347 112
                                    

LYORD KRALLIĞI

Lisiya, 1218

"Odaklan!"

Büyükannesinin tok sesi kulaklarına dolarken, kontrollü bir şekilde nefes alıp verdi. Zihnini meşgul eden gereksiz düşüncelerden sıyrıldı ve obsidyen aynada yalnızca kendi yansımasına baktı. Kendi gözlerinin içinde kendi gerçeğini bulmaya odaklandı.

İçten içe yine başarısız olacağını düşünüyordu ama büyükannesini kırmamak için diğer günlerde de olduğu gibi bir kez daha umutsuzca deniyordu.

İki yıl önce bir yeni ay akşamı yaptıkları ritüelden sonra Esmina de Prines düzenli olarak torununu odasına çağırmış ve acı elma otundan yaptığı tütsülerle onu kötü enerjilerden arındırdıktan sonra aynanın karşısına geçirerek kendi gerçeğini görebilmesini arzulamıştı. Bazı anlarda küçük Caty bir şeyler görür gibi olmuş, ancak bunları anlamlandıramadığı için bir türlü gördüklerini aktaramamıştı. Hiçbir gelişme yaşanmaması üzerine Esmina da torununa semboller üzerine dersler vermeye başlamış, ancak o zamandan beri de yine hiçbir gelişme yaşanmamıştı. Üstelik küçük kız önceki görülerini bile artık göremez olmuştu.

Esmina nerede hata yaptığını düşünmekten uyku uyuyamıyor, gecesini ve gündüzünü bu işe adayarak saatlerce odasından çıkmıyordu. Ona da kendi büyükannesinden ve tanıştığı bazı ilim sahibi insanlardan miras kalan kitaplara ömrünü adamış ve hala da adamaya devam ediyordu. Hayatının akışını değiştiren bu kehanetin onu zafer dolu bir sona götüreceğine inanıyordu, ancak ölmeden önce bütün bildiklerini mirasçısına aktarmalı ve onun gözlerindeki perdeyi kaldırarak onu da geleceğe hazırlamalıydı. Hayatındaki tek gayesi artık buydu ve bu uğurda ölene kadar da çabalayacaktı.

Annesinin bu durumunu artık bir hastalık olarak nitelendiren Marisa Astransa ise çoğu zaman kızına engel oluyor ama bir şekilde onu annesinin odasında bulduğunda işlerine karışmamayı tercih ediyordu. Çünkü kızına ne kadar yasak koyarsa onu o kadar annesinin gizemli dünyasına ittiğinin farkındaydı ve bu yüzden çoğu zaman ona kızmıyor ama mantıklı bir şekilde bu işlere kendini kaptırmaması gerektiğini öğütlüyordu.

Marisa'ya göre kehanet dillendirmek, eski efsunlarla uğraşmak ve yıldızları okumaya çalışmak zararlıydı ve sonucunda istenmeyen şeyler gelip seni bulabilirdi. İlahi yazgıya müdahale etmeye çalışmak bir bedel gerektirirdi. Annesinden öğrendiği ilk şey buydu, ancak annesi sanki kızına verdiği bu ilk öğüdü unutmuş gibi davranıyor ve bir şeyleri değiştirebileceğine inanıyordu.

Aralık kalmış olan kapıdan içeri girdiğinde kızını yine aynanın önünde otururken bulduğunda, öfkesini kontrol etmek için kendisini zor tuttu. Kapıyı hızlıca kapattıktan sonra kızının başında bir zebani gibi bekleyen annesine doğru hızlıca adımladı. Onu kolundan tutarak kızından uzaklaştırdıktan sonra kulağına doğru eğildi. "Bunu yapmaman gerektiğini daha önce de söylemiştim."

Esmina vakur bir ifadeyle kolunu kızının elleri arasından kurtardı ve elinde tuttuğu kitapçığı masanın üzerine bıraktı. Şöminede harlanmış olan ateşin homurtusu bütün odayı sararken, bir an için kısa bir sessizlik oldu. Tahta parçalarından çıkan çıtırtılar yükseldiğinde, Marisa sessizliğe daha fazla tahammül edemeyerek söylenmesine devam etti.

"O daha sekiz yaşında bir çocuk. Bırak da artık çocukluğunu yaşasın."

"Onun kaderi sıradan bir çocuk olamayacak kadar değerli. Bunu anlayamıyorsan eğer sana ne yazık."

Marisa kızını oturduğu yerden kaldırmak için hamlede bulunacağı sırada Esmina hızlıca onu durdurdu. "Bu şekilde bölemezsin, biliyorsun. Bırak da kendi bitirsin."

GÜNEŞ VE AY'IN DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin